Güncelleme Tarihi:
Bu sezon kazansa da kaybetse de Aytemiz Alanyaspor’un oynadığı futbol akıllarda yer tutmaya devam ediyor. Beşiktaş’ta Sergen Yalçın’ın ekibinde yer alan Çağdaş Atan ilk teknik direktörlük kariyerinde Alanyaspor’da büyük takdir topluyor. Peki, böyle bir oyun oynatmaya nasıl karar verdi? Oyuncularına bu oyunu oynayacaklarını nasıl inandırdı? Hedefleri neler? Fanatik'e konuşan Çağdaş Atan'ın açıklamaları şöyle;
‘Kendimi hazır hissetmeye başlamıştım’
Ben Alanyaspor’da çalıştıktan sonra da Başkan Hasan Çavuşoğlu ve kulüp profesyonelleri benimle irtibatı kesmediler. Benimle ilgili gelecek planları olduğunu söylemeye başladılar. Ben de kendimi hazır hissetmeye başlamıştım.
‘Hayal ettiğimizin ötesinde bir başlangıç oldu’
Başlangıcımız hayal ettiğimizin ötesinde oldu. Yeni bir oyuncu grubuyla sezona giriyorduk ve kafamızda bazı soru işaretleri vardı. İlk hazırlık maçında Ç.Rizespor'u 3-0 yendikten sonra çok büyük işler başarabileceğimizi düşünmeye başladık. Oyuna hükmetmeyi, rakipten top kazanma süresini çok kısa sürelere indirmeye çalıştığımızı sezon başında ifade etmiştim. Oyuncu grubumuz adım adım, her hafta üstüne koyarak iyi bir şekilde istediklerimizi uygulamaya devam etti. İlk 9 maçta 7 galibiyet 2 beraberlik bize güven verdi. Oyuncular da keyif aldı ve süreç bu zamana kadar gelişti.
‘Geriden oyun kurma oyun planımın merkezinde’
Geriden oyun kurma benim oyunumun olmazsa olmaz parçalarından biri. Teknik direktörlüğe karar verdikten sonra oyunumu kurgularken geriden oyun kurmayı oyun anlayışımın merkezine koymuştum. Geriden oyun kurmayla alakalı çok maç izledim, çok analiz yaptım. O yüzden bunu başarabileceğimi biliyordum.
‘Merkezden hücumlarda sıkıntı yaşayacağımızı düşünememiştik’
Sezona başlangıçta oyuna hükmedebileceğimizi biliyorduk. Bunu her geçen hafta daha da iyi yapmaya başladık. Topa sahip olma, yüksek şiddetli pres, rakiplerimize oyunumuzu tamamen kabul ettirmeye başladı. Bunun bize bir problem olarak karşımıza çıkacağını düşünmemiştik. Ama rakipler bizim merkezimizi daha fazla oyuncuyla kapatmaya başlayınca sıkıntılar yaşamaya başladık. Benim de bir teknik adam olarak teşhisi koyup tedaviye başlamam gerekiyordu. Daha sonra hücum şekillerimizi çeşitlendirmeye çalıştık. Half Space'lere, Asist Zone’lara daha çok önem verdik. Bu şekilde sorunun büyük kısmını çözdüğümüzü düşünüyorum.
‘Bakasetas sonrası pas ritmimiz arttı’
Bakesatas'ın transferine onay verdim. Kulübe büyük bir gelir kaynağı olacaktı ve oyuncumun hayali büyük takımlara gitmekti. Bize ve oyunumuza büyük katkıları oldu. Hak ettiği kontratı aldı, ona başarılar diliyorum. Benim amacım kendimin büyük kontratlar alması değil oyuncularımızın büyük kontratlar alması ve market değerlerinin artması. Bakasetas sonrası tabi ki güç kaybettik, skorer matematiği olan bir oyuncuyu kaybettik ama dinamizmi artırma, pas ritmini hızlandırma şansı yakaladık. Kendimi de denemek istedim. 10'suz neler yapabileceğim konusunda. Bakasetas gittikten sonra da iyi işler yaptığımızı düşünüyorum.
‘Topu rakibe bırakma’ terimi oyunumuzu itibarsızlaştırıyor’
"Topu rakibe bırakma" terimi tamamen yaptığımız işi itibarsızlaştırmak gibi geliyor bana. Hem yaptığımız yüksek şiddetli presle rakiplerimizin oynamasına izin vermemeye çalışıyoruz hem de rakibin bizden topu çabuk almasına izin vermiyoruz. 3. bölgede en çok top kazanan takımız. Oyunun her bölgesinde rakipten bir veya iki kişi fazla olarak bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu kadar çalışma, bu kadar oyun, bu kadar varyasyon ‘Topu rakibe bırakmayla’ karşılık bulmamalı diye düşünüyoruz.
‘Asist Zone ve Half Space’leri son zamanda daha iyi kullanıyoruz’
Asist Zone ve Half Space’lerin kullanımı ilk başladığımız günden beri oyunumuzun hücum kısmında her zaman önemli yer tutuyordu. Zaten total futbolda son zamanlarda bütün büyük ve önemli hocaların sahanın içinde önem verdiği bölümler buralar. Bizim de beklerimizin, kanat oyuncularımızın, 8 numaralarımızın Half Space koşuları, Asist Zone'a inmeleri bizim hücum oyunlarımızda büyük bir yer tutuyor. İki 8 numarayla sahaya yerleşiyoruz. 4-1-4-1 de diyebilirsiniz, 4-3-3 de... Half Space’leri bizim için daha önemli kılıyor. Bunu son zamanlarda çok iyi kullandığımızı düşünüyoruz.
‘Ülkemizde oyun skor üzerinden okunuyor’
Puan kaybetmeye başladığımız dönemde oyuncularımızın bu sisteme ne kadar inandıklarını gördük. Bu oyundan vazgeçmeyeceğimizi, keyif almaya ve vermeye devam edeceğimizi, oyunumuzu kusursuz hale getirmek istediğimizi futbolcularımıza net bir şekilde anlattık. Onlar da bunu harfiyen yerine getirmeye çalıştılar. Aslında kaybederken de çok iyi oyunlar oynadık. Ama ülkemizde oyun skor üzerinden okunduğu için biraz farklı yansıtıldı. Biz oyunumuzu değiştirmeyi düşünmedik, sadece oyunumuzu geliştirmek adına dokunuşlar ve çalışmalar yaptık.
“Ligimizde oyun ve topun hızı çok yavaş”
Premier Lig ve son iki yılda özellikle İtalya ligini daha çok izliyorum. İtalya Ligi'nde özellikle hocalar derslerine iyi çalışıyorlar büyük bir değişim ve gelişim var. Matematik savaşlarına döndü. Sahanın her yerini kullanmaya başladılar. Bu liglere kıyasla bizim ülkemizde oyun ve topun hızı çok yavaş. Takımların hücumsal anlamda çok fazla varyasyonları yok. Geriden oyun kurmada kimse kendini üzmüyor. Geriden oyun kurarak risk almayı sevmiyorlar. En ufak baskı gördüklerinde uzun toplarla savunmadan çıkmaya çalışıyorlar. Geçiş oyunundan ziyade kontratak oynamaya çalışıyorlar. Geriye yaslanıyorlar ve bu da bence oyunun kalitesini düşürüyor. Tabi ki her şey elindeki kadro kalitesi ve şartlarla alakalı, bunu kabul ediyorum. Biraz daha dersimize çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.
“Bir kupa hediye etmek istiyorum”
Alanya'yı gerçekten çok seviyorum. Sevilmeyecek gibi de değil zaten. Muhteşem bir iklimi, sahili ve tarihi yapısı var. Alanya halkının çok güzel tepkileriyle karşılaşıyorum bu beni inanılmaz mutlu ediyor. Pandemi şartları izin verdiği sürece onların arasına girmeye çalışıyorum. Bizim oynattığımız oyundan çok mutlular, çok keyif aldıklarını ifade ediyorlar. Ama bu sene ama önümüzdeki sene Alanyaspor taraftarına bir kupa hediye etmek istiyorum.
‘Tecrübe kazanmak istiyorum, sonra Avrupa...”
Benim Alanyaspor ile 3 yıllık sözleşmem var. Bu sözleşmeyi burada tamamlayarak büyük tecrübe kazanmak istiyorum. Son dönemde Avrupa'da çok önemli oyuncularımız çok önemli takımlarda oynuyor. Ama teknik direktör gönderemiyoruz. En son Fatih hoca Avrupa'da çalıştı. Uzun süre sonra Avrupa'da çalışan ilk teknik direktör olmak istiyorum.
‘Berkan’daki potansiyeli gördük’
Alanyaspor Teknik Direktörü Çağdaş Atan bu sezon oynadığı futbolla dikkat çeken Berkan Kutlu’nun performansına da değindi. Atan ayrıca takımda Umut Güneş, Fatih Aksoy, Alpay Çelebi, Ahmet Günay ve Efkan Bekiroğlu gibi isimlere de dikkat çekti.
Alanyaspor'un oyuncuyu rehabilite etme ve genç oyuncuları Türk futboluna kazandırma gibi misyonu var. Ben de bu dönemde bu misyonu ve vizyonu sürdürmek istiyorum. Biz de şimdi Berkan'ı ve Umut'u keşfettik. Umut geçen yıl hiç süre almamış bir oyuncuydu, şimdi bizde oynamaya başladı. Berkan hiç bilinmeyen bir oyuncuydu. Belki sezon başında buraya gelirken bile kiralık gönderilecek ve seneye değerlendirilecek bir oyuncuydu. İkisi de gelişmeye çok açık oyuncular. Buna Fatih'i de Alpay'ı da Ahmet Gülay'ı da Efkan'ı da ekleyebilirim. Biz göreve başlarken ki hedeflerimizden bir tanesi de her yıl 1-2 oyuncuyu Türk futboluna kazandırmaktı.
‘Del Bosque ve Fink’ten etkilendim’
Her zaman söyledim. Buradan bir kez daha belirteyim Sergen Hoca'ya teşekkür etmek istiyorum. Murat Hoca ile birlikte bana saha içinde sınırsız özgürlük verdi. Beşiktaş dönemi Del Bosque'den etkilendiğimi söyleyebilirim ama onun döneminde oyun çok farklıydı. Basel'e transfer olduktan sonra o dönemki teknik direktörümüz Thorsten Fink'ten etkilendiğimi söyleyebilirim. Barcelona'nın oynadığı total futbolu bize oynatmaya çalışıyordu. Ben ilk kez beklerin içeriye girişini onun sayesinde görme şansım oldu. O yüzden Thorsten Fink ve Del Bosque diyebilirim.
‘İlk G.Saray maçı öncesi Avcı’ya fikir danıştım’
Sergen hoca iyi bir futbol oynadığımızı ve bunu takdir ettiğini her zaman belirtiyor. Fatih hoca ve ekibi de aynı şekilde hep olumlu şeyler söylediler. Abdullah Avcı ile çalışmadığı dönemde cesaret etmeye korktuğum bazı şeyleri danıştığım oldu. Galatasaray maçında mesela ilk defa 3-4-1-2 pres yapacaktık. Biz o zamana kadar 4-4-2 pres yapmaya çalışıyorduk. İlk kez birebir kaleciye kadar pres yapmayı düşünüyorduk, planım o şekildeydi. Abdullah Avcı'ya sormuştum ne düşünüyorsunuz diye "Hiç korkma öyle de git" dedi. Ben de o cesaretle ilk kazandığımız maçta o sistemi uyguladım...
‘Obradovic’in liderliğinden esinlendim’
Basketbolu gerçekten seviyorum ve özellikle Euroleague'i takip ediyorum. Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes son dönemde çok formda. Bu iki takımın maçlarını izlemekten büyük keyif alıyorum. Bu arada Zeljko Obradovic'in liderliğinden esinlendiğimi de belirteyim. Özellikle saha kenarındaki duruşu, oyuncularına hakimiyeti ve oyuncular üzerindeki ağırlığından etkilendiğimi söylemek istiyorum.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...