OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 21, 2004 00:00
Her ölüm haberi duyduğumda hayata olan kızgınlığım çaresizlikle artıyor. Ve kendi kendime şu cümleyi tekrarlıyorum; ‘‘Bu hayattan hiç birimiz sağ kurtulamayacağız.’’ Sakıp Ağa'nın ölüm haberinde de aynı şeyi hissettim. Üstelik onun motosiklet tutkusunu daha önceden yazmadığım için kendime kızdım.Ölümü üzerine
haber değerinin artması gerçeği buz gibi karşımda durduğu için ve belki de ölümünü hala kabullenemediğim için hemen yazmadım bekledim. Sonra yine kızdım kendime ‘‘eeeeh be yazcaksın tabi, hele bir Sakıp Sabancı Lisesi mezunu olarak bu güne kadar beklemen bile hata sayılabilir. Ayrıca koskoca Sakıp Ağa bile bu gavur icadına tutkundu yalan mı? Duyan duymayan kalmasın.’’Motosiklet hayatta sahip olabileceğiniz en keyifli tutku derim ya hep. İşte Sakıp Sabancı da bunun en güzel örneklerinden. Adana'da daha gençlik yıllarında babasından dayak yemesine rağmen o yıllarda gizli gizli Adana da saati 5 liradan motosiklet kiralarmış ve tüm tepkilere rağmen motosiklet sevdasından yıllarca vazgeçmemiş. Onun da o zamanlar en büyük dileği bir motosiklet sahibi olmakmış. Seneler sonra 50 yaşından sonra motosiklet sahibi olup atlı köşkün bahçesinde çocuklar gibi heyecanla motosikletine binermiş.İşte bu haftanın komik anıları Sakıp Ağadan; ‘‘Benim kiralık motosiklet düşkünlüğümü babam duymuş. Kazadan korktuğu için motosiklete binmememi söyledi. Ama ben, bir yanda babamdan korkarken, öte yanda motosiklet sevgimi yenemeyip, gizli, gizli kiralık motosikletle dolaşmayı sürdürdüm. Arkadaşım ‘Allah'ın oğlu' lakaplı Mustafa Salihoğlu ile bir gün motosiklet kiraladık. Adana da Paktaş Fabrikası'nın önündeki toprak yolda yan yana zevkle motosiklet yarıştırıyoruz. Karşıdan göçebe çingene kafilesi geliyor. Merkepleri, köpekleri, cılız atların çektiği arabalarıyla bize yaklaştıklarında, köpekleri motosikletten ürküp bize doğru havlayarak saldırdı. Bu arada biz, yarı korkudan, yarı acemilikten motosiklete hakim olamayıp, merkeplerin arasına girdik. Merkeplerin biri ile bizim motosikletler devrildi. Bu arada göçebelerin kadınları, ellerinde sopa ile bizim üzerimize saldırdılar. Oradan nasıl kaçıp kurtulduğumuzu anlatmak güçtür. Bu olaydan kimseye söz etmedik. Ama korkusunu yıllardır içimizde duyduk.’’Çocukluk heyecanım elli yıl sonra bile küllenmemiş. ‘‘Bir gün gene kiraladığım motosikletin üzerinde zevkten uçarak giderken, Bağlar yolunda, pamuk almaktan dönen babama rastladım. Babam, ‘‘Sana harçlığını, bu fuzuli alete yatırma diye kaç kere söyledim’’ diyerek beni azarladı. Esas üzüldüğü, harçlığımı bu işe yatırmam değil, bir kazaya uğramamdı. Bunu biliyordum. Aradan 40 yıl geçti. 1984 yılında İngiltere'de bir mağazada, oyuncak gibi küçük bir motosiklet gördüm. Japonlar insanlara mal satabilmek için her şeyi nasıl cicili bicili yapıyorsa, motosikleti de biblo gibi süslemişlerdi. Dayanamadım satın aldım. 50 yaşından sonra, Emirgan da Atlı Köşk'ün bahçesinde kimse görmeden, o küçük motosikletle dolaşıyordum. Yıllar önce içimde kalmış çocukluk heyecanım, halen küllenmemiş.’’Galiba artık onun bizimle olmadığını kabullendim ve gittiği yerde Allah’ın en sevdikleri arasına girdiğine de kalpten inanıyorum. ‘‘Ağam be bizim Renç Koçibey de oralarda olacak, bu hayatta ona borçlu olduğum, özel bir teşekkürüm var söyler misin?’’ Ben bu hayatta yüreğiyle bir şeyler yapıp gidenlerin, gittikleri yerde çok mutlu ve keyifli olduklarından eminim. Mezuniyet törenimde bana sarılan ellerin, giydiğim sarı lacivert gece elbisesine
Fenerbahçe'yle ilgili yaptığın esprilerin, Atamla ilgili yaptığımız sohbetlerin hep benle kalacak AÄŸam.TMF çalışıyor...Türkiye Motosiklet Federasyonu'nun (TMF) üyelik baÅŸvurusu Uluslararası Motosiklet Federasyonu FÄ°M tarafından kabul edilmiÅŸ ve yürürlüğe girmiÅŸ. 20-22 Åžubat Cenevre'de yapılan 2004 Yılı FÄ°M Kongresi öncesinde TMF'nin yaptığı üyelik baÅŸvurusu FÄ°M tarafından kabul edilmiÅŸ. Ne diyelim hayırlı olsun. Ãœlke standartlarının yükselmesi ve sporun uluslararası geliÅŸimine saÄŸlayabileceÄŸi katkılar açısından son derece önemli olan FÄ°M üyeliÄŸin kabulünden sonra Kongre'ye de katılan TMF delegasyonu diÄŸer üyeler tarafından da çok sıcak karşılanmış. Bu çocuÄŸa hastayımÃœnü yurt dışına taÅŸan motosiklet yarışçımız Kenan SofuoÄŸlu'ndan bahsediyorum. Hastasıyım çünkü her internete girip ya da Eurosport'tan izlediÄŸimde isminin yanındaki Türk bayrağı grurumu okÅŸuyor. Dünya Süperstok Åžampiyonası 1'inci ayağı olan Valensiya'da yaÅŸadığı tüm aksiliklere raÄŸmen 6'ıncı olmuÅŸtu. Antrenmanlarda motoru parçalanan Kenan bu yarışa tam anlamıyla süper stok bir motosikletle, dükkandan 0 km alınıp piste getirilen ve egzosu bile orijinal olan bir R-1'le, yarışa 12'inci sırada baÅŸlayıp yarışı 6'ıncı bitirerek büyük bir baÅŸarı göstermiÅŸti. Yarışın 2'inci Ayağı olan Misano Adriatico'daysa Yamaha YZF R1'iyle Kenan 15'inci oldu. Kalbimiz seninle Kenan!Honda'nın son kararıMotosiklet tutkunları Honda'nın yıllar önce Türkiye'de satışa sunduÄŸu CBR 900 RR modeliyle ilgili reklam sloganını hatırlarlar: ‘‘CBR 900 RR, son karar!’’Super sport sınıfına fırtına gibi giren CBR 900 RR firma kurmaylarını üzmemiÅŸ ve önemli satış rakamlarına ulaÅŸmıştı. Seriye eklenen yeni modellerle gördük ki 900 RR hiçbir ÅŸeyin sonu deÄŸilmiÅŸ. UzakdoÄŸulu üretici hemen hemen her yıl aileyi yenilerek ürünün popülaritesini sürdürdü. Honda bu yıl da benim fuarda tanışıp ha bire kesiÅŸtiÄŸim, teknolojinin son nimetleriyle donatılmış yakışıklı CBR 1000 RR Fireblade modeliyle fanatiklerinin karşısına çıktı. Yaz geldi diye korumaatmayınEvet havaların ısınmasıyla ‘‘tatlı su motorcuları’’ da motorlarını garajlarından çıkarıp, kış uykusundan uyandırdı ve caddeler ÅŸenlendi. Ancak canımı sıkan havaların ısınmasıyla bazı arkadaÅŸların soÄŸuktan korumaktan çok daha fazla fonksiyonu olan kask, mont, dizlik, eldiven gibi ‘‘olmazsa olmaz’’ korumaların fazlalık haline geldiÄŸini düşünerek kullanmamaları. Åžiddetle kınıyorum. Montumuz, dizliklerimiz, eldiven hatta belliklerimiz de üzerimizde olsun. Lütfen beyler, bayanlar kendinizi düşünmüyorsanız acemileri düşünün. Yeni motorculara doÄŸru örnek olalım.Â
button