Güncelleme Tarihi:
Kadrolar açıklandığında topu oyuna daha iyi sokan ve ileriye doğru daha pozitif toplar atabilen Cisse’yi, defansta daha sağlam duran ama ileri oynamakta ve topu oyuna sokmakta Cisse kadar becerikli olmayan Gökhan Zan’a tercih eden Denizli bu maçı ne kadar istediğini de ilan etmiş oldu.
Gülşah Erkaya yazıyor |
Youla, Serdar ve Murat gibi tehlikeli oyunculara karşı geride çoğu zaman iki İbrahim’i yalnız bırakarak risk alan ve son haftalarda çok eleştirilen formsuz forvetlerini defans adamlarıyla destekleyen Mustafa Denizli, kulübeden uzak kaldığı zamanlarda boş durmadığını ve eleştirilen yönlerini geliştirdiğini de ispatlamış oldu.
Mustafa Hoca’nın planlarının tıkır tıkır işlediğinin kanıtları ise Sivok’un golü ve Tello’nun her ortasına uzanan bir Beşiktaş defans oyuncusunun kafasıydı.
Tello maç boyunca sayamadığımız kadar çok isbetli orta yaptı dersek Tello’ya haksızlık etmiş oluruz. Çünkü O’nun yaptıkları ortadan çok ‘kafaya pas’ deyimini hak ediyordu. Nobre her yere koşarak, Holosko klasını konuşturarak Tello’ya eşlik edince Delgado’nun “Hayalet Süvari” yi oynaması bile Beşiktaş’ın dengesini bozamadı.
KİM DAHA ÇOK İSTİYOR
Mustafa Denizli devre arasından sonra kulübedeki yerine giderken öyle bir depar attı ki bu soru da kendiliğinden cevabını buldu. Hocam takım çalıştırmadığı zamanların acısını çıkarmak ister gibiydi. Şimdi döndüğü kulübelerdeki görevini şampiyonlukla taçlandırmak istediğini o kadar belli ediyor ki, O’nun heyecanı televizyonlardan bile hissedilebiliyor. Bana sorarsanız bu sezon ipi göğüslemeyi en çok isteyen takım Beşiktaş, hoca da tabi ki Denizli.
ŞEHİR ESKİ FUTBOL YENİ
Bakan destekli takımımız Eskişehirspor özellikle deplasmanlarda ve büyük maçlarda tipik Anadolu takımı hüviyeti ile oynamıyor. Bilinçli, yere sağlam basan, oynamaya ve oynatmaya yönelik bir kurguyla çıkıyor sahaya. Rıza hocamın bu anlayışı da takımı kazanırken de kaybederken de bizlere keyif veriyor. Eskişehirspor bu lige yakışıyor.
SERDAR’I NEDEN ATMADIN HOCAM?
Serdar’ın maçın sonlarına doğru Rüştü’ye yaptığı hareketin karşılığı kırmızı değil kıpkırmızı karttı. Beşiktaş’ın O topu çizgiyi geçtimi geçmedi mi, oyundaki iki pozisyon penaltı mı değil mi tartışılır ama Serdar’ın o hareketi bence tartışılmaz. Benim beğendiğim hakemlerden birisi olan Göçek bu pozisyonda bendeki notunu düşürdü.
MUSTAFA HOCA’DAN İSTEĞİM
Hocamın Beşiktaş’ın özellikle defans oyuncularına yüksek gelen toplara kafa vurma çalışması yaptırmasını isterim. Bu tip toplarda vurulan her kafa rastgele ve yarıdan fazlası rakibe gidiyor. Kafayla pas atmakla topa kafa atmak arasındaki farkı öğrenmesi gerekenler var.
ÜZERİMDEN EKSİLMESİN BAYRAĞIMIN GÖLGESİ
Yayıncı kuruluş bu maçta büyük bir fırsat kaçırdı. Beşiktaş taraftarlarının tribünlere astığı “Üzerimden eksilmesin bayrağımın gölgesi” pankartının üzerine İstiklal Marşımız okunurken getirip sanal bir Türk Bayrağı koydular. Halbuki o bayrağı iki santim daha aşağı koysalardı pankart tam bayrağın üstünde kalacak çok güzel ve duygusal bir tablo oluşacaktı. Umarım İnönü’de oynanacak bir sonraki maçta bu isteğimi dikkate alırlar.
N’OLCAK ŞİMDİ?
Valla sanırım haftaya dananın kuyruğu kopacak. Ya Beşiktaş ve Trabzon bu yarışta uzak ara öne geçecek ya da Fenerbahçe “Hooop, bu gemide biz de varız” diyecek. Galatasaray ise önce kendi maçına bakıp sonra Kadıköy’e dönerek beraberlik duası yapacak. Ama kesin olan bir şey var ki, ligimiz daha çoook şenlenecek, köprülerin altından daha çoook sular gelip geçecek. Şimdi gözümüz Kadıyöy’de, bakalım köprüden kim geçecek?