Bu savaşı Drogba değil Niang ve ben kazanırız

- Lucescu Türkiye’de uzun süre çalıştığını, burayı çok sevdiğini, Beşiktaş’ın benim için doğru takım olduğunu söyledi.
- En büyük baskıyı ben kendim yapıyorum. Bir an önce iyileşip dönmeye çalışıyorum ve bu konuda kendimi sıkıştırıyorum.
- Daha önce de twitter’da bayağı takipçim vardı ama Türkiye’ye geldikten sonra patlama oldu. Kimi ‘hoşgeldin’, kimi ‘geçmiş olsun’ diyor.

BEŞİKTAŞ’ın yeni transferi Dentinho ile iletişim kurmanın tek yolu, ana dili Portekizce. Bu yüzden tercümanı Arda onun dili ve kulağı. Fakat arada bir çevirmen varken sohbet etmek, ancak mealen oluyor, pek çok ifade kayboluyor. Buna rağmen güleryüzlü, sempatik bir adam olduğunu anlamak zor değil. Sorulara içtenlikle yanıt veriyor, fotoğraf çektirirken hiç sorun çıkarmıyor. İşte karşınızda Beşiktaş’ın devre arasında gelen iddialı transferi Dentinho... �

- Drogba, Sneijder, Niang ve siz... Hepiniz bu sezon geldiniz ve aynı pozisyonlarda oynuyorsunuz. Nasıl bir rekabet olacak bu?
- Hepsi çok büyük oyuncular. Futbol tarihine geçecek isimler. Bu yarıştan kim galip çıkacak diye sorarsanız; ben ve takım arkadaşım Niang derim.�

‘DENTINHO’ LAKABI ÖLENE KADAR GİDER

Gerçek adınız Bruno Ferreira Bonfim. Fakat tüm dünya sizi Dentinho olarak tanıyor. Sebebini biliyoruz ama size bu lakabı takan kim?
- Futbol okulunda oynarken dişlerim çok büyük ve ayrık olduğu için sadece ‘dente’, yani ‘diş’ diyorlardı. Corinthians’a transfer olduğumda takımın masörü beni altyapıdan tanıyordu. İlk kez o Dentinho dedi. Çocuklar için kullanılan sempati takısıyla ‘Küçük diş’, ‘dişçik’ anlamlarına geliyor.

- Bugün dünya çapında, ünlü bir futbolcusunuz. Yeter artık, böyle anılmak istemiyorum, başka şekilde anılmak istiyorum dediğiniz olmuyor mu?
- Hayır hayır. Ufakken takıldı bu lakap, artık değişmez, ölene kadar gider. Zaten artık ‘Dentinho’ bir marka oldu.

Twitter’da TAKİPÇİ SAYISI 1 MİLYONU AŞTI

 Twitter ile aranız nasıl? Hemen her gün bir mesaj geliyor sizden ama siz mi yazıyorsunuz?
- Şu anda bayağı hareketli. Brezilya’da oynarken de bayağı takipçim vardı ama Türkiye’ye geldikten sonra patladı. (Bu yazı yazılırken 1 milyon 79 bin 282 idi).

Beşiktaş taraftarları hem hoş geldin dileklerini iletiyor hem de sakatlığımdan dolayı endişelerini dile getiriyor.

- Twitter’da hakkınızda yazılanları sıkı takip eder misiniz? Çünkü bazen hayli olumsuz şeyler de olabiliyor. Siz bir de takıma gelir gelmez sakatlandınız. Bunları okumak moral bozucu olabiliyor.
- Tabii ki övgüler kadar eleştiriler de oluyor. Ben genellikle okumaya çalışıyorum. Şu anda iyi dileklerini iletenler çoğunlukta.

İstanbul çok güzel ama beni geceleri göremezsiniz

Sade bir kişiliği olan Dentinho, “Çok dışarı çıkmam. Beni gece kulüplerinde göremezsiniz” diyecek kadar da iddialı.

Ukrayna’da oynadığınız takım Shakhtar Donetsk, İstanbul’la kıyaslanmayacak kadar küçük bir şehirdeydi. Nasıl buldunuz İstanbul’u?
- İstanbul olabilecek en iyi şehir. Tarih, alışveriş, restoranlar mükemmel. Taraftar beni hiç yalnız bırakmıyor. Donetsk çok durgun bir yerdi.
- Nerede oturuyorsunuz?
- Beykoz Acarkent’te.
- Orası da İstanbul’un en sakin yerlerinden biri ama.
- Eşimle birlikte seçtik. Bir de Beşiktaş’ın tesislerine yakın.
- Eşiniz İstanbul’da olmaktan mutlu mu?
- Geleli daha 2 gün oldu ama keyfi yerinde.
- Futbolcuların gece hayatı ile arası iyidir genellikle, sizin nasıl?
- Çok dışarı çıkmam. Genellikle evde ailemle vakit geçiririm. Nadiren eşimle birlikte gece çıkarız. Beni kulüplerde göremezsiniz.

Futbolda modadan daha iddialıyım

- Futboldan arta kalan zamanda ne yaparsınız?
- Ailemle vakit geçiririm, alışverişe çıkarım, evde Playstation oynarım, masa tenisi oynarım. Şimdi bebeğim var, onunla ilgileniyorum.
- Takım arkadaşınız Fernandes stiliyle de dikkat çekiyor. Sizin giyim kuşamla aranız nasıl? Gördüğüm kadarıyla taşlı aksesuvarları seviyorsunuz…
- Toplum önünde olan insanlar olduğumuz için iyi giyinmemiz, kendimize bakmamız lazım. Ben de elimden geldiğince iyi giyinmeye çalışıyorum. Ama asıl iddiam modada değil, futbolda.

Takıda pırlantadan vazgeçmiyor

Dentinho sade giyinse de aksesuvar kullanmayı çok seviyor. Röportajımız sırasında üzerinde taşlı kolye, taşlı küpe, yine taşlı kocaman bir saat ile alyansı dışında bir yüzük daha takmıştı. Hatta spor ayakkabısında bile taş vardı.

Bu dişlerle kendimi şanslı hissediyorum

Bizde sizinki gibi dişleri ayrık olanların doğuştan talihli olduğuna inanılır. Brezilya’da böyle bir şey var mı?
Hayır yok ama madem Türkiye’de var, kendimi şu andan sonra şanslı hissediyorum.

Çok özeleştiri yaparım

- Geldiğiniz takımın başında, Beşiktaş’ın eski teknik direktörü Lucescu var. Size öğütlerde bulundu mu?
- Türkiye’de uzun süre çalıştığını, burayı çok sevdiğini, Beşiktaş’ın benim için doğru takım olduğunu söyledi. Ayrıca Brezilya Milli Takımı hayalim de devam ediyor.
- Üzerinizde baskı hissediyor musunuz?
- En büyük baskıyı ben kendim yapıyorum. Çok fazla özeleştiri yaparım. Bir an evvel iyileşip dönmeye çalışıyorum ve bu konuda kendimi sıkıştırıyorum.

Dövmelerinde bile ailesi var

- Dövmeleriniz çok konuşuluyor. Kaç dövmeniz var?
- Annemin, babamın, eşimin isimleri ile sol omzumdan koluma inen büyük bir balık var ama daha bitmedi tüm kolumu kaplayacak. Sağ kolumda ise şans getiren bir tür totem dövmesi var. Kalbimin üzerine de oğlumun ismini yaptırmayı planlıyorum.

Samet Hoca kaleye koysa oynarım!

“Beşiktaş’ta hocanın oluşturduğu çok iyi bir arkadaşlık ortamı var. Buraya geldiğimde sanki ikinci aileme gelmiş gibi oluyorum.”

- Sol ve sağ açık oynayabiliyorsunuz. Kendinizi en verimli hissettiğiniz pozisyon hangisi?
- Bence futbolcunun en doğru yeri hocanın koyduğu yerdir. Hocamız kaleye bile koysa oynarım.
- Samet Aybaba ile aranız nasıl? Lucescu ile karşılaştırmanızı istesem?
- Futbolcularla sürekli diyalog halinde. Her zaman görebileceğiniz bir durum değildir. Ama tabii zamanla daha iyi tanıyacağım kendisini. Bir de hocanın oluşturduğu çok iyi bir arkadaşlık ortamı var. Buraya geldiğimde sanki ikinci aileme gelmiş gibi oluyorum. Aralarında kendimi iyi hissediyorum.
Çarşı nedir biliyor musunuz?
- Evet geldikten sonra anlattılar. Semtte de vakit geçirdik biraz. Ayrıca tesislerin önünde Galatasaray maçından önce yaptıkları çok güzeldi.

Taraftarımız Corinthians’ı unutturdu

- 24 yaşındasınız ve ilk kez 2 yıl önce ülkenizden ayrıldınız. Zor oldu mu? Ailenizi özlediğiniz, yalnızlık hissettiğiniz oluyor mu?
- Ukrayna’ya gitmek için ilk ayrıldığımda annemin babamın özlemini çekiyordum. Çocuğumun doğmasıyla beraber özlem biraz azaldı. Zamanla Ukrayna’ya da alıştım. Corinthians taraftarını da özlüyordum Ukrayna’da. Çok ateşli bir taraftarımız vardı ve ben de takımın göz bebeğiydim. Türkiye’ye gelince buradaki taraftarın onlardan farkı olmadığını gördüm. Bana gösterilen ilgiden çok mutluyum.
- Bebeğinizin adı ne, kaç aylık?
- Bruno Lucas, 4 aylık.
- Beşiktaş’ta 7 numaralı formayı seçerken ailenize danıştığınızı söylemiştiniz? Kararlarınızda aileniz ne kadar önemli?
- Ailem benim her şeyim. Annem, babam, kardeşlerim, eşim… O yüzden 7 numarayı eşim inceledi, anneme de danıştım.