Güncelleme Tarihi:
Sinan Özcan yazıyor |
Takım yan yana dizilirken Baros hapşırıyor, Skibbe burnunu siliyor, Arda “acaba benim kulvarı bilerek mi gölet bıraktılar?” diye düşünüyor...
Ve Milli Marşımız... Yahu bu milli maç mıydı? A pardon... Her lig maçında milli marş okunması hadisesini eleştiremiyorduk... Unuttum... Tekrar özür...
Maç boyunca en büyük enerjiyi ayakta kalabilmek için harcadı oyuncular.
Maçın ilk yarısı futbol adına daha bir izlenmeye değer idi. En azından iki takım da 11 kişi oynuyordu.
Galatasaray’da Servet’in yokluğunda, kesiciliği vasatın üstüne nadir çıkabilen Hakan Balta görev yaptı. İlk yarıda bu görevini başarıyla da yerine getirdi.
Lincoln’un yokluğunda inisiyatifi eline alan Arda, ilk yarıda Galatasaray’ın bütün ataklarında başrolü oynarken, ortada Ayhan ve özellikle de sağda Barış güzel organizasyonlar geliştirdiler, kalabalık Sivas savunmasını açmak için farklı varyasyonlar denediler.
Zaten oyundan çıkana kadar da Galatasaray’da sahanın en iyisi oldu Barış Özbek. Özellikle bir pozisyonda sağdan çizgiye inip iki oyuncuyu geçmesi, Galatasaray adına akılda kalan pozisyonlardan biri oldu.
Yine ilk yarıda Mehmet Topal orta sahada defansif olarak olumlu puan aldı.
Derken, 45. dakika geldi... Ve yine enteresan bir kırmızı karta şahit olduk.
Ümit’in yerden kalkıp karı tekmelemesi kırmızı karta neden olmuş olamaz. Dudak okuma uzmanı sayılmam ama yan hakeme dönüp sarf ettiği cümlenin de hakaret içermediği belliydi.
Ayrıca, bir anda tepesinde kırmızı kartı gören Ümit’in yüzünde beliren masum şaşkınlığa bakınca bile bu kartın ne kadar saçma sapan bir kart olduğu görülür. İşte bu gibi kartlar yüzünden de bu ligden soğuyoruz...
İkinci yarıda Galatasaray’ın eksik kalmasına rağmen, “pozitif futboldan ödün vermem” deyip Sivas’ın üzerine gitmesi, Bülent Hocaya çok Uygun gelmiş olmalı. Skibbe bu oyun tarzından dolayı kesin hatalıdır...
Golü yedikten sonra da maçı bırakan Galatasaraylı oyuncular için sakatlanmadan İstanbul’a dönebilmek birinci amaç olmuştu artık.
İkinci yarı Sivas, golden sonra gelen özgüvenle ve seyircisinin “Galatasaray galibiyetine açlığı”nın verdiği ekstra coşku ile maçı rahat bitirdi.
Yazımı şu şiirle bitirmek istiyorum:
Şu Premier Lig bir başlasa,
Özledik seni La Liga!
Nerede kaldın Bundesliga...