Güncelleme Tarihi:
Bu gece Türkiye’nin kalbi Kadıköy’de atacak…
Önce, Fenerbahçe Ülker Arenada olacağız…
Basket takımımız Çek cumhuriyeti ile kader maçı yapacak…(saat:18.00)
Elimizde bayraklar ile Ataşehir’ den Kadıköy’e geçeceğiz…
Üç saat sonra futbol takımız, Fenerbahçe stadında Estonya karşısına çıkacak…(saat: 21.00)
Üzerimizdeki forma değişmeyecek…
***
Sarı lacivert renkleri görmeye alıştığımız Kadıköy; kırmızı ve beyaz olacak…
Bu gün kalpleri; siyah, beyaz, bordo, mavi, kırmızı, sarı ve lacivert olan hepimizin, tek bir rengi olacak…
Hep birlikte bağıracağız:
“Kırmızı-Beyaz, En büyük-Türkiyee!” diye…
Türkiye-Estonya:
Hollanda maçını tartışıyoruz…
Ancak Estonya maçı en az onun kadar önemli…
Dünya sıralamasında:
Hollanda 8ci, Türkiye 35ci, Macaristan 37ci, Estonya 55ci, Romanya 57ci, Andora 199cı sırada yer alıyor…
Gurubumuz lideri, Brezilya’ya da ki Dünya kupasına direk gidecek…
İkinci sırada yer alan takım ise, “pek sevmediğimiz ama hep mecbur kaldığımız play-off’ oynayacak…
Önce işimiz anlatıldığı kadar kolay olmadığını kabul edelim…
Sonrada bugünkü formu ile Hollanda’nın birinci torbadan çıkabilecek “en iyi kura” olduğunu itiraf edelim…
***
Avcı: “Hedefimiz gurup birinciliği” dedi...
Doğru hedef ama ilk maçta şansımızı iyi kullanamadık.
Belki de işin sonunda, son dakikada yediğimiz ikinci gole ağıt yakacağız.
Şimdi her zaman puan kaybettiğimiz; “kesin favori olduğumuz maçlara” geldi sıra…
Estonya, Macaristan, Romanya, Andora maçlarını firesiz geçmek zorundayız.
Özetle bir yıl boyunca tek bir amaç var:
Avrupa kıtasında Brezilya’ya gidecek en iyi 13 takım arasına girebilmek…
Avcı; “ ilk maçında tarihe adını yazmak isterken hata yapmış” olabilir…
Ama “O”, dündü…
Bugün Estonya maçına konsantre olma zamanı…
***
Bizim maçtan yarım saat önce Macaristan-Hollanda maçı var…
Belki de Hollanda, o maçta puan kaybedecek…
Belki gurup liderliğinde rakibimiz Macaristan olacak…
Özetle bu iş uzun bir maraton…
Önümüzde oynanacak 9 maç var ve alınabilecek…27 puan…
Göreceksiniz gurup lideri 30 puan ile bitirmeyecek turnuvayı…
O da puan kaybedecek…
Beğensek de, beğenmesek de:
Bu turnuva artık Abdullah Avcı’nın…
O nedenle bence;
Şimdi Avcı’yı avlama değil puan toplama zamanı…
Türkiye-Çek Cumhuriyeti:
Kadıköy’ün diğer bir köşesinde saat 19.00 da basket takımımız sahaya çıkacak…
Çek Cumhuriyeti le kader maçı yapacak…
Yenersek en iyi üçüncüler kontenjanından Avrupa şampiyonasına gideceğiz.
Yenilirsek; bence güçlü bir olasılıkla yine üçüncüler kontenjanından gidebiliriz…
Belki bizi, üç sayılık bir yenilgi turnuvaya götürürken, dört sayılık yenilgi elenmemize neden olacak…
O nedenle burada da:
“Tanjevic’i tartışmayı bırakıp maça konsantre olmalı…”
***
Avrupa basketbol şampiyonasına tam 24 takım katılıyor…
Türkiye’nin burada bulunmaması gerçek ten büyük bir sürpriz olur…
Bence bu kötü sürpriz olmayacak…
Ve katılacağız…
İşte o zaman tartışacak zamanımız var:
Tartışalım;
----Tanyevic doğru seçim midir?
---- Bu turnuvaya bu takım ile katılmak doğru mudur?
Ama bugün bu soruların zamanı değildir…
***
Hele;
“Turgay Demirel’i yirmi yıllık icraatları ile değil, gündemdeki elemeyle” değerlendirmek;
Bizi günlük ve yanlış çözümlere götürür…
Elenelim de; “Turgay Demirel’e gönderelim” diye pusuya yatanlara;
Elenmediğimiz zaman Demirel;
---“Hem; İlkan, Furkan, Doğuş ve Serhat’a deneyim kazandırdım, hem de şampiyonaya gidiyorum”
Derse…
Haklıdır…
***
Ama bence:
“Önde aldığın bayrağı, voleybolun arkasında bitiriyorsun” denebilir…
Veya
“Beş kez üst üste seçildin, yirmi yıl başkanlık yaptın, üst düzey gelişmiş insanların olduğu bir camiada niye yerine birini hazırlamadın?”
Denebilir…
Ama bugün bunların zamanı değil!
Bugün kaybedersek Avcı veya Demirel kaybetmeyecek!
Biz, 2013 ve 2014 yıllarını hep birlikte kaybedeceğiz!
Tek bir renk, tek bir yürek olma zamanıdır…
Bu gün Kadıköy’de olmak zamanıdır…