İlhan SÖYLER
Oluşturulma Tarihi: Şubat 04, 2004 01:47
G.Saray Yardımcı Antrenörü, ‘‘Gece 3'lere 4'lere kadar oturan, konuşan insanlar tartışmaz mı? Fikrimi söylemeyeyim diye bir düşünce olabilir mi? Böyle bir durumda taviz çıkar ortaya. İlkeleri olan bir insanım. Alçak gönüllü tavrım farklı yorumlanıyor. Mütevazi oluyorum gerçek sanıyorlar’’ dedi.
GALATASARAY'ın elde ettiği tarihi başarılarda hep onun da adı vardı. Teknik kadroda
Fatih Terim'den sonra gelen ikinci adamdı
Müfit Erkasap. Yıllardır
Terim'le omuz omuza, kol kola mücadele veren
Erkasap, kimi gün geldi G.Saray'ın yaşadığı sıkıntılar nedeniyle ağır eleştirilere hedef oldu.
Erkasap, kendini ve G.Saray'ı Hürriyet'e anlattı.
Terim ile uzun yıllar birliktesiniz. En yakınındaki adamsınız. Terim değişti mi?
‘‘Dünyada değişmeyen gelişmeyen hiç bir şey yok. Gelişim yeniliktir. Biz 1996 yılında göreve başladık, 2000 yılında zirveye ulaştık.
O dönemde tam 46 oyuncu gitti, yerine yenileri geldi. 1996 ile 2003 yılı elbette aynı değil.
O gün başardık. Bugün de aynı şeyleri yaptık. Çabalarımızın karşılığını göremedik. Ama şu bir gerçek, o günlerden daha tecrübeli ve bilgiliyiz.’’
Şartlar tercihe zorladı
O dönemle bu dönemin farklılıkları nelerdi G.Saray'da?
‘‘G.Saray'ın şartları bizi bir tercihe zorladı, ama olmadı. Güven duygusuyla yaptığımız bu tercihte beklenen sonuçları alamadık. Şimdi yine bir tercih yaptık. Değişime gittik.
1996-2000 arasında temeli Türk kültürü üzerine dayalı bir ortak değer yarattık. Herkes bunu paylaşıyordu. Şimdi bu ortak değer yok mu, diye soracaksınız. Olması için tercihlerimizi kullandık.’’
Terim, futbolcularla diyaloğa bile girmiyor, onlarla Müfit Erkasap aracılığı ile konuşuyor diye eleştiri alıyor.
‘‘Kesinlikle doğru değil. Biz insanların saygınlığına, onurlarına değer veriyoruz ki, aynı sorumluluğu taşısın.
Şevkatli ve babacan yaklaşıyoruz ki sadık olsun. Hocam, iyi olanı teşvik ediyor, bilmeyene öğretiyor ki, hevesle çalışsın. Bu davranış, bilmeden görmeden nasıl eleştirilir anlamıyorum.
24 saat telefonumuz açık. Bunu t üm futbolcularımız bilir.
‘Biz' duygusunu yaratmaya çalışan bir ekip için bu eleştiri insafsızlık olur. Ama bir özeleştiri isterseniz, belki daha fazla futbolcularla birlikte olmalıydım derim.
Belki yetersiz kaldım. Zamanımı planlayamadım. Bu olabilir. Ama diğeri asla.’’
Dört temel değer
Terim’in her dediğine ‘Evet’ dediğiniz, fikrinizi hiç söylemediğiniz, tartışmadığınız söyleniyor. Yetersiz mi kalıyorsunuz?
‘‘Herkes bir şey söylüyor, bizim hakkımızda bir karar veriyor. Biz bir ekibiz. Çalışma düzenimiz, ortak değerlerimiz var.
Bu ekibin her bireyi bunu benimsemiş ve ortak bir zihin haritası çizmişiz. Bizim temel değerlerimiz var; 1- GÜVEN, 2- AÇIKLIK, 3- DÜRÜSTLÜK, 4- KATILIM ve İŞBİRLİĞİ.
Bizim ilişkimizdeki güven duygusu, herkesin ağzıyla söylediği ‘Ben sana güveniyorum' gibi klasik bir güven duygusu değil. Güven duygusu ve bunun kökleri herkesin hayatına göre değişir. Birine güvenmek aslında kendine güvenmektir. Ve dolayısıyla başkasının da size güvenmesidir.
Bu bakımdan Terim'in bana, benim Terim'e olan güven duygum sonsuzdur. Güven duygusunu oluşturan en büyük etken açıklık ve dürüstlüktür. Şimdi, Terim ile aramızda bunlar varken, katılım ve işbirliğinin olmaması mümkün mü?’’
Patavatsızlık yapmam
Yani siz de katıldığınız ve katılmadığınız kararları açık açık tartışıyorsunuz Terim ile..
‘‘
Elbette. Gece 3'lere 4'lere kadar oturan, konuşan insanlar tartışmaz mı? 7-8 saat sus otur, olur mu, böyle şey. Aksi bir durum işin ruhuna ters zaten. Ben fikrimi söylemeyeyim, oturayım diye bir düşünce olabilir mi? Böyle bir durumda taviz çıkar ortaya. Türk kültüründe açıklık, dürüstlük patavatsızlıkla karıştırılır.
Patavatsızlık yapmam isteniyorsa, bu benim davranışımda yoktur. Yapmadım, yapmam da.’’
Peki niye bu eleştiriler o zaman. Yetersiz mi kalıyorsunuz?
‘‘
Bizim tartışma hedefimiz haklı çıkmak değil, işin gelişmesi içindir. Tırnak içinde söylüyorum,
‘Bu tip değer ve ilkeler üzerine kurulmuş beraberliklere çok sık rastlanmadığı için, bizim anlaşılamamamızı yadırgamıyorum' Sonuç olarak ben işimi ciddiyetle yapan, ilkeleri olan bir insanım.
Alçak gönüllü tavrım farklı yorumlanıyor. Mütevazi oluyorum gerçek sanıyorlar.’’
Dinamizm içimizde
Terim'in kulübede oturacağı sandalyeyi sildiğiniz bile söylendi. Bir de tokat olayı yaşanmıştı? Bu tür eleştiriler için ne diyeceksiniz?
‘‘Fatih hocanın sevgisini gösterdiği bir takım davranışları vardır. O davranışlar bir coşkunun ifadesidir. Bunu en sevdiklerine yapar. Ben böyle bir şey hatırlamıyorum, olsa bile insanlar, arkadaşları için birbirlerine destek olur.’’
Siz fikrinizi söylüyorsunuz. Peki ya diğer ekip arkadaşlarınız. Onlar da konuşuyor mu?
‘‘
Fikrimizi paylaştığımız, tartıştığımız ortamı kimse gördü mü? Biz planı, stratejiyi birlikte yaparız. Ekibimizdeki herkes fikrini söyler. Aksi taktirde başarı çıkmaz ki ortaya.
Kimse merak etmesin biz içimizde dinanizmi yaşıyoruz ve mutluyuz.’’
Sesli düşünmemi ister
Artık Terim'den ayrılma zamanı gelmedi mi?
‘‘1975 yılından bu yana birlikteyim
Fatih Terim ile. Birbirimizin evinden çıkmadık. Benim gördüğüm ve anlatmakla sayfalara sığdıramayacağım bir çalışma düzeni var hocanın.
Git bir yerde çalış. Nerede çalışayım? Bugün Fatih Terim ve G.Saray'dan daha iyisi var mı?’’
Fatih hoca ile kulübede konuşur musunuz? Şu oyuncuyu çıkaralım, bunu alalım gibi. Sizin uyarınızı bekler mi?
‘‘Bu uçağın kaptan pilotu Terim. Uçağı, o kaldırır. Ama yanında da yardımcı pilot olarak bizler varız. Benden hep sesli düşünmemi ister. Konuşmazsam rahatsız olur, kim çıkacak, kim girecek hepsini konuşuruz.’’