Güncelleme Tarihi:
Toplantıya, TFF 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, Başkan Vekilleri Erhan Kamışlı, Erdal Bahçıvan, Yılmaz Büyükaydın, TFF Yönetim ve İcra Kurulu üyeleri Ali Düşmez ve Hamit Altıntop, TFF Yönetim Kurulu üyeleri Mustafa Çağlar, Hasan Akıncıoğlu, Alkın Kalkavan, İsmail Erdem, Nuri Akın, Mustafa Hacıkerimoğlu ve Selim Soydan ile Genel Sekreter Kadir Kardaş katıldı.
Özdemir konuşmasına, "Van Bahçesaray'dan dün çok acı haberler aldık, askerlerimiz, vatandaşlarımız çığ felaketinde can verdi. Ardından İstanbul'da yine üzücü bir uçak kazası oldu. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, acılı ailelere başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Allah ülkemize bu tür felaketleri bir daha yaşatmasın." sözleriyle başladı.
Süper Lig'de ikinci yarının yeni başlamasına karşın "inanılmaz bir tartışma ortamının" yaşandığını belirten Özdemir, "Herkesin futbol ortamından bir şikayeti var ancak çözüm önerisi yok. Üzülerek söylüyorum, bugün konuşacağımız konular yerine A Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası finallerinde nasıl başarılı olacağını tartışmayı, Türkiye'nin paha biçilmez boyutta tanıtım yapacağı, 30 Mayıs'ta İstanbul'da oynanacak Şampiyonlar Ligi finaliyle ilgili hazırlıkları konuşmayı isterdim." ifadelerini kullandı.
Bu sezon şu ana dek kulüplerin TFF'yi ilgilendiren konularda resmi sitelerinden 50'ye yakın açıklama yaptığını ifade eden Özdemir; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un sadece başkanlarının federasyon, kurullar, hakemler ve kararlarla ilgili 90'ın üzerinde basın açıklaması yaptığını kaydetti.
"Bir gün çıkıp 'Hata yaptım' diyen yok"
18 kulübün federasyon, hakemler, kurullar ve kararlardan yakındığını aktaran Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Konu hep benzer, 'O hakemi istemeyiz, bu hakemi istemeyiz. Bu MHK olmaz, gitsin, şu gelsin.' Arkadaşlar, son bir yılda 3 MHK gördü bu ülke... Hepsi birbirinden saygın MHK Başkanımız görev yaptı. Bir karar alıyoruz veya bir kurulumuz karar veriyor, 18 kulübümüzden farklı ses çıkıyor. Ama hepsinin ortak dili aynı, 'Federasyon bizi engelliyor. Hakemler önümüzü kesiyor. Kurullar yanlı karar alıyor.' Sorarım size, TFF, kurullar ve MHK, 18 kulübü birden nasıl hedef alabilir? Bir gün çıkıp 'Hata yaptım.' diyen yok. Aynaya bakan yok. Hata olacaktır, düzeltilecektir de. Eleştiri de yapılacaktır. Yeter ki ölçülü, saygılı olsun. Yeter ki hakka, hukuka uygun, adil olsun. Biz X kulübün, Y kulübün federasyonu değiliz, sadece 18 kulübün de değiliz, ülkemizdeki profesyonel ve amatör 6 bin kulübün, yüz binlerce futbolcunun, futbolun tüm paydaşlarının federasyonuyuz. Bu süreçte yaşadıklarımızı düşününce futbol camiasının tüm unsurlarıyla şapkasını önüne koyup düşünme vakti geldiği kanaatindeyim. Çünkü baktığımızda bu tablonun futbolumuza zarar vermekten başka bir yansıması olmadı."
"Kulüplerin çıkarlarını değil, Türk futbolunun menfaatini gözettik"
Kirli düzen, şaibe, masa başı oyunlar, masaya vurma, masa kırma gibi sorumluluktan uzak söylemlerin Türk futboluna faydasının olmayacağını vurgulayan Özdemir, "Biz eleştirildiğimiz bu süreçte usulsüz, haksız, hukuksuz hiçbir iş yapmadık. Hiçbir kulübü diğerinden ayırt etmedik. Talimatları, kuralları, protokolleri eşit uyguladık. Kulüplerin çıkarlarını değil, Türk futbolunun menfaatini gözettik. Kimsenin hakkını ziyan etmedik." diye konuştu.
Her hakem hatasının, organize şekilde kamuoyu oluşturarak, daha ilk haftadan şampiyonluk kaybetmişçesine feryat figan gündeme taşınmasını üzülerek izlediklerini aktaran Özdemir, tarafsız kurulların aldığı her karara saygı beklediklerini ancak hiçbir gün o saygıyı göremediklerini söyledi.
Kurulların bağımsız kararlarına art niyetle yaklaşıldığını, algı operasyonları yürütüldüğünü savunan Özdemir, "Ama futbolun üst amir kurumu olarak 'Kol kırılır yen içinde kalır' misali, sustuk, sessiz kaldık. Her eleştiriyi sineye çektik, kendimizde hata aradık, düzeltme yoluna gittik. Polemiklerin içinde kaldık ama kulüplerimizle polemiğe girmedik, cevap yetiştirme yolunu seçmedik. Her açıklamayı kamuoyunun takdirine bıraktık." ifadelerini kullandı.
Federasyondaki 8 aylık icraatlarını anlatan Özdemir, "Kulüp Lisans Kurulundaki yapısal değişiklik, Finansal Fair Play Talimatı ve Takım Harcama Limitleri, bugün çok tartışılıyor belki ama Türk futbolunda devrim gibi kararlardı. Göreve gelir gelmez yayıncı krizini kucağımızda bulduk. Kulüplerimizin menfaatlerini maksimum seviyede korumak için beIN SPORTS, Kulüpler Birliği ve Futbol Federasyonu olarak 14 toplantı gerçekleştirdik. Paris'te beIN SPORTS üst yönetimiyle bir araya geldik. Sonuçta kulüplerimizin de onayıyla her iki tarafın da haklarını koruyacak bir karar aldık." diye konuştu.
Ziraat Türkiye Kupası ve Süper Kupa yayıncısı Turkuvaz Medya Grubuyla 10 yıldır iş ortaklığının devam ettiğini belirten Özdemir, maddi ve manevi katkıları nedeniyle Turkuvaz Grubuna teşekkür etti.
Türkiye'nin organizasyon gücünü 30 Mayıs'ta UEFA'nın en önemli organizasyonu Şampiyonlar Ligi finaliyle göstereceklerini dile getiren Özdemir, "Stadı yeniledik, UEFA standartlarında 72 bin koltuklu hale getirdik. Bu final müthiş bir tanıtım fırsatı olacak. Emin ki, Olimpiyat Stadı'nda 2005’ten daha da güzel final oynanacak." değerlendirmesini yaptı.
UEFA Çocuk Vakfı ile çok önemli bir anlaşma yaptıklarını aktaran Özdemir, UEFA Grow projesiyle ilgili çok önemli adımlar attıklarını bildirdi.
Elazığ ve Malatya'daki deprem
Deprem felaketi sonrasında Türkiye Futbol Federasyonu olarak, tüm yerel ve bölgesel futbol maçlarını ertelediklerini anlatan Özdemir, "Bizim önceliğimiz, oradaki vatandaşlarımızın yaşadığı duygular ve güvenliğiydi. Federasyon olarak, maç ertelememiz için herhangi bir kulübün talepte bulunmasına gerek duymuyoruz. Öncelikle bunun bilinmesini isterim. Yöneticilerimiz sadece Yeni Malatyaspor ve Trabzonspor başkanlarını aramadı. Bölgede depremden etkilenen diğer kulüplerimizle de görüştük." ifadelerini kullandı.
Erteleme kararının ardından yapılan açıklama ve ortaya atılan iddiaların kendilerinin dışında olduğunu belirten Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm maçları ertelerken, Malatya'da neden maç oynatalım? Bir yanda enkaz altından vatandaşlarımız kurtarılmaya çalışılıyor. Bir tarafta art arda artçı depremler meydana geliyor. Allah korusun, orada maç oynatsak, bir artçı olsa, insanlar panik olsa, sonrasında Allah korusun üzücü olaylar yaşansa, bunun hesabını nasıl verirdik!
Ayrıca stadın fiziki şartları, deprem sonrası henüz tespit edilmemişken orada hemen nasıl maç oynatabilirsiniz! Biz o günlerde, vatandaşlarımızın acılarını paylaşırken samimiydik ve federasyon olarak sorumluluklarımızı yerine getirdik. O günlerde, erteleme kararı ile ilgili yapılan bazı yorum ve açıklamalar, beni ve yönetim kurulundaki arkadaşlarımı çok üzdü."
Kulüp Lisans Kurulundaki yapısal değişiklik
Kulüp Lisans Kurulunun yapısını değiştirdiklerini ve 3 yıllık bir plan ortaya koyduklarını dile getiren Özdemir, "Bu süreçte Kulüp Lisans Kurulu, 18 kulübümüzün başkan, yöneticileri ve CFO'ları (Finansal İşler Müdürü) ile seri toplantılar yaptı. Tüm tablolar, çalışmalar anlatıldı. Sistemin nasıl işleyeceği kendilerine sözlü ve yazılı olarak bildirildi." dedi.
Kulüpler Birliğinin eski başkanı Fikret Orman'ın defalarca "Kurallara titizlikle uyacağız" açıklamasında bulunduğunu hatırlatan Özdemir, "Ancak ne hikmetse zaman geçtikçe kulüplerimiz içinde oldukları ve beraber yürürlüğe soktuğumuz bu talimatın her detayını bildikleri halde bunu eleştiri konusu yaptılar. Oysa takvim netti. Mesela 28 Haziran'da talimat yürürlüğe girdiği gün 2 Eylül'de takım harcama limitlerinin açıklanacağı herkes tarafından biliniyordu. Bunu kulüplerimizle yazılı olarak paylaşmakla yetinmeyip internet sitemizde ilan etmiştik. Ancak bu durum, sonradan 'Niye 2 Eylül'de ilan edildi?' diye maalesef tartışma konusu haline getirildi." şeklinde konuştu.
Mustafa Cengiz'e yanıt
Değişiklikle ilgili Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz'in eleştirilerine yanıt veren Özdemir, şunları kaydetti:
"Öncelikle şu konuya kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum. Kulüp Lisans Kurulu da tıpkı Tahkim, PFDK, UÇK kurulumuz gibi bağımsız hukuk kurullardan bir tanesidir. Federasyonumuzun kurulun uygulamalarına müdahale etmesi mümkün değildir.
Ancak kendisine bir konuda hatırlatma yapmak isterim. Israrla bazı kulüplerimize ayrıcalık yapıldığını söylüyor. Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı tüm kulüplerimizin katılımı, desteği ve katkısıyla hazırlandı. Federasyon olarak biz son noktayı koyup yayınladık. O gün, ilan ettiğimiz takvimi bütün kulüplerimiz biliyordu. 15 Aralık tarihinde limit artırım talebinde bulunacağını da tüm kulüpler biliyordu. Her kulübümüzün, ilgili talimatın G maddesine göre artırım talebi yapma hakkı, H maddesine göre de kurulun gerekli başvurular halinde artırım yapma yetkisi vardı. Bu kapsamda, kurul talepleri değerlendirmiş bir karar vermiştir.
Sayın Mustafa Cengiz'in bu hafta başında kulüplerimize neden ceza verilmediği konusunda yaptığı açıklamalar oldu. Bakın bu konuda da Sayın Cengiz'i aydınlatalım. Talimat çok açık. Yaptırımlar ancak sezon sonundaki incelemeden sonra mümkündür. Sezon tamamlanır, son bilanço çıkar, kurul inceler ve kararını verir. Eğer bir yaptırım gerekiyorsa o ceza da bir sonraki sezon uygulanır. Bu nedenle ‘Şu an niye ceza verilmedi, neden cezadan kurtarıldı?’ demek doğru değildir. Cezaların net uygulanacağını buradan net bir şekilde yine ifade ediyorum.
Sayın Mustafa Cengiz, '15 Aralık'tan sonraki başvurular niye kabul edildi?' diye soruyor. Hayır, öyle değil, bize yapılan başvuru 15 Aralık'ta. Sonrasında kulüplerimiz başvuru için yaptıkları işlemleri transfer süresinin son gününe kadar sunmakla yükümlüdürler."
Limit artırımı
Ara transfer dönemi için yapılan limit artırımına da değinen Nihat Özdemir, talimatın EK 12, G maddesine göre, gelir artışı, sermaye artışı, UEFA gelirleri ve transfer faaliyetlerinden sağlanan gelir artışlarının Takım Harcama Limitleri'nin artırılması için kullanılabildiğini aktardı.
Kurula başvuru tarihi transfer sezonu başlangıcından 15 Aralık tarihine kadar olduğunu belirten Özdemir, "Ancak talimatın EK 12, H maddesine göre, G maddesinde belirlenen limit artırımı şartlarının yerine getirilmesi halinde transfer dönemi kapanana kadar revizyon yapılabilmektedir. Nitekim transfer faaliyetlerinden sağlanan gelir fazlası ya da transfer faaliyetlerinde ödenen bedeller, alım, satım ve kiralama işlemi sonucu mütemadiyen değişen oyuncu gider bütçeleri sebebi ile Takım Harcama Limitleri her transfer işleminin ardından yeniden hesaplanmaktadır. Dönem başlarında ilan edilen limitler ancak hiç işlem yapılmadığı takdirde aynı kalabilecektir." diye konuştu.
Kulüp başkanlarına çağrıda bulunan Özdemir, "Futbol Federasyonunu bu tarz polemiklerle taraftarın önüne, kamuoyunun önüne atmasınlar. Başkanlarımızdan rica ediyorum, sosyal medya üzerinden hareket ederek değil de talimatları okuyup inceleyerek eleştirsinler. Bizimle her türlü iletişim olanağına sahipler." şeklinde görüş belirtti.
Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamasında henüz ikinci sezonun yaşandığını hatırlatan Özdemir, Riva'daki VAR Merkezi'nin teknik açıdan Avrupa'daki birçok ligden daha iyi durumda olduğunu söyledi.
VAR uygulamasıyla ilgili bilgi veren Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Operasyonu yürüten Hawk-Eye firması, hem UEFA hem de diğer üst düzey liglerle birlikte çalışıyor. Altyapımızı Türk Telekom sağlıyor. VAR ve AVAR hakemlerinin yanında görev yapan operatör arkadaşlar, IFAB tarafından onaylı operatörler. İngiltere'de kapsamlı eğitimler aldılar ve IFAB tarafından sertifika verildi. Geçtiğimiz ay, MHK Başkanı Sayın Zekeriya Alp, VAR konusunda tüm detayları paylaşmasına rağmen, özellikle kulüp başkanları, yöneticileri veya futbol yorumcularının VAR konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını üzüntüyle takip ediyorum. Bu yüzden hem kendi camialarını yanlış yönlendiriyorlar hem de VAR'a zarar veriyorlar.
Riva VAR Merkezi'ne, yayıncı kuruluşun maç çekimi esnasındaki tüm kamera görüntüleri geliyor. Yayıncı kuruluş beIN SPORTS ile yaptığımız toplantılarda hem kamera sayılarını artırdık hem de kamera açılarının daha iyi olması için çalışmalar yaptık. VAR, maç esnasında operatörü yönlendirir ve herhangi bir pozisyonu istediği kamera açısından inceler. VAR sistemi, maçı farklı kameralarla çekmez. VAR, sahadaki hakemin pozisyonu izlediği andaki görüntüleri ekrana getirir. Ofsayt çizgisi VAR odasından gelir. Bu tesiste, Avrupalı hakemler kamp yaptı. VAR odasında eğitim gördüler. Hepsi, çalışma ortamını ve sistemi överken, dünyanın en iyi merkezlerinden biri olarak gösterirken, bu gerçeği kendi ülkemizde kabul etmek istemeyenler var."
VAR'ın protokolünü IFAB'ın belirlediğini dile getiren Özdemir, "Tüm dünya buna uyuyor. Evet, protokolde bazı güncellemeler, değişiklikler yapılabilir. IFAB, bunun üzerinde çalıştığını söylüyor. VAR protokolü sadece Türkiye'de değil, bunu kullanan her ligde aynı. Buna rağmen, kornerde, taçta, ikinci sarı kartta niye VAR'a gitmedi tartışmaları yapılıyor. Bunlar yanlış! VAR'ın faydalarını hepimiz görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Ofsayt çizgisi teknolojisi
Ofsayt çizgileriyle ilgili üç boyutlu sistem kullanıldığını kaydeden Özdemir, "Bu sistem, Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası ve UEFA Şampiyonlar Ligi standardıdır. Birçok ligde, iki boyutlu sistem var. Ofsayt çizgilerini bile tartışıyoruz. Burada tartışılacak olan çizginin nasıl çizildiği değildir. Bir futbolcu mesela, ayağının ucuyla ofsayt oluyor. 'Böyle ofsayt mı olur' deniyor. İşte, IFAB, belki de bunu VAR protokolü içinde güncelleyecek. Çünkü özellikle İngiltere'de bu tartışmalar bu sezon çok yaşandı." dedi.
VAR havuzunu da genişlettiklerini belirten Özdemir, 2. Lig'de görev yapan tüm isimlerin tarandığını ve mevcut kadroya 10 VAR, 3 AVAR hakemi eklenerek 50 VAR, 13 AVAR'ın görev yapacak hale geldiği bilgisini paylaştı.
VAR konuşmaları
VAR konuşmalarının açıklanması yönünde taleplerin de olduğunu söyleyen Özdemir, şunları dile getirdi:
"Bu konu, ülke federasyonlarının tercihine bırakılmıştır. Bir-iki ligde, eğitim ve bilgilendirme amaçlı konuşmalar yayınlanmış olabilir. Orada yapıldı diye, burada da yapmak zorunda değiliz. Üst düzey liglerde bu asla tercih edilmiyor. IFAB tarafından tavsiye de edilmiyor. Ligimizde bir kulübün talebini yerine getirir, diğerinin getirmezsek olmaz. O zaman her hafta her maçtaki VAR konuşmalarını yayınlamak zorunda kalırsınız. Böyle bir durumun yaşanması da mümkün değil. Futbol, sadece hakem kararlarının sonucu belirlediği bir oyun değil. Sahada mücadele eden futbolcular, kenarda emek veren hocalar var. Bu oyunu, sadece hakem üzerinden yorumlamak, konuşmak, hem onlara haksızlık hem de futbolumuza zarar veriyor."
Fenerbahçe'nin eleştiri ve talebi
Nihat Özdemir, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve başkan vekili Semih Özsoy'un özellikle son dönemde federasyonu kendilerine transfer yaptırmadığı ile ilgili eleştirileri olduğunu hatırlatarak, "Talimatlar çerçevesinde kurulumuz değerlendirdi, bir transfere izin verdi. Sonuç olarak Fenerbahçe transfer yaptı. Ancak biz federasyon olarak, kulüplerimizin banka anlaşmalarına, transfer planlarına karışamayız." şeklinde konuştu.
Transfer dönemi içerisinde kurula sunulan işlemlerin kabulünün bağımsız kurulun onayına bağlı olduğunu aktaran Özdemir, "Kaldı ki kurulun kararlarına itiraz merci Tahkim Kurulu olup, Tahkim Kurulu da nihai kararını vermiştir. Fenerbahçe Kulübünün talebini kısmen kabul edip 16 milyon lira eklemiş, diğer talebini de reddetmiştir." dedi.
Fenerbahçe'nin transferlerin lisans bildirme saatinin 18.00'den gece 00.00'a alınması yönünde bir talebi olduğunu anlatan Özdemir, "Tahkim Kurulumuz bunu değerlendirmiş ve uygun görmemiştir. Burada kamuoyunun belki de atladığı bir detay var. Transferin 18.00'e kadar bildirilmesinin sebebi, Lisans Kurulu sizin başvurunuzu değerlendiriyor, hesaplamalarınızı yapıyor ama siz transferinizi, saat gece 00.00'a kadar sisteme girebiliyorsunuz." ifadelerini kullandı.
Zorlu Center'daki görüşme
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak, tüm kulüp başkanlarıyla gerek federasyon, gerek Zorlu Center gerek başka bir yerde görüşebileceğini ifade eden Özdemir, "Bunun bu kadar polemik yapılmasının kimseye bir faydası yok. Kamuoyunun gündemini böyle şeylerle meşgul edeceğimize, Türk futboluyla ilgili projelerin tartışılmasında fayda görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Rekabet açısından çok ilginç bir sezon yaşandığına dikkati çeken Özdemir, "Süper Lig'de 20. hafta geride kaldı ve şu an için neredeyse 18 takımımızın yarısı şampiyonluğa oynuyor. Böylesine rekabetçi ortamın keyfini yaşayıp bu rekabetten daha fazla nasıl gelir elde ederiz diye proje üreteceğimize, hakem kararlarını ön plana çıkartıp futbol iklimini sürekli tartışılan, bir pozisyonun üzerine senaryolar üretilen bir ortam haline getiriyoruz." görüşlerini paylaştı.
AİHM kararı
AİHM'in Tahkim Kurulu ile ilgili kararına değinen Özdemir, şöyle devam etti:
"Çok önemli bir mesele. Mahkeme, Tahkim Kurulumuzun bağımsızlığı konusunda karar verdi. Nihai gerekçeli kararı bekliyoruz. Bir kere bu başvuru 10 yıl öncesine dayanıyor. Gelinen noktada sadece bizi değil, tüm UEFA ülkelerini ilgilendiren bir konu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararına devletin itiraz hakkı var. Süreci yakından izliyoruz, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Gerek Gençlik ve Spor Bakanlığımız, devletimizin kurumları, gerekse UEFA ve FIFA ile temastayız. Çözümünü bulacağız."
Takım Harcama Limitleri'nin artırılması
Takım Harcama Limitleri'nin yüzde 30'dan 40'a çıkmasıyla ilgili konuşan TFF Başkanı Özdemir, şunları kaydetti:
"Talimatımız EK 12, E maddesinde bulunan kabul edilebilir sapma miktarının 2019-2020 sezonu için yüzde 30'dan yüzde 40'a çıkartılmasını TFF Yönetim Kurulu 9 Aralık 2019 tarihli toplantısında kararlaştırmıştır. Aynı toplantıda, TFF Yönetim Kurulu 2019-2020 sezonunun talimatın ilk uygulanma yılı olması sebebi ile diğer talimat maddeleri konusunda kulüplerimiz ve Kulüp Lisans Kurulu tarafından verilen geri bildirim, ek izahat ve değişiklik önerilerini de değerlendirerek, ilgili maddeler konusunda talimat değişikliği yapma kararı da almıştı.
Yapılan talimat değişikliğini takiben, Kulüpler Birliğinin talebine istinaden 20 Aralık 2019 tarihli toplantısında TFF Yönetim Kurulu talimat değişikliklerini iptal etti. Bunun nedeni, kulüplerin mutabakat sağlayamamasıdır. Aynı karar çerçevesinde faiz oranları ile ilgili değişiklik de iptal oldu. Daha sonra; 'Biz böyle bir talepte bulunmadık' diyen kulüplerimiz Tahkim Kuruluna başvurdular ve Tahkim Kurulu başvuruları reddetti.
Bu süreçte şunu anladık ki maalesef kulüplerimiz kendileri lehine olan kararlarda dahi mutabakat sağlayamıyorlar. Bizler Türkiye Futbol Federasyonu olarak doğru olduğuna inandığımız her türlü kararı almaya devam edeceğiz."
İstifa haberleri
Özdemir, hakkında çıkan istifa edeceği yönündeki haberlerle ilgili olarak, şunları kaydetti:
"Ben birçok farklı kuruluşta görevde bulundum. Bu, benim 7. ya da 8. başkanlığım. Spor yöneticiliği yaptım, Ankara Atlı Spor Kulübünün başkanlığını yaptım. TFF kadar zorlu bir görev görmedim. Fenerbahçe, Beşiktaş başkanı olmak daha kolay, çünkü tek bir kulübü düşünüyorsunuz. Camia ne istiyor, ona göre konuş, onları mutlu et. Burası öyle değil. Bir karar alıyoruz, bir kısmı memnun, bir kısmı memnun değil. Herkesi mutlu edecek bir karar almamız söz konusu değil. Bu, beni zaman zaman üzüyor, 'Nereden geldim bu zor göreve.' diyorum. Ben sonuna kadar devam edeceğim. Bir arkadaşımız tweet attı, ciddiye bile almadım. Pazartesi günü öğleden sonra şu an içinizde bulunan çok değerli bir arkadaşımız da oltaya takıldı. İstifa edecekler dediklerinde umursamadım. İstifa etsem, istifa ettim derim. Baktım ki alt yazılar geçiyor, arkadaşlarımız beni aradı. 'Nihat Bey böyle böyle bir şeyler var, bir açıklama yapalım.' dediler. 'Bir resmi açıklama yapalım.' dedik. Biraz önce dediğim gibi bir karar alıyoruz, X kulübün başkanı beni arıyor. Twitter yıkılıyor, umrumda değil. Biz doğru yaptığımıza inanıyoruz. O arkadaşlar sanal dünyaya bakarak kendilerini yönlendirmeye çalışıyor. Doğru değil. Yazanlar, onlar açığa düştüler, önce onlar utansınlar, doğru bir kaynaktan haber almadıkları için. Ben onların yerinde olsam bir daha haber yazmam. Posta gazetesinde bugün yine yazmış. Bu kadar açığa düştüğü için o kalemi kırardım."
Beşiktaş'ın tekrar başvurusu
TFF Başkanı Özdemir, Süper Lig'de Göztepe ile Beşiktaş arasında oynanan karşılaşmanın ardından siyah-beyazlı kulübün kural hatası nedeniyle başvuru yaptığının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu:
"Bir defa Sayın Çebi, sağ olsun yanında yönetim kurulu arkadaşı Kemal Erdoğan ile dün bizi ziyaret etti. Oturduk, Türk sporunun gündemini konuşurken, konulardan biri de buydu. Süreç devam etmekte. Göztepe-Beşiktaş maçına gelince, evet müracaatları var. Bu bizim işimiz değil, gelen müracaatı MHK değerlendirecektir. Şu anda değerlendirme aşamasındayız. İki konu var, hem o hem de Gaziantep Futbol Kulübünün Gençlerbirliği maçıyla ilgili müracaatı var. İkisi de inceleniyor. Bir karar verecekler, biz de ona göre kamuoyuna açıklama yapacağız. Süreç devam etmekte. MHK, IFAB ile temas halinde. Çok kritik bir karar. Ben de sürecin hızlandırılması için talepte bulundum. Ayın 20'sinde yönetim kurulu toplantısı var. MHK'den bir karar gelirse, bunu açıklayacağız. Zannederim birkaç gün içerisinde bunu neticelendirip açıklarız."
Mustafa Cengiz'e yanıt
Nihat Özdemir, "İlk bölümdeki konuşmanızda Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz'i isim vererek eleştirdiniz. Genellikle açıklamalarınızda isim vererek eleştirmezdiniz. Bu sefer neden bunu tercih ettiniz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"beIN Sports'taki bir yayında açık açık Sayın Cengiz bizi suçladı. 'Aynı şeyi biz yapsaydık, Nihat Özdemir bize ceza verecekti.' dediği için ismini burada kullandım. O sırada, benim Rıdvan Dilmen'le yaptığım röportaja atfen bunun olduğunu söyledi. Ben o programı seyretmedim, Rıdvan Dilmen programa bağlanıyor, 'Sayın Cengiz, o programda federasyon başkanı sadece Galatasaray demedi, Fenerbahçe, Beşiktaş da bu hatayı yapsa hiçbir zaman beklemem gerekli cezayı veririm. Sadece Galatasaray'ı söylemedi, her kulüp için de söyledi.' diyor. 'Aaa öyle mi.' dedi, geçiştirdi. Bundan dolayı Sayın Cengiz'in ismini zikrediyorum."
Harcama limitleri
Nihat Özdemir, kulüplerin harcama limitlerinin yüzde 30'dan 40'a yükseltilmesi ve daha sonra yeniden düşürülmesi sürecinde yaşananlarla ilgili ise şu ifadeleri kullandı:
"Burası bizim malımız değil. Bu genel kurulu onlar seçti. Burası onların. Tüm kulüplere kapımız sonuna kadar açık. Mümkün mertebe görüşmeleri yaparken, hepsini davet etmeye çalışıyorum. Burada bize gelenler oldu. Ben bir iş adamı, bilanço bilen bir insan olarak talimatlar yayınlandıktan sonra yayın gelirlerini yüzde 13 azaltıyorsam, bu kulüplerin gelirleri düştüğüne göre bunların harcama limitlerini biraz artırabiliriz dedik. Bunu çok normal gördüm. Sayın Fikret Orman da bunu istedi, Adil Gevrek ile geldiler. Mehmet Sepil de istedi.
Finans kuruluşlarıyla görüştüm. Bir finans kurulunun başkanı, 'Bu ilk yıl, bu yıl bir deneme yılı, yapabiliriz.' dedi. Biz bunun üzerine 'Kulüplerimiz ona göre bilançolarını kendileri biliyorlar, sene sonu ne olacağını da biliyorlar. Ödedikleri belli, bilançoları da belli, sene sonu ihtar mı, puan silme mi, kadro kısıtlaması mı olacak hepsi bu hesapları yapmak zorunda.' dedik. Biz de bunu yaptık, bir gördük ki A kulübüne yaranmak için yapmışız. Gazeteler, yayınlar, tüm oturumlar buna döndü. Göksel Bey, Mehmet Bey'le konuştuk. Ali Koç çıktı 'Bizim öyle bir talebimiz olmadı.' dedi. Sayın Çebi de benzer açıklamayı yaptı. Sonra 18 kulübün 15'i bize yazılı başvuru yaptı, eski sisteme dönülmesi için. Hayhay. Biz de hata yapabiliriz. Hata yaptığımızı anladık. Kararı oy birliği ile genel kurulda iptal ettik."
Kulüpler Birliği Yasası
Nihat Özdemir, uzun zamandır beklenen Kulüpler Birliği Yasası ile ilgili olarak ise şu değerlendirmede bulundu:
"Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, Bakanlığımız bunun bir an önce olmasını istiyor. Ankara'da 5 gün süren bir çalıştay yapıldı. Ana amaç, Kulüpler Birliği Yasası'nın altyapısını hazırlamaktı. Sayın Bakan bunu yaptı. Türkiye'deki tüm takımları ilgilendiren, dernek mi anonim şirket mi olacak, nasıl olacağına dair konuştuk. Bizleri rahatlatacak, lisans kurulunu rahatlatacak, yönetim kurulları göreve geldiği zaman yaptıkları borçlanmadan mesul olacakları maddeler getirilmek isteniyor. İnşallah bu, yakın zamanda Meclis'in gündemine gelecek. Yeni sezon gelmeden Kulüpler Birliği Yasası'nın Meclis'ten geçeceğini düşünüyorum."
Tribünde ayakta maç seyretme
Tribünde taraftarların ayakta maç seyretmesi ile ilgili de çalışmaların yakında sonuç vereceğinin altını çizen Nihat Özdemir, şöyle devam etti:
"Bunu federasyon olarak biz ortaya çıkarmadık. 6222 Sayılı Kanun'a bazı ek maddeler getirildi. Meclis'ten geçen yasada, ayakta da seyirci maçı seyredebilir maddesi getirildi. Devletin çıkarttığı yasayı talimatlarla uygulamak istedik. Başta Göztepe istedi, başka kulüplerin de talepleri var. Statlardaki tribünlerde sağladığımız disipline inşallah bir zarar getirmez. Eskisi gibi tribün kapatma olayları yok. 20'nci haftayı geçtik ancak blok kapatmalar yapabiliyoruz, Passolig sayesinde. Bu disiplini getirmiştik ama kulüpler daha fazla seyirci ve gelir için böyle bir uygulama istedi. Biz de bu uygulamayı başlattık, şu anda çalışmalar devam ediyor."
Özdemir, "Daha çok bağıran haklı oluyor algısı var. Ne düşünüyorsunuz?" sorusuna ise, "Daha çok bağıran hak alıyor, bu olacak iş değil. Kim bağırırsa, kim ne derse desin hiç bakmıyoruz. Biz sadece bağımsız kurullarımızın aldığı kararlarla yürüyoruz. MHK de Tahkim de hepsi aynı yolu izliyor. Bağırıp hak alan görmedim. Bütün bağıran arkadaşlarımıza gerekli cevapları dostane olarak vermeye çalışıyoruz." yanıtını verdi.
Ali Koç'un iddialarına yanıt
TFF Başkanı, "Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, federasyondan bilgi sızdırılıyor iddiasını ortaya attı. Bu iddiaya yanıtınız nedir?" sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
"Lisans Kurulu ile ilgili böyle bir açıklaması oldu. Yedi seçilmiş arkadaşımız var. Bu 7 kişi, oturup bir anda çalışmıyorlar ki bunlara yardım eden, servis veren 20'ye yakın arkadaşımız var. Bunlardan biri bir şey söylemiş olabilir. Bizi rahatsız eden bir haber olmadı. Hiçbir şeyimiz kapalı kapılar ardında yapılmıyor, her şeyimiz açık ve şeffaf. Biriniz temsilen gelsin yönetim kurulu toplantımızda bulunsun. Mehmet Sepil'e 'Temsilci gönderin, biz de sizin toplantılarınıza gelelim.' dedik. Sezon başında burada Kulüpler Birliği, bir toplantı yaptı. Fikret Orman 'Sezon başlıyor MHK'yi davet et, bu sezonki hakem atamaları nasıl olacak, VAR uygulamaları nasıl olacak anlatsınlar.' dedi. Son yarım saat toplantılarına gittim. Sonra da MHK Başkanı Zekeriya Alp, Oğuz Sarvan ve VAR Başkanı Barış Şimşek geldi, sadece 5 kulüp başkanı kaldı. İşim var diyen gitti. Adamlar bir saate yakın, yapacakları uygulamaları anlattı ama 5 kişi dinledi. 13'ünün işi vardı, gitti. Kamuoyunda her biri VAR üstadı gibi, en iyi yönetmeliği biliyor gibi, 'Burada niye VAR çağrılmadı?' diyorlar. Dinleseydi neden çağrılmadığını bilirdi. Ayın 11'inde Kulüpler Birliği Vakfı toplantısı var. Sepil bu ekibi yine davet etmek istedi. 'Bir şartla gelirim.' dedim. 18 kulüpsünüz, 1-2 kişinin işi çıkmış olabilir ama vekili olacak orada, diğer kulüplerin de yetkilileri olacak. Olursa yine Zekeriya Alp'e rica ettim, Oğuz başkan ve Barış Bey ile bir sunum daha yapacaklar. Kulüpler Birliğine gidecektim, yine burada yapmaya karar verdik. Ayın 11'inde saat 12.00'de toplantımız başlayacak. Yani biz açığız. Sayın Ali Koç bir şey daha söyledi, 'Bunların hukuk müşaviri de yok.' Koç gibi bir hukuk müşavirimiz var. Bir arkadaşımız ve ekibiyle yola devam ediyoruz. Bazı takviyeler tabii yaparız ama hukuk sistemimiz uyumlu şekilde çalışmaya devam ediyor."
"Fenerbahçe'yi koruyacak karar alsam Zorlu'da mı yapacağım"
Nihat Özdemir, "Fenerbahçe'nin kazandığı maçlardaki hakemler, bir sonraki hafta görev alamıyor" iddialarıyla ilgili ise şunları kaydetti:
"İşte Zorlu odur. Başlamışlar, Fenerbahçe'nin her kazandığı haftadaki hakem öteki hafta yok. Alanyaspor maçının kararları... 'IFAB'dan biliyoruz.' diyor, IFAB'da onların bazı dinledikleri yerler var ama maalesef adresler hep yanlış. Kamuoyunda Sayın Koç konuştuğu zaman hep öne çıkıyor. Bundan çok rahatsızlık duyduk. İşte Zorlu odur. Sen onu düşünüyorsun, gerçekler budur. Artık kamuoyuna yanlış yönlendirmesin diye bu açıklamaları yaptık. Fenerbahçe'yi koruyacak karar alsam Zorlu'da mı yapacağım. Servet de Erhan kardeşim de bilir o ofiste birçok kulüp başkanı ile konuştuk. Çok önemli kararlar aldık.
Basından değerli bir arkadaşımızın da önüne bu haberi koydular, o da yazdı. Boğazımdan haram lokma geçmedikten sonra hiç önemsemem. Çünkü ben ne olacağını biliyorum. Bu sefer Zorlu'nun ortasındaki restoranda yaparız, herkes görsün. Orada neler olduğunu gösterdik kendisine. Hakemlerimize o kadar görev düşüyor ki bu hafta 7 gün maç vardı. İki hafta her gün maç var. Orta hakem, iki yardımcı hakem, bir dördüncü hakem, VAR, AVAR... Bunları düşününce MHK'nin yükü çok zor ama kendilerinden memnunuz. Bir gençleştirme projesine başladılar ve yürütüyorlar. Çok iyi yeni hakemlerimizin yetiştiğini ben gibi sizler de görmektesiniz. Yeni Cüneyt Çakırlar, yeni Hüseyin Göçekler çıkaralım. Bunlarla yürüyelim."
"Niye Malatya'dan takımı Antalya'ya götürdün?"
Nihat Özdemir, "Yeni Malatyaspor Kulübü Başkanı Adil Gevrek, Trabzonspor karşılaşmasının ertelenmesi konusunda sert eleştirilerde bulundu. Federasyondan bir yetkilinin kendisini arayarak, 'Trabzonsporlu oyuncular Malatya'ya gelmeye korkuyor' sözlerini kullandığını belirtti. Bu konu hakkındaki görüşünüz nedir?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Kulüplerden sorumlu bir yönetim kurulu arkadaşımız o görüşmeleri yaptı. Ama Yeni Malatyaspor Başkanı'nın neden o maçı oynamak istediğini ben de merak ediyorum. Stada ambulans dahi yollayamazdık. Çünkü o stada gidecek ambulans dahi yoktu. Şehir ambulansları yaralı taşımakta, enkaz altından insanları çıkarmakla meşguldü. Başka hesaplar da vardı. Bir kulüp, hiç ilgili olmamasına rağmen bu konuya girdi. 'Bu maçı erteliyorlar, göreceksiniz o maçta sarı kartı olan arkadaşı affedecekler ve diğer maçta oynayacak.' dediler. Olmadığını gördüler. Kulüp müracaat etti, reddedildi ve o oyuncu oynayamadı. Bazı şeylerin altında bazı kötü niyetleri aramayı doğru bulmuyorum. İnsanların, başkanların, yöneticilerin; teknik direktörleriyle, takımlarıyla ilgileneceğine kendi taraftarlarını bu şekilde yönlendirmelerini doğru bulmuyorum. Maçın ertelenmesi belli olduktan sonra, Yeni Malatyaspor ertesi sabah tüm takım neden Antalya'ya gitti? Neden Malatya'da kalmadı? Size o açıklamayı yapan kulüp başkanımıza sorun, 'Niye Malatya'dan takımı Antalya'ya götürdün?' diye. Lütfen çıkınca Sayın Adil Gevrek'e sorun, çok güvenliyse kendi futbolcuları mı gitmek istedi Antalya'ya, onlar mı gitmek istedi?"
UEFA Şampiyonlar Ligi finaline 30 Mayıs'ta ev sahipliği yapacak Atatürk Olimpiyat Stadı'nın son durumu hakkında da bilgi veren Özdemir, "Bitme noktasına geldi, UEFA, mart ya da nisan ayında önemli bir maç yapmamızı istiyor. Marta kadar yetiştirmemiz lazım ama biz bu arada bile hazırız diyebiliriz. Havanın güzel olduğu bir zamanda stadyum neydi, ne hale getirdiğimizi hepinizi davet ederek anlatmak istiyoruz. Şampiyonlar Ligi finaline nasıl hazırlandığımızı, nasıl başardığımızı hep birlikte göreceğiz." şeklinde konuştu.
Nihat Özdemir, siyasetin futbola karıştığı iddialarına da tepki göstererek, şunları ifade etti:
"Bu konudan ben de hicap duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızı ziyarete gittik. Kulüpler Birliği Başkanı, 18 kulüp temsilcisi, ben ve Mehmet Baykan, Hamit Altıntop ve Bakanımız vardı. Kulüplerimiz sıkıntılarını anlattı. Cumhurbaşkanımız şunu söyledi; 'Hepiniz Türkiye'nin seçilmiş, önemli insanlarısınız. Sorunlarınızı, dertlerinizi oturup kendi aranızda konuşup anlaşın ve yürüyün. Hiçbir zaman siyaseti, sporun içine karıştırmayın.' dedi. TFF olarak siyaseti hiçbir zaman futbolun içine sokmamaya çalışıyoruz. Biz zaten özerk bir federasyonuz. Tabii ki aldığım bazı kararlarda, mali kararlarda devletimizin yetkilisi Bakanımızdır, onunla oturup fikir alışverişinde bulunuyoruz ama geliyoruz yönetimimizle kendi kararımızı alıyoruz. Bu tip açıklamaları doğru bulmuyorum."
Servet Yardımcı: "Asker selamının önemini anlatmak için çok çalıştık"
TFF 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, milli futbolculara asker selamı nedeniyle UEFA tarafından kınama cezası verildiği dönemde yaptıkları mücadeleyle ilgili şunları kaydetti:
"O günlerde ülkemiz çok zor süreçlerden geçiyordu. Ülke olarak bu zor günleri atlatmak için kenetlenen, birlik ve beraberliği sağlayan bir ülkeyiz. Milli futbolcularımız da o günlerde hepimiz için çok anlamlı galibiyetler aldı. Milli birlik, beraberlik coşkusunu dışarıya vurma anlamında asker selamı ile bunu pekiştirdiler. Maalesef batı medyasının negatif propagandası ve bazı ülkelerin bakanlarının talebiyle milli futbolcuların ve TFF'nin cezalandırılmasıyla ilgili UEFA üzerinde çok büyük bir baskı oluşturuldu. UEFA, bir soruşturma açtırdı. Aleyhimize zehir zemberek çok sert bir müfettiş raporu çıktı. TFF olarak bunu çok ciddi ele almamız gerekiyordu. Asker selamının ülkemizdeki önemi ve anlamını anlatmak için çok önemli çalışmalar yaptık. Üç hafta içinde 5 kere Madrid, Varşova ve Cenevre'ye gittim. Futbol tabiriyle sıkı markaj içerisinde bulunduk. UEFA'nın prosedüründe olmayan, duruşma talep ettik. Bu konuyu önemsediğimizi göstermek için başkanımız da bizi yalnız bırakmadı. Bir sosyolog, Hakan Çalhanoğlu ve Cenk Tosun, çok güzel bir savunma yaptı. Duygularını anlattılar. Bu cezanın alınması bizi çok derinden üzerdi. Futbolcularımız, bunu hak etmemişti. Çok güzel bir savunma yaparak, çok sert ortaya çıkan raporu UEFA ve disiplin kurulu üyelerine çok güzel bir şekilde, profesyonel ve samimi bir şekilde anlatarak onları ikna ettiğimize inanıyoruz. Başından beri söylediğimiz gibi herkesin müsterih olması gerektiği konusunda düşündüğümüz bir karar çıktı. Benim açımdan bu bir kınama değil, "reprimant" spor hukukçularının kullandığı bir kelime, UEFA'daki dostlara sordum, "worny"den daha hafif bir kelime olduğunu söylediler. Bizdeki hukukçular kınama olarak değerlendirdiler. Bir uyarı ile geçiştirdik. Para cezasını tribün olaylarından dolayı aldık. Milli takımımız moral kaynağımız, onlara bir ceza gelmemeliydi. Çok şükür dosyayı böyle kapattık. Bu süreci götürürken attığımız adımları paylaşmadık. Doğru olmazdı, zarar verirdi. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyla çok ilgilendi. Spor Bakanımız başta olmak üzere, Cumhurbaşkanımıza zamanında bütün bilgilendirmeleri yaptık. Bu konuda milli takım futbolcularımızın ceza almalarını istemedik."
TFF Başkan Vekili Yılmaz Büyükaydın ise alt liglerin sorunlarıyla yakından ilgilendiklerini anlatarak, 21. haftadan itibaren sprey kullanımını alt liglerde de başlattıklarını söyledi.
TFF Başkan Vekili Erdal Bahçıvan, Milli Eğitim Bakanlığı ile Hakem Meslek Lisesi projesi için çalıştıklarını aktararak, şöyle konuştu:
"Türkiye'de hiçbir meslek yok ki hakemlik kadar tartışılsın. Bu konuda Milli Eğitim Bakanımız, Bakan Yardımcımız, MHK Başkanı Zekeriya Alp ile beraber çok kısa bir zaman içerisinde protokol aşamasına geldiğimiz, pilot Hakem Meslek Lisesi konusunda bir çalışmamız var. Milli Eğitim Bakanlığının da bu konudaki arzusu ile belirli bir noktaya ulaştık. Bakan Bey de bunu paylaştı. Dünyada örneği çok az olacak bir uygulama olacak. Türkiye'nin en önemli kaynağı, genç nüfusumuz. Ne kadar genç yaştan başlayıp eğitebilirsek, geleceğin temellerini sağlam atmış olacağız. 15-16 yaşından başlayarak, bir hakemlik eğitiminin bugün yaşadığımız boyutlarının gelecek nesillerde yaşanmaması için önemli katkı sağlayacak bir proje olacak. Protokolünü de inşallah en yakın zamanda açıklayacağız."
TFF Başkan Vekili Erhan Kamışlı da kulüp lisanslarıyla ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vererek, şunları söyledi:
"Bu sene kulüp lisansı için bir öğrenme süreciydi. Bu süreci ilk yarıda başarılı geçirdiğimizi düşünüyorum. Birçoğumuz yeni öğreniyorduk. Yönetmeliklerle ve kurallarla bunu götürmeye çalıştık. Şu anda buna benzer bir sistem, İspanya'da birkaç yıldır uygulanıyor. Hatta UEFA ve sonra İspanya'yı ziyaret ederek bunu daha da geliştirmeye çalışacağız. Amacımız kulüplerin mali disiplinlerini sağlayabilmek. Kulüplere o limitleri verirken, kulüplerin bunu harcayabilecek durumu var mı diye bakıyoruz. Bilgi eksikliği kulüplerde vardı, bizde de oldu, düzeltmeler yaptık. Bu seneki transferler adet olarak çok ama mali olarak çok daha az oldu. Bunun sebebi de buradaki disiplinden dolayı. Bunu iyileştirerek devam edeceğiz, amaç Türk futbolundaki mali yapıyı iyileştirmek olacak. Hiç kimsenin bir endişesi, şüphesi olmasın ki hiçbir kulübe bir ayrıcalık yapmadık, yapmayacağız. Çünkü buradaki rengimiz kırmızı-beyaz."
Kaybeden tüm iddaa kuponlarına %3'e varan iade sadece Misli.com'da, katılmak için buraya tıklayın!