Güncelleme Tarihi:
Tabata konusu yerel basında / Galeri
Gülşah Erkaya yazıyor |
Peki Koçero neden bu açıklamaları Gaziantep’te, bizim karşımıza çıkıp yapmadı da, gidip elalemin gavuristanında, karşısında sadece kulüpten torpilli olduğu için kampa götürülmüş üç buçuk muhabir varken yaptı?
Çünkü bu açıklamalar bizim karşımızda yapılsaydı biz sorardık: “Yahu sayın Koçero, Biz -Tabata satıldı- dediğimizde KIZIL başkan çıkıp, -satmadım kardeşim. Satmayacağım- demedi mi? SATILACAK diyen bütün basın camiasını asparagascı ilan etmedi mi? Başkan böyle demişken siz hala bu konunun net olmadığını ve netleşmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Bu ne anlama geliyorMister Koçero?”
Bu röportajı yapan muhabir arkadaşlar bu soruyu sormadıklarına göre mutlaka bir bildikleri vardır.
Evet, biz yine merkeze dönelim. Bana sorarsanız hala ve inatla “Tabata satıldı”, derim. Bazı yöneticiler, takıma yakın isimler ve BJK kanadından aldığımız ismi söylenemez menajer kuşlar bu işin çoktan bittiğini inatla tekrarlıyor. Hatta Kızıl başkanın Demirören başkanı telefonla arayarak “Yıldırımcığım (bizim başkan Demirören’e böyle seslenir), ben şu Tabata’yı size verme işini absorbe edecek transferi yapana kadar sizin kanattan kimse açıklama yapmasın lütfen. Ben burada çok zor durumda kalıyorum” dediği rivayetleri bile var buralarda.
Ama bu günlerde yine Gaziantep’te çok popüler bir atasözü var. “Kızıl’ın dediğine değil yaptığına inan.”
E, aslına bakarsanız Sayın İbrahim Kızıl bu sözün hakkını veriyor.
“Tabata satılmayacak” dedi ama hemen ikinci cümle olarak “Her futbolcu satılabilir” diyor.
“İsmail, Tabata, İvan, Murat dahil kimseyi satmayacağım” dedi. İlk dakikada İso gitti. Koçero’ya göre ise Tabata konusu hala net değil. (Valla biz Koçero’nun yalancısıyız başkanım.)
“Üç büyüklerin isteyip de alamadığı bir kaleci alacağım” dedi. Gele gele RECEP geldi. Biz “kaleci olarak RECEP gelmiş” dendiğinde, “üç büyüklerin isteyip alamadığı RECEP kim ola ki?” sorusunu kendimize sorup, “Olsa olsa İPSİZ RECEP’tir” cevabını verdikten sonra, haberi bir Kadir İNANIR resmi eşliğinde Meriç beye geçmeye hazırlanıyorduk ki, Recep’in, basbayağı, bildiğimiz Hacettepeli Recep Bilir olduğunu öğrendik. Öğrenmemizle birlikte hem haberimize hem de Pulitzer alan ilk spor yazarı olma hayallerimize veda etmek zorunda kaldık.
Evet, merkezde durumlar bu merkezde. (Güzel cümle oldu valla, bunu bir yere yazayım).
Gaziantep bu sezon transfer haber ve dedikodularının manşetine oturmuş durumda. Kızıl başkan bir taraftan işi kuralına göre oynadığı için bizi mutlu ederken, bir taraftan da netleşmeyen durumlar konusundaki net olmayan açıklamaları ile üzüyor. Sonuçta Gaziantep’te herkesin hemfikir olduğu bir nokta var. Başkan Tabata’yı verdi. En azından söz verdi. Ancak bunu bir şarta bağladı. Gaziantep’e çok iyi bir yabancı forvet almaya uğraşıyor. Eğer alırsa ertesi gün Tabata’yı kargoya verecek. Yok alamazsa, Tabata en azından devre arasına kadar Antep’te. Bu nedenle ben Koçero’ya sistemini Tabata’ya göre kurmasını, ancak kesin olan gidişin ardından devreye sokmak üzere yedekte de bir sistem bulundurmasını tavsiye ederim.
Bu arada üç hafta sonraki Galatasaray maçı için şimdiden ürettiği “Üç hafta sonra maç var. Tabata’nın durumu belli değil. Sistem kuramıyorum” bahanesi için de kendisini ayrıca ve özellikle kutluyorum. Bravo Koçero, erken form tutmak diye ben buna derim... Şenlikli bir sezon bizi bekliyor. Hadi hayırlısı...