Güncelleme Tarihi:
Riot Games’in Türkiye’ye gelişiyle birlikte espor inanılmaz bir atılım yaptı. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Türkiye’ye girdiğimiz ilk günden beri oyuncumuza en iyi hizmeti vermek için çalışıyoruz. League of Legends’ı kapsamlı bir eğlence işi olarak ortaya koyuyoruz. Espor da League of Legends’ın bir parçası. Türkiye’deki hızlı büyümemiz, yaptığımız yatırımlar ve bunun karşılığında oyuncularımızın bize duyduğu güvenin bir sonucu.
Türkiye’ye geldiğimizde espor ekosistemi organize değildi, ligler henüz yoktu. Şu an ortada profesyonel bir lig ve Şampiyonluk Ligi adında bir marka var. Her yıl düzenli olarak etkinlikler yapıyoruz. Bunların en önemlisi 10 binden fazla seyirciyi buluşturan Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’ndaki Şampiyonluk Ligi Türkiye Büyük Finali etkinliği. İnsanlar sadece salondan değil, internetten ve televizyondan da canlı olarak bu etkinlikleri izliyor. 2012 yılında yarı profesyonel olarak başlayan ve gitgide gelişen ligimizi 2015’te profesyonel hale getirmemiz ve izleyicilerin liglerimize gösterdiği yoğun ilgi, büyük markaların, yatırımcıların ve medyanın da ilgisini çekti. Artık oyuncuların belli başlı gelirleri var. Takımların gelirleri ve sponsorları var. Tüm bunlar ekosistemi büyüten ve bu işi gerçek bir spora dönüştüren unsurlar.
Günümüz dünyası dijital temeller üzerine kurulu. İnsanlar anı çok hızlı yaşıyor. Yeni nesil internette hayatını sürdürüyor. Bu alana yaptığımız yatırımlar da yeni neslin ilgisini çeken bir konu olduğu için Türkiye’nin önemli spor kulüplerinden de karşılıklı ilgi buldu. Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın lige katılımıyla ve bizim yatırımlarımızla Türkiye’de espor bugünkü noktasına geldi.
Beşiktaş, 1907 Fenerbahçe ve Galatasaray’ın lige girmesi neleri değiştirdi?
Türkiye’nin camia ve taraftar topluluğu olarak en büyük üç spor kulübünden bahsediyoruz. Bunlardan Beşiktaş bir ilki gerçekleştirdi ve dünyada ilk kez espora yatırım yapan spor kulübü oldu. Ardından Amerika ve Avrupa’da da benzer girişimler ortaya çıkmaya başladı. Bu üç kulübün gelmesiyle birlikte espor üzerindeki spor algısının daha da güçlendiğini ve medyanın bu alana ilgisinin arttığını gördük. Rekabetçi ruh açısından da bu üç takımın ligde yer alması diğer ekiplere daha fazla motivasyon aşıladı.
Ayrıca espor taraftarlarının rekabet içeren diğer sporlara kıyasla birbirilerine çok daha saygılı ve hoşgörülü yaklaştığını gözlemliyoruz. Esporda rekabet oyun içerisinde yaşanıyor, iyi oynayan tüm seyircilerin ve taraftarların saygısını kazanıyor. Üç büyük takımın taraftarları için de espor yeni, pozitif değer katan bir iletişim noktası haline geldi. Bu durum esporun ne kadar farklı olduğunu, rekabet ve birliktelik duygusunu izleyicilere ne kadar başarılı bir şekilde aktardığını da gösteriyor.
Harika bir Kış Mevsimi’nden sonra Rusya’da düzenlenen Rift Rivals’da elde edilen şampiyonluğu değerlendirir misiniz?
Yerel rekabet bizim için çok önemli. Ama biz yurtdışında da başarı hedefliyoruz. Türkiye’deki oyuncuların ve takımların kendilerini geliştirerek daha büyük başarılar elde etmelerini istiyoruz. Rift Rivals bu anlamda bizim için güzel bir tecrübe oldu. Türkiye’den katılan tüm takımların gösterdikleri üstün performansın yanı sıra, ilk kez bu boyutta bir turnuvaya katılan 1907 Fenerbahçe’nin şampiyonluğu Türkiye’ye getirmesi son derece değerliydi.
Tabii ki Kore ve Çin gibi esporun öncülüğünü yapan ülkeleri hemen geçmek gibi bir iddiamız yok. Bununla birlikte uluslararası turnuvalarda daimi olarak yer almayı hedefliyoruz. Türkiye’deki League of Legends oyuncularına baktığımızda yüksek potansiyele sahip olduklarını görüyoruz. Özelikle son dönemlerde yapılan uluslararası transferler ligimizin kalitesini daha da arttıracak seviyede.
Elbette uluslararası maçlarda üst seviyeye çıktıkça zorlandığımız dönemler de oluyor. Burada tecrübe belirleyici bir faktör. Ciddi anlamda zaman ve efor istiyor. Bu nedenle bizim şu anki en büyük arzumuz her yıl gerçekleşen Dünya Şampiyonası’na daimi olarak katılabilen takımlara sahip olmak ve bu yolda kendimizi geliştirmek.
Bu yılın şampiyonu 1907 Fenerbahçe’yi ne gibi sürprizler bekliyor?
Bu yıl daha da güçlü rakiplerin yer alacağı Dünya Şampiyonası ön eleme süreci TBF 2017 şampiyonunu bekliyor. Fenerbahçe dünyanın diğer bölgelerinden gelen takımlarla beraber elemelerden çıkmak için Çin’de mücadele edecek. Eğer buradan başarıyla çıkabilirse Dünya Şampiyonası gruplarına katılma şansına sahip olacak. Bu noktada Türkiye’yi temsil etme adına TBF 2017 şampiyonuna büyük bir görev düşüyor. Özetle TBF şampiyonunu için bundan sonraki durak Çin. İnanıyoruz ki bu yıl da Dünya Şampiyonası gruplarında Türkiye’den bir takım görebileceğiz.