Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2003 00:00
Türkiye'nin dört bir köşesinden gencecik insanlar. Hepsi küçük yaşlarda kendilerini sporun içinde bulmuşlar. Antrenman ve yarışma bu gençlerin yaşamının bir parçası. Hepsi kendi dallarında Avrupa, dünya hatta olimpiyat şampiyonluğunu hedefliyor. Belki daha olgunlaştıkları 2008'de bir kısmını boyunlarında madalyayla olimpiyat kürsüsünde göreceğiz. Gelecek vaat eden bu 14 sporcu ve bir takım, Interfarma firması tarafından desteklenmek üzere özel olarak seçildi. Federasyonlardan alınan bir ön listeye dayanarak, beş kişilik bir jüri 14 sporcu ve bir takımı ödüle layık gördü. Değerlendirme yapılırken, sadece başarı ve yetenekleri değil, gençlerin içinde bulunduğu koşullar da dikkate alındı. Başarı ödülü kazanan 11 sporcu ve bir takım yılda iki adet teknik yardım paketi ve 1,5 milyar lira para ödülü alacaklar. Üç sporcuya da jüri ödülü veriliyor. Onlara da yılda iki kez teknik yardım paketi ve 500'er milyon lira para ödülü verilecek. Firma, bu gençlerden
spor hayatlarını yazmalarını istedi. Kaleme sarılıp spora nasıl başladıklarını, hislerini, hedeflerini anlattılar.Atlet Ecem Onaran (14, İzmir)Her gece kapının arkasına kalbimdeki dereceyi yazarımİlkokulda okul yarışmalarında birinci geliyordum. Beden öğretmenim beni Karşıyaka Stadı'na Sevinç Hoca'ya gönderdi. 400 metreci oldum. ‘‘Yandın sen, 400 metre çok zor’’ derlerdi. Son 30 metrede bacaklarım çok kötü bir şekilde acıyor. Ama yarış bitiminde çok iyi bir derece koşmuşsam o kadar mutlu oluyorum ki! Bir de çok hırslı biriyimdir. Gece yatmadan önce kapımın arkasına kalbimden geçen dereceyi yazar, onu koşmaya çalışırım. Yalnız bana hiç de iyi imkanlar sağlanmıyor. Maaşım 60 milyon lira. Spor ayakkabı 100 milyon lira. Daha taksidi bitmeden ayakkabı eskiyor. Hele devletin gözü kör olsun. Bir tebrik bile etmeyen devletten ne bekleyebilirim ki? Aslında Süreyya Ayhan'ın rekorunu kırsam beni hemen bütün Türkiye tanır.Yelkenci TUĞÇE SUBAŞI (17, İstanbul)Yelken yaparken kendimi özgür hissediyorumYelkenli bir tekneyle ilk karşılaştığımda altı yaşındaydım. Gezinin sonunda kendimi direğin tepesinde buldum. 1996'da
FB'de optimist sınıfında yelkene baÅŸladım, laser 4.7 sınıfına geçtim ve dört yıl bayanlarda Türkiye ÅŸampiyonu oldum. 2001'de Avrupa ikincisi, geçen yıl dünya ÅŸampiyonu oldum. Karlı havada bile antrenman yapıyoruz. Bazen ‘‘Benim ne iÅŸim var burada, evimde sıcacık çayımı içmek varken’’ diye düşünüyorum. Ama yelken benim yaÅŸam biçimim. Denizde kendimi özgür hissediyorum. Bu yıl üniversite sınavlarına hazırlanıyorum ve yelkene bir yıl ara verdim. Åžu anda en büyük hedefim 2005'te ÇeÅŸme dünya üniversite oyunlarına katılabilmek.Okçu Ä°lke BEÅžKEN (18, Ä°zmir)Okçuluk sayesinde ileriyi görmeyi öğrendimİçine kapanık bir çocuktum. Annem ve babam bir sosyal aktivitem olmasını istediler ve jimnastikle spora baÅŸladım. 1996'nın mart ayında okçulukla tanıştım. Kısa sürede Türkiye çapında birçok derece aldım. 2000'de Milli Takım’a seçildim. Ertesi yıl Almanya'da Gençler Avrupa Kupası'nda birinci oldum. EÄŸitimimi de sürdürmeye özem göteriyorum. Okçuluk bana ileriyi görmeyi, bir düzen içinde çalışmayı öğretti. Sosyal çevrem geniÅŸledi, kendime güvenimi kazandım, birçok dostluk kurdum. Okçulukla tanıştıktan sonra bu sporun hayatıma yavaÅŸ yavaÅŸ yön verdiÄŸinin farkına vardım. Engelli yüzücü Berk Akanıl (14, Ankara)DoÄŸuÅŸtan iki bacağımın diz altındaki bölümü yok. 1994'ten beri protezle yürüyebiliyorum. Ayrıca her iki elimin de üçer parmağı kesik durumda. Yuva öğretmenim bacak kaslarımı güçlendirmem için beni 1999'da yüzmeye baÅŸlattı. Yüzdükçe mutlu oluyorum. DuÅŸ ve giyinme kabinlerinin engellilere göre olmaması nedeniyle sıkıntı yaşıyorum.Judocu Ä°skender ÖzkenoÄŸlu (16, Samsun)Bayburtluyum. Babam inÅŸaat ustası. Kendisi bir spor dalıyla uÄŸraÅŸmamış ama bizim uÄŸraÅŸmamızı istiyordu. 1995'te judoya baÅŸladım. Önceleri arkadaÅŸlarımdan farklı olmak için yapıyordum. BaÅŸarılı oldukça spora ilgim arttı. Önce Samsun, sonra Türkiye ÅŸampiyonasında birinci oldum. 1999'da milli takıma çaÄŸrıldım. Maça bazen arkadaÅŸlarımın judogileriyle çıkıyorum. Jimnastikçi ŞÜKRAN TAÅžYURAN (15, Ä°zmir)Sekiz yaşında artistik jimnastiÄŸe baÅŸladım, ritmik jimnastiÄŸe geçtim. Ä°lk yarışmamda Türkiye ikincisi oldum. Sekiz yıldır ÇimentaÅŸ kulübünde antrenörüm Maya Kondokova ile çalışıyorum. 2002'de kendi adıma bir hareket çıkardım, dünya jimnastik literatürüne girdim. Herkes beni fark etmeye baÅŸladı. Bu da beni inanılmaz gururlu ve mutlu yaptı.Atlet SELAHATTÄ°N ÇOBANOÄžLU (18, Mersin)Babam ve annem eski atlet. 7. sınıftayken atletizm takımı kurulacağını duyunca koÅŸarak eve geldim. Babamın yüzündeki mutluluÄŸu unutamıyorum. Babam, atölyesini kapatıp antrenörlüğe geri döndü. 2000'de yıldızlar ve gençler Türkiye ÅŸampiyonu oldum. 30 yıldır kırılamayan yıldızlar 800 metre Türkiye rekorunu kırdım. Yıldız ve gençlerde balkan ÅŸampiyonu oldum. Güreşçi Ä°SA SARI (17, Ankara)9 yaşında Sivas'ta güreÅŸe baÅŸladım. Ortaokulu bitirince Ankara BüyükÅŸehir Belediyesi'nden teklif aldım. Geçen yıl milli takıma seçildim. Litvanya'daki Avrupa yıldızlar serbest güreÅŸ ÅŸampiyonasında gümüş madalya kazandım. Hamza Yerlikaya, Nazmi Avluca gibi ÅŸampiyonları örnek alıyorum.Güreşçi Hüseyin Aygün (17, Aksaray)Ä°lk güreÅŸ eÄŸitimimi doÄŸup büyüdüğüm Kozan'da Bekir Pehlivan'dan aldım. Milas güreÅŸ eÄŸitim merkezinde Ahmet Kozak hocayla çalıştım ve minikler Türkiye ÅŸampiyonu oldum. Aksaray'daki güreÅŸ eÄŸitim merkezinde Mehmet Biçici nezaretinde çalışıyorum. Geçen yıl Ukrayna'da Avrupa yıldızlar ÅŸampiyonu olunca büyük bir gurur yaÅŸadım.ÇETÄ°NSPOR VOLEYBOL TAKIMI (Van)Takımın antrenörü Ä°smet Çetin anlatıyor: ‘‘Voleybol takımlarımızı desteklemek için hiçbir müesseseden cevap gelmeyince Çetinspor'u kurmaya karar verdik. Erkek takımımızı 3. lige dahil ettirdik. Fakat maddi olarak çok zor durumdaydık. Ä°stanbul'a gidip lisansları çıkartmamız gerekiyordu. Son gün, parayı daha sonra vermek koÅŸuluyla lisansları çıkarttık. Asıl zorluklar bundan sonraydı. Deplasmanlara hangi arabayla gidip nerede kalacaktık, ne yiyip, ne içecektik? Allah'tan takım çok iyiydi. Oyuncuların hepsi ilkokulda Türkiye ÅŸampiyonluÄŸu görmüş, en iyi smaçör ve pasör seçilmiÅŸti. Bizi yarı yolda bırakmadan takımı 3. lig play-off maçlarına kadar çıkardılar.Yüzücü Kaan TAYLA (16, Ankara)Yedi Türkiye rekoru kırdım2000'de lisedeyken Büyük Kolej yüzme antrenörü Gürbüz Balemir yüzmedeki yeteneÄŸimi fark ederek beni A takıma aldı. Haftanın üç günü 04.30'da kalkıp yüzme çalışmalarına yetiÅŸiyor, okuldan sonra yine antrenman için havuza gidiyordum. Geçen yıl yaÅŸ grubumda tüm yarışlarda birinci oldum. Makedonya'daki Balkan Olimpiyat Günleri'nde dört altın madalya kazandım. Tam yedi Türkiye rekoru kırdım. Uluslararası Prag Turnuvası'nda 100 metre serbestte 14 yıllık Türkiye gençler rekorunu kırdım.Halterci ÃœMMÃœHAN UÇAR (17, Kütahya)Babam baÅŸta karşı çıktı ama madalya alınca yumuÅŸadıİlkokuldayken spor nedir hiç bilmezdim. 13 yaşındayken bir gün spor salonunun camından içeride halter kaldıranları gördüm. Hoca beni çağırınca, haltere baÅŸladım. Babam baÅŸta çok karşı çıktı, ‘‘Zaten Kütahya'da spor yapan kızlara iyi gözle bakılmıyor. ‘‘Evde otursunlar’’ diye düşünüyorlar. Ä°ki ay çalıştıktan sonra Türkiye ÅŸampiyonasında ikinci oldum. Annem yumuÅŸadı. Yurt dışına gidip madalya kazanınca babam da desteklemeye baÅŸladı. Satranççı Betül Cemre Yıldız (13, Ä°zmir)Küçükken vezire káğıttan gelinlik yapmıştımAilemde satranç oynanırdı. Onlara ‘‘Benimle de oynayın’’ diye yaramazlık ederdim ama oynamazlardı. Ä°lkokulda aileme sormadan satranç kurslarına girdim, bir ay sonra Ä°zmir ÅŸampiyonasına katıldım. Babam maçları kaybederim, satrançtan soÄŸurum diye karşı çıktı. Ä°zmir birincisi oldum. Bu sayede Ä°zmir Çamlaraltı Koleji'ne burslu olarak alındım. 2000'de 11 yaşında en genç milli olarak 34. satranç olimpiyatlarında Türkiye'yi temsil ettim. 13 yaşında FIDE tarafından en genç usta seçildim. Önceleri benimle oynamak istemeyen babam ve abimler ÅŸimdi sıralarını bekliyorlar. Küçüklükten beri okuldan arta kalan zamanımı satranca ayırıyorum. Hatta bir gün vezire kağıttan gelinlik yapmıştım. Åžahı da damat yapmıştım. Annem beni öyle görünce çok gülmüştü.Engelli yüzücü BEYTULLAH EROÄžLU (8, MaraÅŸ)Hocam benim için özel bir simit yaptıBeytullah EroÄŸlu kendisini ÅŸu sözlerle anlatıyor: ‘‘Anadan doÄŸma omuzdan iki kolum yoktur. Ellerim olmadığı için bütün iÅŸlerimi ayaklarımla yapmaya çalışıyorum. Yüzmeye Osman Çullu Hoca'nın beni bulmasıyla baÅŸladım. Bana özel bir simit hazırladı, bununla suya girdim. Hocam Osman Çullu, benim gibi baÅŸka sporcuların dünyada da bulunduÄŸunu söyledi.’’ Hocası Osman Çullu ise ÅŸu satırları eklemiÅŸ: ‘‘KahramanmaraÅŸ'ta Milli EÄŸitim Müdürlüğü'ne yazı yazarak okullardaki engellilerin tespitini istedim. Elime geçen 23 kiÅŸilik listeden Beytullah EroÄŸlu'nu da çalışmalara dahil ettim. Bir haftalık çalışmadan sonra Türkiye Yüzme Åžampiyonası'nda kendi grubunda ikinci oldu. Gelecekte yüzme milli takımının deÄŸiÅŸmez ismi olacak. Sabırla ve inatla baÅŸaracağız.’’Atlet YETER KARAKOÇ (16 Ardahan)Ödül verilen altınları bozduk Konya’ya yarışa öyle gittikArdahan Göle YaÄŸmuroÄŸlu köyünde doÄŸdum. Sekiz çocuklu bir ailenin beÅŸinci çocuÄŸuyum. Ailemin durumu iyi deÄŸil. Atletizme ilçemizde bulunan antrenör Halil Ä°brahim Yılmaz sayesinde baÅŸladım. Ä°lçede yapılan bir seçmede dokuzuncu olmuÅŸtum. Anlamadığım bir nedenle hoca beni takıma alınca dünyalar benim olmuÅŸtu. Takımımızla Konya'ya Türkiye Okullar Åžampiyonası'na gittik. Hocamız bize ödül verilen altınları bozdurarak araba tuttu. Bu sayede Türkiye ÅŸampiyonu olduk. 2002'de kulüpler kros liginde genç bayanlarda 800 metrede ikinci oldum. Yarıştan sonra montum yoktu ve üşüyordum. Sonra Avusturya, Hırvatistan, Makedonya'da uluslararası yarışlara katıldım. Â
button