Çakır Az kart göstermeli Aydınus düdüğüyle konuşmalı

FIFA Kokartlı hakemimiz Ertuğrul Dilek, değişen kurallara göre; yeni sezonda ofsayt pozisyonlarının sıkıntı yaratacağını belirterek,”6 hakem doğru bir uygulamadır. Çoğu hakem nerede duracağını bilmiyor” dedi. Ertuğrul Dilek, 29 yılda 44 yurt dışı, lig ve kupa maçları olmak üzere toplam 1540 maç yönetti. Derbi maçlarının aranılan ismiydi. 1970-1980 yılları arasında 52 derbi maçta düdük çaldı. Düdüğünü astı, 10 yıl MHK’de genel sekreterlik ve başkanlık görevlerinde bulundu.
‘Dinlendirilme’ hakemlerin korkulu rüyalarıydı. Oysa Ertuğrul Dilek’e 25 hafta arka arkaya maç verilince isyan etmiş, “Bir hafta sonunu çocuklarımla birlikte geçirmek istiyorum” diye maç istememişti. Kartların arkasına gizlenmeyen ama düdüğü ve tatlı dili ile yönettiği maçlara renk veren duayen hakem Dilek içini Hürriyet’e döktü...

‘HIRSIZA ÇALACAK DÜDÜĞÜM bİle YOK’

1969 yılında düdükleri ile ünlü İtalya’dan 50 düdük aldım. Bazılarını genç hakemlere, bazılarını da trafik polislerine verdim. 30 tane düdüğü de kendime ayırdım. Bunların tümünü eskittim. Şimdi evimde akşam hırsıza çalacak tek bir düdüğüm bile yok.
- Son jenerasyon da en beğendiğim hakemler öncelikle Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Hüseyin Göçek’tir.
Fırat Aydınus, futbolcularla diyaloğa girmemeli. Düdüğü ile konuşmalı. Sakin olmalı. Futbolculara yaklaşımı ne denli sevecen olursa, aynı davranışın karşılığını da görür.
Cüneyt Çakır, karta daha az yönelmeli, futbolculara karşı sevecenliğini devam ettirmeli ve daima kendini yenilemeli. Hüseyin Göçek ise her maç sonrası iyi ve beğenmediği hususları törpülemeli. Hiçbir zaman ‘Ben oldum’ dememeli.

Ahmet’i bir ben gördüm

VİCDAN azabı duyduğum bir maçı hatırlamıyorum. Ancak bir Fenerbahçe-Beşiktaş Kupa maçı vardı. O maçta beni çok eleştirmişlerdi. F.Bahçe’nin 2-1 kazandığı maçta attığı golün ofsayt olduğu yazıldı, çizildi. Ben golün ofsayt olmadığını sonra görüntülerle ispat ettim. Hiç kimse korner direğinin dibindeki Beşiktaşlı Ahmet’i göremediği için ofsayttan gol attıran hakem oldum ama iş anlaşılınca temize çıktım. Ancak hala o maç unutulmadı. Yıllar sonra bir taksici bana ‘Bize ofsayttan bir gol attırmıştın, hatırladın mı o golü Ertuğrul Hocam’ diye dert yandı.

Hakemliğe 1950’de başladı

1935 Manisa doğumlu olan Ertuğrul Dilek, 1950 yılında ayağı kırıldığı için bıraktığı futbolculuk hayatını hakemlikle sürdürdü. Dilek FIFA kokartını 1970’te taktı.

En hırçını F.Bahçeli Yılmaz Şen'di

Hakemlİk yaptığım dönemlerde En Centilmen futbolcular Metin Oktay, Sanrı Sarıalioğlu, Cemil ve Cüneyt Tanman’dı. En hırçınların başını çeken ise Yılmaz Şen idi. Rahmetli Fenerbahçe-Galatasaray maçında Metin Oktay’ı yaptığı bir hareketle oyundan attırmıştı. Bu maç Metin Oktay’ın ilk ve son kırmızı kart gördüğü maçtı.

En rahatı Beşiktaş-G.Saray maçlarımdı

Beşiktaş- Galatasaray maçları en rahat geçen maçlarımdı. Fenerbahçe-Galatasaray maçları çok zor geçen karşılaşmalardı. Her zaman hakemlere ders verirken şunu söylerim.. Bir maçta 6-7 kartın üzerine çıkmışsanız kendinizde hata arayın. Bir maçta 15 sarı kart gösterilmez.

Metin Oktay tekme atılsa dönüp bakmazdı

ERTUĞRUL Dilek, hakemlik yaptığı döneminin futbolcuları hakkında şünları söyledi.
Metin Oktay: Rakiple uğraşmaz, kendisine tekme bile atılsa dönüp bakmazdı. Sadece futbolu düşünürdü. Arkadaşlarına davranışı çok iyiydi.
Cemil Turan: O da Metin gibi sadece futbol oynamayı düşünür. Tekme atan rakipleriyle dalaşmayı sevmezdi.
Fatih Terim: Çok iyi bir kaptandı. Defansın bel kemiği idi.
Sanlı Sarıalioğlu: Türk futbolunun örnek kaptanlarındandı. Hırslıydı ancak öfkesini asla taşırmazdı.
Turgay Şeren: Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük kalecisiydi. Ceza alanına çok hakimdi. Kaleden takımını yöneten cinsten bir kaleciydi.
Ziya Şengül: Orta sahanın beyniydi.
Vedat Okyar: Rahmetli saha içinde ne kadar hırçın ise, saha dışında melek gibi bir kalbe sahipti. Güzel insandı.
Mustafa Denizli: Çok kırmızı kart göstermişimdir. Bana “hocam..Ezberledin beni” derdi. Ben de ona “Mustafa kabahat ben de değil. Sen ezberlettin” demiştim.

Şike içinde en temizi hakemlerdir

Yönettiğim maçlarda şike hissettiğim pozisyonlar oldu. Ama bizim hakem olarak bir yaptırımımız yoktu. Müdahale edemezdim ancak hissediyordum. Kasten oynamayanları gördük. Şikenin içinde hakemler en temiz insanlardır. Son olaylar da hakemlerin şikeye bulaşmadıklarını gösterdi.