Bu maçta zafer böyle kazanılır

1-Aykut Kocaman ve ekibi eşofman ile değil, takım elbise ile takımının başında yer almalı.

2-Fatih Terim, rahatlığını İtalyan tipi bağladığı atkısıyla bir şekilde yine yansıtmalı.

3-F.Bahçe, baskı altında olmadığı mesajını çubuklu forma, beyaz şort ve konçla vermeli.

4-Galatasaray, istatistiklere göre galibiyete yakın renk olan kırmızı ağırlıklı forma seçmeli.

ÇOK değil bir kaç yıl öncesine kadar, iletişim ile sporun ilişkisi bugünkünden çok farklıydı ve iletişim, spor üzerinde belki de bu kadar söz sahibi, baskın ve etkin değildi. Oysaki bugün artık insan beyninin bir karar alırken nasıl çalıştığını prensip olarak hiç olmadığı kadar net biliyoruz.
Bu doğrultuda iletişim faaliyetlerinin duyguları harekete geçirici etkiyi yaratıp, bilinç ötesine hitap eden mesajlar vermesi mecburi ve daha doğru hale geldi. İletişimin ilişkide olduğu diğer tüm branşlar gibi spor da elbette bundan doğrudan etkilendi.�
Gelelim işin bizi bugün için ilgilendiren kısmına... Bir başka deyişle, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde doğru iletişim için neler yapılmalı sorusuna. İşte bir kaç başlık altında, doğru iletişim yöntemleri çerçevesinde derbide yapılması gerekenler...

TAKIMLARIN GİYECEKLERİ FORMALAR

F.BAHÇE rakip sahada oynuyor. Dolayısıyla baskı altında olacaktır. Bu baskıyı en aza indirmek için her fırsatta “Biz Fenerbahçe’yiz o yüzden rahatız” mesajını hem rakibe, hem de Arena’yı dolduracak taraftarlara vermelidir. Doğru forma seçimi klasik çubuklusu ve bu sene forma seçimlerinde varsa beyaz şort ve beyaz konç olmalıdır.  Galatasaray ise kırmızı ağırlıklı forma seçimi yapmalıdır. Kırmızı doğası sebebiyle rakibi baskı altına almasına yardımcı olacaktır. Ayrıca istatistiklere göre kırmızı formalı takımlar galibiyete daha yakındır.

TEKNİK DİREKTÖRLERİN KIYAFETLERİ

AYKUT Kocaman benzetme yapacak olursak, başka topraklara ordusuyla giden bir lider, komutan görünümünde. Öyle olunca da her kesime bu kimliğinin gerektirdiği mesajı vermeli ve özellikle Kadıköy’de tercih ettiği gibi eşofman ile değil, takım elbise ile takımın başında yer almalı. Hatta yardımcıları bile.
Diğer yanda Fatih Terim, evsahibi kimliğiyle ve camiasının ona yüklediği görevle senenin son ama bu sezonun en önemli maçına çıkıyor. Haliyle o da her zaman sergilediği kendine has stiliyle sahada olmalı. Doğrusu, Fatih Terim’in İtalyan tipi bağladığı atkısıyla takımının başında yer alması rahatlığını bu şekilde yansıtması.
Teknik direktörler açısından önem arzeden bir başka konu da seremoni. Doğru el sıkışma, davranış, gülme, kucaklaşma gibi detaylar takımlara doğrudan yollanmış birer mesajdır. Bunların nasıl olduğu ile teknik direktör tarafından oyunculara söylenenler örtüşmezse, beyinler ve zihinler, bulanabilir.
Her iki teknik direktör de oyuncular saha kenarına baktıklarında onları kolaylıkla seçebilecek şekilde kontrast renkler kullanmalı ki, iletişimlerini daha kolay kursunlar. Örneğin sarı lacivert kravat, sarı kırmızı atkı gibi.

GOL SEVİNÇLERİNİN YARATACAĞI ETKİ

SPOR endüstrisinin lider ülkelerinde, gol ya da skor sevinçleri üzerinde bile iletişim çalışması yapılıyor. Gol ya da skor sevincinin yaratacağı etki bile ince elenip sık dokunması gereken, hesaplı hareket edilmesi gereken bir detay. Daha önce bir derbide, Kazım Kazım’ın yaptığı gol sevincinin nasıl ters teptiğini hepimiz gördük, yaşadık. Bu konuda da takımlar almak istedikleri tepki ve tetiklemek istedikleri duyguya uygun hareket etmeliler.

BASIN TOPLANTILARINDAKİ DURUŞ

MAÇ öncesi ve sonrası söylenen sözler, basın toplantılarında dile getirilenler karşılaşma öncesi ve sonrası verilen demeçler de yalnızca bugünkü derbiyi ve mücadeleyi değil, bir bütünü etkilediği için, üzerinde kafa yorulması gereken bir konu.
Özellikle klişeleşmiş ve tamamen yasak savmak adına söylenen sözler ve ifadeler çoğu zaman tam da tersine etkiler yaratıyor. “Rakibimizin bu şekilde oynayacağını biliyorduk, hocamız bunu bize anlattı ama yine de bireysel hatalar oldu, bu maçtan gereken dersleri çıkaracağız, 24 saat sonra diğer maçı düşünmeye başlayacağız” gibi ifadeler ister mağlubiyette, isterse galibiyette artık birer iletişim hatası olarak değerlendirilebilir. Zira hiç bir duyguyu harekete geçirmedikleri gibi, herhangi bir etkileri de olmuyor. Bu çerçevede, muhabir ve gazetecilerin de sorularını sorarken ve yönlendirme yaparken bu konuda dikkatli olmaları ve klişelerden uzak durmaları çok daha dikkat çekici ve takibi artırıcı olacaktır.

SOSYAL MEDYADAKİ PAYLAŞIMLAR

SOSYAL medya en az diğer medya unsurları kadar izlenme oranına sahipken, yönlendirme açısından bu mecra da kulüpler ve ona bağlı birimler tarafından etkin kullanılmalıdır. Gerek deplasmana gidecek Fenerbahçe takımının taraftarları, gerekse kendi evlerinde görsel bir gösteri hazırlığındaki Galatasaray taraftarları, sosyal medya üzerinden haberleşecek ve organize olacaklardır.
Kulüplerin bu alanı da yönlendirmesi ve organizasyonlarda etkin rol alabilmeleri çok önemli. Bu sebeple sosyal medyada resmi söylemin yanı sıra, daha popüler bir söylemle taraftarların organize edilip derli toplu ve istenilen şekilde hareket edilmesi artık çok daha büyük önem arzediyor.
Örneğin taraftarlarınca Samandıra’dan yolcu edilecek olan Fenerbahçe takım otobüsünden çekilmiş fotoğrafların ya da Florya’dan Türk Telekom Arena’ya gelen Galatasaray takımının görüntülerinin paylaşılması ilgiyi, katılımı ve tabiki derbinin değerini kat kat artıracaktır.

HALİS ÖZKAHYA’NIN ÇİZECEĞİ PROFİL

HAKEMİN böylesi bir maçta takınacağı tavır ve üzerine geçireceği rolü düşünerek, hesaplayarak karar vermesi gerekiyor. Otoriteyi sağlamak adına tatlı sert sevecen, ya da sert ödünsüz bir profil çizmek için beden dili, yüz ifadesi, futbolcu ve teknik heyetle olan diyaloğundaki söylem gibi unsurlar en az verdiği kararlar kadar önemli.
Bunların bir iletişim bütünlüğüne sahip olması, birbirini destekler nitelikte olması gerekiyor. Maçın hakeminin bu konuda bir iletişim stratejisi geliştirmesi ve uygulaması işini çok kolaylaştıracaktır. Bu kararların paydaşlar tarafından kabul görmesi de yine bu unsurlar tarafından doğrudan etki altında olacak.

DERBİ MEDYA İÇİN BASKI UNSURU

ARTIK farklı ve ilginç olan ilgi çekiyor. İçerikte benzer ve alışılagelmiş kullanımların hiç bir etki ve değeri yok. Tribün görüntüleri, maçtan enstantaneler, teknik direktörlerin itirazları artık herkesin bildiği ve alıştığı malzemeler.
Bunun yanında sosyal medyada anında paylaşılan çok daha ilginç görüntüler, sözler, bilgiler, yayıncılar ve medya için de bir baskı unsuru. Bu durumda başa hiç bir yerde olmayanın peşinde koşmak ve yepyeni haber, görüntü, bilgi, istatistik, röportaj yayınlamak yeni iletişim düzeninin olmazsa olmaz parçalarından.

VE SONUÇ...

YÖNETİCİSİNDEN taraftarına, kurumundan sporcusuna, yatırımcısından emekçisine kadar sporun aktörlerinin bu değişime karşı koyması mümkün değil. Sahnede artık diğer alanlardan rol çalan ve hatta başrol oynayan iletişim var. Ona göre davranmayı kavrayan, artık sporun gerçek kazananı.
Bu durumda sonuç iletişimini doğru kurgulayan derbiyi de kazanır.

BÜYÜK MAÇLARI RAHAT OLAN MI KAZANIR?

FENERBAHÇE’nin son yıllarda derbilerde üstün olmasının ardında bir çok farklı neden olabilir ama bunlardan bir tanesi de kuşkusuz ki takımdaki Brezilyalı rahatlığıydı. Bu kez o rahatlıktan yoksun çıkacak. Diğer yandan Galatasaray ise her zamanki aşırı motivasyonu ile sahada yer alacak. Bilenlerin söylediği ise “Derbide rahat olan kazanır” şeklinde. Bu durumda her iki takımın teknik direktör ve yöneticileri de maç konuşmalarını artık teknik ve taktik söylemin bittiği ve oyuncuların rahatladığı noktaya taşımalı, söylemleri, mesajları o şekilde kurgulamalı.