Centilmen kaplanlar

Her şey Kadınlar Voleybol Ligi’nin 2008-09 sezonu, play-off maçlarında başladı... 27 Türkiye şampiyonluğu bulunan Eczacıbaşı Takımı, tarihinin en kötü sezonlarından birini geçiriyordu. Zor zamanda destek, Eczacıbaşı Intema Grubu’nun üst düzey yöneticilerinden geldi. Bir toplantı sonrasında Fenerbahçe’yle yapılacak son maça gitmeye karar verdiler. Grubun kurucularından Eser Ersoy dönüm noktası o maçı şöyle hatırlıyor: “Tribünlerde başka Eczacıbaşı çalışanları da vardı. Am onlar sadece izliyordu, biz, 15 kişilik bir grup olarak tezahürat da yaptık. Ancak sayıca daha az Fenerbahçeliler, gerçek taraftar olduğundan salonu adeta sesleriyle yıktılar. Zaten o sezon Fenerbahçe şampiyon oldu.”
Ancak o yenilgi Tigers’ın doğuşuna da vesile oldu. Ersoy ve diğer kurucular o günü, “Takıma sahip çıkamamanın ezikliği içinde oradan çok mutsuz ayrıldık ve bir grup kurmaya karar verdik. Gruba, hem agresif hem de zarif bir hayvan olan kaplandan ilham alarak ‘Tigers’ adını verdik. Renklerimiz de uydu; biz de turuncuyuz. Beş kişiyle başlayan grubun mevcudu kısa sürede 30 kişiye çıktı. Tişört ve flamalar yaptırdık. Birkaç ay sonra kendimizi Eczacıbaşı Spor Kulübü’ne tanıttık. Onlar da uzun zamandır böyle bir şey istedikleri için çok memnun oldular” diye özetliyor.

BAŞTA KİMSE MERAKLI DEĞİLDİ

Geçen sezondan beri Tigers, İstanbul’daki her maça en az 50-60 kişiyle gidiyor. Derbi maçlarında bu sayı artıyor: “Başta Tigers’ın kurucuları şirket yöneticisiydi ve hiçbiri voleybola çok da meraklı değildi. Ancak hep beraber aynı takımı destekleme imkanı bulduk ve bu bizi çok etkiledi. Voleybol değil beyzbol da izlesek fark etmezdi. Bizi birleştiren Eczacıbaşı ismi ve aidiyet hissi oldu. Takıma ilk sahip çıkanlar yöneticiler olunca çalışanlar da bundan etkilendi. Zaten birkaç maçtan sonra herkesi sardı. E-posta grubumuz ve 400 üyesi bulunan Facebook sayfamızla ilgilileri maçlardan haberdar ediyoruz.”
Grubun profiliyse karışık: “Mavi yaka-beyaz yaka, yönetici-eleman ayrımı yapmadan ‘Eczacıbaşı’ olarak toplanıyoruz. Başta İstanbul merkezli çalışanlar ağırlıktayken, sonra Bozüyük’teki fabrikamızdan da destek geldi. Oradaki arkadaşlar da Bozüyük Tigers adlı kalabalık bir ekip kurdu.”

DERBİ GÜNÜNDE SEYAHAT YOK

Peki maçlar mesai saatleriyle çakıştığında ne yapıyorlar? “İşimizi aksatmamaya çalışıyoruz tabii!” diye anlatıyorlar: “Lig maçları genelde hafta sonu oynanıyor. Ama kritik Avrupa kupası maçlarında işleri bırakıp gittiğimiz de oluyor. Eczacıbaşı CEO’su Erdal Karamercan da izin veriyor. Derbi maçlarına denk gelen günlere seyahat koymamaya çalışıyoruz. Çok önemli yurtdışı seyahatlerinde fire veriyoruz ama önemli nokta salonda yeterli sayıya ulaşmak. Voleybolda 80-100 kişiyle futboldaki binler kadar etki yaratabiliyorsunuz. Artık yazdığımız tezahüratlarla 200 kişilik Fenerbahçe veya Galatasaray seyircisinin bile bastırabiliyoruz.”
Tigers’ın coşkusu sahaya da yansımış: “Takım başta gerçek bir taraftar grubu olduğumuza inanmadı. Parayla tutulduğumuzu ya da zoraki gelmiş çalışanlar olduğumuzu sandılar. Üç-dört maç kendi kendimize bağırdık. Oyuncular da bize adapte olamadı. Ama zaman içinde onlar da bağlılığımızı anladı. Hele geçen sezon tam anlamıyla kaynaştık. Hem saha içinde hem saha dışında iletişimimiz çok iyi. Artık beraber vakit geçiriyoruz. Bizim varlığımızla motive olduklarını söylüyorlar.”

PRENSİPLERİ VAR

Futbolda hepimiz başka takımları tutuyoruz ama voleybolda gönülden Eczacıbaşı’na bağlıyız. Tabii en temel prensibimiz centilmenlik. Hiçbir maçımızda küfredilmiyor. Karşı takıma yönelik olumsuz tezahürat da yapmıyoruz. Maç sonunda mutlaka rakip takımı da alkışlıyoruz. Türkiye Kupası finalinde yendiğimiz Vakıfbank’ı alkışladık; bize Twitter’dan teşekkür ettiler. Yenildiğimizde de alkışlamamıza çok şaşırıyorlar. Bizden hiçbir zaman kötü, karşı tarafı incitici tezahürat duyulmaz.

ÖZGE’DEN SONRA GÖZDE’NİN PEŞİNDEYİZ

Taraftarı olan takımla olmayan aynı değil. Eczacıbaşı’daki o eksiği Tigers tamamladı. Kulübün alacağı kararlarda etkili olmaya çalışıyoruz. Mesela pasör Özge Kırdar Çemberci’nin gelmesi için uğraşıldığını duymuştuk. Twitter’dan Özge’ye “Tigers seni bekliyor!” diye baskı yaptık. Şimdi Özge’nin ikizi Gözde’nin peşindeyiz!
 
Kendimizi özel hissediyoruz
ECZACIBAŞI VİTRA VOLEYBOL TAKIM KAPTANI ESRA GÜMÜŞ

Yıllar sonra kendi taraftarımıza kavuştuğumuz için mutluyuz. Kendimizi özel hissediyoruz. İlk başta sayıları azdı, şimdi arttı. Çok bilinçliler. Önemli maçlarımızda bizi hiç yalnız bırakmıyorlar. Ankara’daki play-off finallerinde destekleri bizim için önemliydi. Maç sırasında nerede nasıl davranmaları gerektiğini biliyorlar. Artık yokluklarında salonu sessiz buluyoruz. Özellikle kaliteli bir taraftar grubumuz olduğu için çok mutluyuz.