Çin göz kamaştırmak için bütün gücünü seferber etti

Güncelleme Tarihi:

Çin göz kamaştırmak için bütün gücünü seferber etti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2008 00:00

Çin’in rüyasıydı olimpiyatlar. Yıllardır dünyanın bu en büyük spor organizasyonunu düzenlemek için uğraşıp duruyorlardı. 1996, 2000, 2004 oyunları için iddialı bir adaydı. Ama her seferinde Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyelerinin oyları onları hayal kırıklığına uğrattı. Nihayet 2001’de komite onlardan yana karar verdi. 2008 Olimpiyatları Pekin’de yapılacaktı. O günden beri sadece organizasyonun düzenleneceği Pekin şehri değil tüm ülke olimpiyatlarla yatıp kalkıyor.

Çin, hem eksiksiz bir organizasyon yapmak hem de sportif açıdan büyük başarı elde etmek için tüm kaynaklarını seferber etti. Her biri mimari harika sayılabilecek tesisler inşa etti ve 639 kişilik bir sporcu ordusu yetiştirdi. Bu büyük çabanın sonuçlarını 8 Ağustos akşamı yapılacak açılış töreninde göreceğiz.

2008 Olimpiyatlarında 37 tesiste yarış ve maç yapılacak. Çin hükümeti 11 yeni tesis inşa etti. Bunlar için açılan yarışmalara dünyanın en önemli mimarları başvurdu. Örneğin 93 bin kişilik Olimpiyat Stadyumu’nu dünyada birçok stadyumu inşa eden Herzog ve De Meuron tasarladı. Tabii sadece spor tesisleri değildi söz konusu olan. Pekin’in altyapısı da baştan aşağı yenilendi. 40 milyar dolarlık toplam harcamanın 22 milyar doları bu altyapı harcamalarına gitti. Bunların en önemlilerinden, 3 milyar dolara mal olan yeni Pekin Uluslararası Havaalanı’nı ünlü İngiliz mimar Norman Foster tasarladı. Yumurta şeklindeki yeni Ulusal Tiyatro Binası’na Paul Andreu imza attı. Bu mimarlar Çin’le ilgili "anti demokratik, insan haklarına saygılı değil" gibi eleştirilere aldırmadı. Örneğin, Pierre Herzog, kendisine niye bu iddiaları dikkate almadığını soran Alman Der Spiegel dergisine "Bu teklifi ancak bir aptal kabul etmezdi" yanıtını verdi.

Dev Yumurta

Yeni ulusal tiyatro binası Tiananmen Meydanı’nın batısında. Elips şekli ve cam titanyum karışımı kubbesiyle dev bir yumurtaya benzetiliyor. Etrafı bir havuzla çevrili.

Her biri mimarlık harikası

PEKİN’İN SPOR ALTYAPISI

Pekin Ulusal Spor Salonu 19 bin kişi kapasiteli. Artistik jimnastik ile hentbola ev sahipliği yapacak.

Basketbol maçları Wukesong Spor Salonu’nda olacak.

Olimpik Tenis Merkezi’nde 10 kort var. Merkez kort 17 bin 400 seyirci kapasiteli.

Laoşan Velodromu bu olimpiyat için inşa edildi. 6 bin seyirci kapasiteli velodromda bisiklet yarışları yapılacak.

Pekin Atıcılık Salonu 9 bin seyirci alıyor. Olimpiyatların ilk madalyaları bu salonda verilecek.

Kürek, kano ve uzun mesafe yüzme yarışları için 37 bin seyirci kapasiteli Şunyi Olimpik Kürek Parkı yapıldı.

Çin Ziraat Üniversitesi Jimnasyumu 8 bin 200 seyirci kapasiteli ve güreş maçlarına evsahipliği yapacak.

Pekin Üniversitesi Jimnasyumunda ev sahibinin favori spor dalı masa tenisi maçları oynanacak.

Pekin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Jimnasyum’u 7 bin 500 seyirci kapasiteli. Burada badminton ve ritmik jimnastik müsabakaları yapılacak.

Pekin Teknoloji Üniversitesi Jimnasyumu yeni inşa edildi, badminton ve tekvandoya ev sahipliği yapacak.

93 bin kişilik Kuş Yuvası
/images/100/0x0/55eae627f018fbb8f89dd1a9


Pritzker ödüllü İsviçreli mimarlar Jacques Herzog ve Pierre De Meuron tarafından tasarlandı. Açılış ve kapanış törenleri, atletizm yarışmaları ve futbol finali bu stadyumda yapılacak. İsmi Pekin Olimpiyat Stadyumu ama görüntüsü nedeniyle Kuş Yuvası ismi yakıştırıldı bile. Bu görüntüyü sağlamak için dış cephede 36 kilometre uzunuluğunda ve 45 bin ton ağırlığında çelik bir şerit kullanıldı. Herzog’a göre bu stadyumda seyircilerin güvenlik kameralarından bile saklanabileceği noktalar var.

Yeni havalimanı Norman Foster imzalı

Yeni Pekin havalimanı inşaatı mart ayında bitti. Ünlü İngiliz mimar Norman Foster’ın tasarladığı dünyanın en büyük havalimanı, 3 milyar dolara mal oldu. Havalimanı terminal binasının her iki yandaki iki dev bumerang bir ejderhaya benzetiliyor.

Şeffaf Su Kübü

Ulusal Yüzme Sporları Merkezi, Avusturyalı mimarlık şirketi PTW tarafından tasarlandı. 17 bin kişi seyirci kapasiteli tesis akşam karanlığında dışarıya ışık saçan müthiş bir görüntü oluşturuyor. Bu yüzden hemen Su Kübü (Water Cube) ismi yakıştırıldı bu tesise. Yüzme, sutopu ve atlama yarışları burada yapılacak. Çelik iskeletini kaplayan 100 bin metrekarelik plastik türü ETFE malzemesi, içeriye daha fazla ışık ve sıcaklık girmesini sağlayarak enerji tasarrufu da sağlıyor.

3 BİN SPOR OKULUNDA 400 BİN GENÇ ASKERİ DİSİPLİNLE EĞİTİM GÖRÜYOR

Çin sporcularını devlet eliyle yetiştiriyor. SSCB ve Doğu Bloku yıkıldıktan sonra dünyada sporu tamamen devlet eliyle yöneten Kuzey Kore ve Küba gibi bir avuç ülke kaldı. Bunların başında Çin var. Çin’in olimpiyatlara katılmadığı
/images/100/0x0/55eae627f018fbb8f89dd1ab
dönemde de komünist geleneğe uygun şekilde çok sayıda spor okulu açılmıştı. 2001’den sonra daha büyük bir atılıma kalktılar. Spor bakanlığının bütçesi 428 milyon dolardan 714 milyon dolara çıktı. Şimdi ülkenin her noktasında tam 3 bin spor okulu var. Bu okullarda 400 bin genç geleceğin şampiyonu olmak için eğitim görüyor.

Örneğin Shandong Eyaleti’ndeki Luneng Masa Tenisi Okulu’nda 230 yatılı öğrenci var. Her sabah öğrenciler 80 masada dört saat antrenman yapıyor. Duvarda asılı "Ülken için savaş" sloganının altında aralıksız raket sallıyorlar. Öğleden sonra spor dışı dersler var. Haftada üç gün akşamları da antrenman yapıyorlar. Ailelerini yılda iki hafta görme izinleri var.

Weifang City Spor Okulu’ndaki halterci adayı genç kızlar çok sıkı bir antrenman temposu içindeler. Öğleden sonra ara verildiğinde hepsi sekiz kişilik odalardaki ranzalarına yorgunluktan yığılıp kalıyor. Çocuk yaştaki kızların hep azimli olmasını istiyor okulun sorumluları. Time dergisinin 30 Haziran sayısındaki bir anekdot bunu çok iyi anlatıyor. Time muhabiri Hannah Beech’in konuştuğu 15 yaşındaki Chen Yun her soruya "En çok halteri seviyorum. Başka bir şey düşünmüyorum. Hobim halter kaldırmak" diye cevap veriyor. Ağzından "Bir de köyümdeki tarlada koşmayı severdim" kelimeleri çıkar çıkmaz hemen okul idarecileri müdahale ediyor, "Ama artık sadece halteri seviyor. Görevi, başarılı olup ülkesini gururlandırmak" diye söze giriyorlar. Üstelik bu okuldaki şartlar çok parlak değil. Yatakhaneler çiş ve ter kokuyor, bazı antrenman salonlarını zayıf bir lamba aydınlatıyor.

AİLELERİN SÖZ HAKKI YOK

Bu okullara öğrenci seçmek için spor okullarının yöneticileri ve antrenörleri bölgedeki ilk ve ortaokullara gidip sıkı bir yetenek taraması yapıyorlar. 6-14 yaşındaki çocukların boyları, kolları, omuz genişlikleri, el-göz koordinasyonları ölçülüyor. Gerekirse belli spor dallarına yönelik testler yapılıyor. Örneğin çocuğun avucunda aynı anda üst üste kaç demir bilyeyi tutabileceğine bakıyorlar; altı bilyeyi geçecek avuç büyüklüğüne sahipse okçuluk onun için uygun bir dal oluyor. Uygun bulunan çocuklar, ailelerine söz hakkı tanınmadan spor okuluna kaydediliyor ve bundan sonraki 8-10 yılını orada geçirmek üzere evinden ayrılıyor.

SİSTEMİN KURBANLARI

Her bir Olimpiyat veya dünya şampiyonuna karşılık yüzlerce genç hem sporcu olarak öne çıkamıyor hem de iyi bir eğitim görme imkanını kaybediyor. China Sports Daily gazetesine göre ülkede spor okulu mezunlarının yüzde 80’i işsizlik ve yoksullukla mücadele ediyor, aşırı antrenmandan kaynaklanan sağlık sorunlarından yakınıyor. Devlet Spor Kurumu’nun sağlık sorunu olan birçok sporcuyu da antrenmanlara zorla çıkardığı iddia ediliyor. Örneğin 2004 Kule Atlama Olimpiyat Şampiyonu Hu Jia, iki gözündeki görme bozukluğuna karşın antremanlarını en sıkı şekilde sürdürdü. Kadın tenisçi Zheng Jie, Olimpiyatlara katılabilmek için 2007’den beri birçok maça ayağındaki sakatlıkla çıktı.

Ne pahasına olursa olsun en çok altın madalyayı biz alacağız

Komünist dönem öncesi Çin 1932, 1936 ve 1948’de Olimpiyat Oyunları’na katılmış ama hiç madalya kazanamamıştı. 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin ilanından sonra Çin Olimpiyat Komitesi, Tayvan Adası’na kaçtı. Komünist hükümet, Tayvan’ın Çin Cumhuriyeti ismini kullanmasını kabul etmediği için Olimpiyatları 1980’e kadar boykot etti. Çinli sporcular uzun bir aradan sonra ilk kez 1984’te Los Angeles Olimpiyatları’na katıldı. SSCB ve Doğu Bloku’nun boykot ettiği bu oyunlarda, Çinliler 15’i altın toplam 32 madalya aldı.

2001 YILINDA PROJE 119 BAŞLADI

Bu tarihten beri, 1988’deki kısa duraklama hariç, Çin’in olimpiyatlardaki başarı eğrisi hep yukarı doğru gitti. Ama Çin bunu hiçbir zaman yeterli görmedi. Hükümetin kafasında hep bir Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapıp bundan faydalanarak madalya sıralamasında en yukarıya tırmanmak hayali vardı. 2004 Olimpiyatları’nda madalya sıralamasında 32 altınla Rusya’yı da geçerek ABD’nin ardından ikinciliğe kadar yükseldiler. Bu yıl ise amaç ABD’yi de geçip en üst basamağa oturmak.

2008 oyunlarını düzenleme hakkını aldıktan sonra Çin Devlet Spor Kurumu 2001’de Proje 119 adlı kapsamlı bir çalışma başlattı. Bu projeyle, Olimpiyatlar’da en fazla altın madalya dağıtılan dört dal, atletizm, kano, kürek ve yüzme hedefleniyordu. Amaç çok madalya getirecek bu dallarda başarı oranını hızla artırmaktı. Zaten projenin ismindeki 119 rakamı da o dönem bu dört daldaki altın madalya sayısına tekabül ediyordu. Bu yıl ise bu dört dalda toplam 122 altın madalya sahibini bulacak.

Çin, bu proje sayesinde özellikle ABD’nin pek ağırlığının bulunmadığı kürek ve kanoda dev bir atılım yapmayı planladı. Ama atletizm ve yüzmede dört yıl öncesine oranla büyük ilerleme kaydedemedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!