Bunları unutmak ne mümkün

Güncelleme Tarihi:

Bunları unutmak ne mümkün
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2013 22:39

Geride bıraktığımız yılda birçok olay yaşandı. Kimisi sporseverleri hayrete düşürürken kimisi güldürdü, kimiyse sinirlendirdi. Takvimin en önemli olaylarını sizler için sıraladık.

Haberin Devamı

REKORLAR, zaferler, gözyaşları, hayalkırıklıkları... 2012’de spor arenasında bunların hepsinden bol bol vardı. Geride bırakmak üzere olduğumuz yıl birçok muhteşem turnuvanın yanı sıra Olimpiyatlar ve Avrupa Şampiyonası’nı da kaldırdı. Bu kez geçilecek denen Usain Bolt kendisini eleştirenlere yanıtı tartan pistte verirken, bisikletin efsanesi Lance Armstrong’un unvanları elinden alındı.

BÖYLE BİR YIL ZOR GELİR

Futbol, atletizm, tenis, basketbol ve yüzme açısından tam bir ziyafet gibi geçen 2012’ye Serena Williams ‘Kariyer Golden Slam’iyle, Chelsea Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuyla, Pistorius ise sadece koşarak damga vurdu. Unutulması zor bir takvim yılı geride kalırken, sizlere unutulmazları hatırlatmadan geçemezdik. İşte 2012 yılının unutulmaz olayları...

Haberin Devamı

Tarihin en sofistike dopingi

Lance Armstrong için 2012 yılı tam bir faciaydı. Keza milyonlarca sporsever için de öyle. Fransa Bisiklet Turu’nu üst üste yedi kez kazanan ABD’li bisikletçinin doping yaptığı ortaya çıktı. Armstrong’u suçlayan USADA, 11 Ekim’de USADA Başkanı Travis Tygart internet sitesinden yaptığı açıklamada, “Kanıtlar, US Postal Service Pro Cycling takımının, herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde spor tarihinin ‘en sofistike, en profesyonel ve en başarılı’ doping programını uyguladığını göstermektedir’’ dedi, bisikletin en büyük efsanesi böylece sona erdi.

5 saat 53 dakikalık resital

Avustralya Açık finalini televizyonları başında izleyen dahi yorulmuştu. Dünyanın zirvesindeki iki tenisçi Novak Djokovic ve Rafel Nadal finalde tam 5 saat 53 dakika raket salladı. Nadal zafere yaklaştı, Djokovic kaçtı. Şampiyonu final seti belirleyecekti. Artık iki atlette de derman kalmamıştı. Djokovic rakibini 5-7, 6-4, 6-2, 6-7, 7-5 setler sonunda yenerek şampiyon oldu. İkisinin yüzünde de yorgunluk ve tebessüm vardı. Seremoni de daha önce hiçbir sporseverin görmediği şey olmuştu. Kupa verilene kadar Djokovic ve Nadal tabure de oturarak bekledi...

Chelsea hasrete son verdi

BAYERN Münih müthiş bir performansla evinde, Allianz Arena’da oynanacak Şampiyonlar Ligi finalindeki takım olmayı başardı. Rakibi ise Barcelona’yı dize getiren Chelsea idi. Avrupa’nın en büyüğü olmak için denemediği yöntem kalmayan, son 8 yılda 8 farklı teknik adamla çalışan Mavililer kupayı aldı. Ama güç bela... 83. dakikada Müller golü attığında, Münih zafere ulaştığını sanmıştı. 5 dakika sonra Drogba rakibi rüyadan uyandırdı. Uzatmalarda penaltıdan yararlanamayan Robben takımının tabutuna çivi çakmış, Chelsea seri penaltı atışları sonunda zafere ulaşmıştı. Hem de yardımcı antrenörü Roberto Di Matteo ile...

Haberin Devamı

Kırık ayakla 400 metre

Londra 2012 Olimpiyat Oyunları’nın unutulmaz kahramanlarından biri de Manteo Mitchell’ın 4x400 yarı finalinde kırık ayakla 45 saniye koşması ve Birleşik Devletler’i finale çıkarması oldu. Yarışın ardından konuşan Manteo, ayağının kırıldığını hissettiğini, ‘Çat’ diye bir ses duyduğunu, hatta gözlerinden yaş geldiğini, fakat tribünlerin verdiği coşkuyla acısını yenerek yarışı tamamladığını söyledi. Kırık ayağıyla yarı finalde koşan Manteo Mitchell, 4x400 finalinde yer alamasa da, kahraman olmayı başarmıştı.

Pistorius’un zaferi

GÜney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius, olimpiyatta yer alan ilk paralimpik olmanın gururunu yaşadı. Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin (IAAF) iddialarına göre karbon fiber protezler Pistorius’a diğer atletlere göre avantaj sağlıyordu. Bu nedenle ampute atlet 2008 Pekin Olimpiyatları’na katılamamıştı. Ancak yapılan araştırmalar sonucu protezin avantajdan ziyade dezavantaj olduğu ortaya çıktı. Protezle her adımı 2.7 metre olduğu için eleştirilen Pistorius, normal bir atletin kalçasından hareketi sağlamak için harcadığı enerjinin ortalama dört katını sarf ediyordu. Ardından CAS’a giden davayı Pistorius kazandı ve yarışma engeli ortadan kalktı. Her ne kadar madalya alamasa da, Pistorius’u izlemek bile paha biçilemezdi.

Haberin Devamı

Bolt: En iyisi benim

2012 Londra Olimpiyatları’nda Usain Bolt şov yaptı. 100 metre finalinde kendisine ait olan tarihin en hızlı derecesine çok yaklaştı ve olimpiyat rekoru kırdı. 200 metre finalinde 19.32’lik derecesiyle altın madalyayı kaptırmadı. Böylece Jamaikalı, olimpiyat tarihinde hem 100 hem de 200 metrede unvanını koruyan ilk sporcu oldu. Jamaikalı bununla da yetinmedi. 4x100 bayrak yarışında bayrağı finişe taşıyan atlet, dünya rekoru kırarak üçüncü altınını kazandı. Olimpiyatlar öncesi sakatlığı nedeniyle Blake’e geçileceğine dair yorumlar yapan Bolt, ‘En iyisi benim’ dedi.

Yüzüklerin Efendisi LeBron

MIAMI Heat kadrosunu güçlendirdikten sonra herkes onlardan şampiyonluk bekliyordu. Acaba o sene gelmiş miydi? LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh’lu kadro sakatlıklar, mental sorunlar ve kavgalarla boğuştuğu sezonun sonunda şampiyon olmayı başarmıştı. LeBron da ‘yüzüğü’ kapan Gollum gibiydi. Artık ona kimse en iyi olman için şampiyon olman gerekiyor diyemeyecekti. Hali hazırda şampiyondu.

Haberin Devamı

O rekoru Messi kırdı

40 yıldır ne zaman kırılacağı merakla beklenen Gerd Müller’in 85 gollük rekorunu, dünyanın en iyi futbolcusu Lionel Messi tarihe gömdü. Messi, Barcelona’nın Real Betis’le oynadığı La Liga 15. hafta mücadelesinde fileleri iki kez sarsarak gol sayısını 86’ya çıkarttı ve ‘Bir takvim yılı içinde en çok gol atan’ futbolcu olma unvanını elde etti. Arjantinli yıldız bununla da kalmadı ve seneyi 91 golle kapatarak ‘Bu rekoru bundan sonra zor geçersiniz’ mesajı verdi. Alman gol makinesi Gerd Müller, 1972 yılında 85 gol atmıştı...

3 madalya yetiyordu o 6 aldı

Phelps Londra’ya gittiğinde 16 Olimpiyat madalyası kazanmış bir sporcuydu. En çok olimpiyat madalyası kazanan, jimnastikçi Larisa Latynina’yı geçmesi için 3 madalya daha alması gerekiyordu. Aldı da! Londra Olimpiyatları’nda 4 altın, 2 de gümüş kazanan Phelps, Latynina’yı geçti ve ardından emekliliğini açıkladı.

Haberin Devamı

93 dakikada 44 yıl yaşlandılar

Premier Lig’de 2011/12 sezonunun son haftasını kelimelerle anlatmak çok zor. Ancak tarihe geçmesi için de gerekli! Son haftalarda inişli çıkışlı performans gösteren iki takımın da kaderi son maçlarına bağlı. 44 yıldır şampiyon olamayan Manchester City evinde oynadığı maçta kazanırsa hasrete son verecek. Manchester United’a ise hem galibiyet, hem de rakibinin puan kaybetmesi gerekiyor, ilginçtir işler United’ın istediği gibi gidiyor. QPR son 3 dakikaya girilirken 2-1 önde ve City’li taraftarlar yıkılmış durumda. Sahne-ye oyuna sonradan giren Dzeko çıkıyor önce... 2-2’lik skor ‘Acaba’ dedirtiyor. Bitiş düdüğüne saniyeler kala Sergio Agüero öyle bir vuruyor ki, Manchester’da adeta deprem yaşanıyor. Kırmızılar üzülürken, Mavililer şöyle bir pankart açıyor: “Manchester Mavidir”

Serena Williams 31’inde çiçek açtı

31 ya-şında olduğuna bakmayın, Serena Williams muazzam bir yılı geride bıraktı. Bu yıl ‘Kariyer Golden Slam’ yapan, yani kariyeri boyunca tüm Grand Slam’lerde şampiyonluk yaşayarak, buna bir de Olimpiyat altınını ekleyen Serena Williams, bununla da yetinmedi İstanbul’da düzenlenen WTA Sezon Sonu Şampiyonası’nda da zafere ulaştı. İstanbul’dayken Hürriyet’e konuşan Williams, “Babam zamanını çoğunlukla Venus için harcıyordu. Onun üstüne daha fazla düşüyordu. Ben de bu sebeple çok daha fazla çalıştım, belki de kariyerim bu noktaya ondan geldi” demişti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!