Canaydın kalsa daha iyi olurdu

2000 yılının yaz aylarında tüm Galatasaraylılar son derece mutlu ve umutluydu. Çünkü sarı kırmızılı kulüp, geride kalan 4 yılda kazanılan 1 UEFA Kupası, 1 Süper Kupa ve 4 lig şampiyonluğu ile rakiplerine fark atmıştı. Herkes o yükseliş trendinin artarak devam edeceğini umuyordu. Fakat olmadı ve Galatasaray bugünlere geldi. Biz de bu düşüşün nedenlerini sorgulamak adına, kulübe altın çağını yaşatan Faruk Süren yönetiminin kilit isimlerinden Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’le konuştuk...

Galatasaray’ın en acil çözülmesi gereken sorunu nedir?

Galatasaray’da takım ruhu oluşması lazım. Önce yönetimde takım ruhu oluşturulmalı. Her yönetici 2-3 tane futbolcuyla bire bir ilgilenmeli. Başkanın önce kendi yönetimini oynatması lazım. Zaten takımı da yönetim oynatır. Biz Faruk Süren döneminde yöneticiyken böyle yaptık.

Canaydın’ın bir dönem daha başkanlığa devam etmesini çok istemiştiniz. Neden?

Bir dönem daha kalması lazımdı.

Kalsa daha mı iyi olurdu?

Daha da iyi olurdu. En azından duayen olarak kalması lazımdı. Belki sağlık problemleri vardı ama Canaydın başkan kalmalı, Polat da yönetimdeki görevini aynen sürdürmeliydi. Ben bunu sık sık dile getirdim. Bu sağlanmadığı için üzüldüm. Vefalı olmalıyız. Biz yöneticilerin, finallerini böyle yapmaması lazım. Canaydın’ın karşısına aday çıkmamak lazımdı o dönemde.

G.Saray Başkanı olsanız ilk yapacağınız iş ne olur?

İlk yapacağım iş yönetimi oynatmak olur! Yönetim yandan çalışmayacak, candan çalışacak! Yöneticiler mesailerinin tümünü G.Saray’ın bütün branşlarına verecek. Bunun dışında, eski başkanlarımızı; Özhan Canaydın’ı, Faruk Süren’i, Selahattin Beyazıt’ı hemen davet eder konuşurum... En az haftada bir gün Florya’ya gelsinler ve orayı dolaşsınlar.

Adnan Polat’ı bir başkan olarak nasıl buluyorsunuz?

Başarılı ama yalnız.

Yalnız derken, ekibinin zayıf olduğunu mu kastediyorsunuz? Yönetim kurulu yenilenmeli mi?

Adnan Polat şu anda tam gücünü yansıtamıyor. Herkesin kafasında başka bir Adnan Polat vardı. Çünkü Polat bu işi en iyi bilenlerden biri. Ama bilmek ayrı, uygulamak ve yönetmek ayrı. Çok iyi bilirsin ama uygulayamazsın! Öyle de bir anlamı olmaz.

Önce siyaset sonra G.Saray

Galatasaray taraftarı olduğunuzu hiç gizlemediniz. Bir siyasetçi olarak bu sizin için bir risk değil mi?

Ben oportünist olmayı pek sevmem. Sayın Başbakanımız da Fenerbahçeli. Bunu her yerde söylüyor. "Ben takımımı gizleyeyim" dersen inandırıcı olmazsın. Sonuçta ben belediye başkanı olmadan önce G.Saray’da yöneticiydim. Daha önce de milletvekiliydim... Benim hayatımın en güzel günleri G.Saray’da geçti. Beş sene yöneticilik yaptım; 4 sene üst üste şampiyon olduk, UEFA Kupası’nı aldık. O dönemde ben de çok şey öğrendim. Özellikle de Farun Süren’den... Giyim kuşamından, liderlik anlayışına kadar pekçok şey. Yönetim kurulu nasıl yönetilir, futbol takımı nasıl yönetilir... Benim kompleksim yok, söylerim. O günlerde yönetimde çok önemli insanlar vardı. Özhan Canaydın, Mehmet Cansun, Atilla Donat, Ali Dürüst, Nail Keçili, Ergun Gürsoy, Burak Elmas...

Hedefleriniz arasında Galatasaray Kulübü Başkanlığı var mı?

Galatasaray Başkanlığı tabii ki çok önemli bir şey. Herkes ister ama benim daha önce siyasi hedeflerim var. O hedeflerimi gerçekleştirmek istiyorum.