Bu çocukta iş var

Güncelleme Tarihi:

Bu çocukta iş var
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2006 00:00

Eski hocası Yılmaz Vural diyor ki: "Tigana’ya hazır bir genç gönderiyorum. Ona iyi baksın."

İki ayağını da kullanıyor. Direkt kaleyi düşünür. Uzun boylu olmasına karşın çabuk ve hareketli.

HAŞARI ve yaramaz bir çocuktu. Mahalle sakinlerinin tatlı belasıydı. Hem sever, hem kızarlardı Burak’a... Babası Fikret Bey’in kapısını çalan her komşunun feryadı da birbirinin benzeriydi...

Fikret Bey, oğluna biraz akıl-fikir ver!

Yıllar onu hiç değiştirmedi. Mahallenin afacan çocuğu, şimdi sahaların hırçın bir genci... Geçen sezon iki kez kırmızı karta yakalandı. Sarı kart sayısı da bir hayli kabarık.

15 Temmuz’da 21 yaşını bitirdi. Antalya’da doğdu, Antalyaspor alt yapısında yetişti. Ve Antalyaspor’dan başka takımda oynamadı.

Onun teknik kariyerini diğer satırlarda anlatacağım. Yılmaz Vural’ın öneri ve uyarıları ile artı ve eksi yönlerini dile getireceğim. Şimdi tekrar Burak’ın çocukluk günlerine dönüyorum...
/images/100/0x0/55ea25f0f018fbb8f86e2873


Ailenin tek erkek evladı. Baba ve annenin üzerine titrediği bir çocuk. 9 yaşında Antalyaspor yıldız takımında oynuyordu. Yağmurlu havalarda idmana gitmesi ailede sorun yaratırdı. Annesi hemen telaşlanır ve karşısına dikilirdi...

Sakın evden çıkma üşütürsün!

Babası Fikret Bey daha farklı düşünürdü. Oğlunun yolunu çizmişti. Ve yıldız bir futbolcu olacağına inanıyordu Burak’ın. Baba-oğul kafa kafaya verip, anneyi kandırarak birlikte idmana kaçarlardı.

Fikret Bey oğluna yaşamın her yönünü öğretmek ve yaşatmak istiyordu.

Kapıda duran arabayı kullanmaz, Burak’ı elinden tuttuğu gibi minibüse sürüklerdi. Ve derdi ki...

Rahata alışan çocuktan futbolcu olmaz.

O da bir zamanlar futbolcuydu. Ve Beşiktaş’ta üçüncü kaleci olarak görev yapmıştı. Herkes bilirdi, Burak’ı Beşiktaş’a hazırlıyordu baba Fikret.... Belki de bir egosunu oğlu ile gidermeye çalışıyordu.

Ağız tadı ile giyemediği Beşiktaş formasını oğluna giydirmek istiyordu.

* * *

ÇEVRESİ hep aynı duygularla besledi Burak’ı. Benzer sözlerle bugünlere getirdiler.

Bu çocuk bir yıldız olacak.

Hemen lafı, Antalyaspor tesisleri çalışanlarına, emekçilerine bırakıyorum. Onları dinleyin. Bakın neler söylüyorlar Burak için...

İyi, hoş bir genç. Ama biraz mütevazı olması gerekir. Kendini Beckham sanıyor.

Ve uyarıyorlar Burak’ı...

Havalı tavırları mesleğini etkileyebilir. Zarar verebilir. Vazgeç bu huyundan.

Babası Fikret Bey böyle düşünenlerin karşısına dikiliyor ve diyor ki...

Burak henüz bir çocuk. Tavırları ve agresif davranışları da bundan kaynaklanıyor. Zamanla bu huylarından kurtulacak.

Baba Fikret, bunları söylerken, Burak’ın sahadaki performansına da nefis bir portre çiziyor. Oğlunun özelliklerini bir çırpıda sıralıyor...

Topla veya topsuz oyunda çabuk ve süratlidir. Bire birde geçemeyeceği adam yoktur. Ceza alanı içinde akıllı ve kurnazdır. Final vuruşlarda etkilidir. Oğlum olduğu için söylemiyorum, bir forvette aranan özelliklerin hepsi vardır onda.

* * *

HÜRRİYET Gazetesi Antalya bürosundan sevgili dostum Ahmet Geven, Burak’ın bir yönünü ilginç bir anısı ile dile getirdi...

Antalyaspor’un, Sivas ile oynadığı özel bir maçta rakibinin ayak bileğine basarak açık ve kasıtlı bir faul yaptı. Yazımda onu sert bir biçimde eleştirdim. Telefon açarak, yanlış yaptığını söyledi ve özür diledi. Anladım ki, eleştiriye açık ve saygılı.

Burak, tam anlamı ile bir futbol tutkunu. Diyorlar ki...

Bir tarafa topu, diğer tarafa dünya güzeli bir kızı koyun ve sorun Burak’a...

Hangisini istersin?

Hiç düşünmeden topu kapar ve başlar oynamaya!

* * *

VE sözü Antalyaspor’daki hocası sevgili Yılmaz Vural’a bırakıyorum. İşte Vural’ın gözü ile genç Burak....

İki ayağını da kullanan.

Driplingle adam eksilten.

Adam geçtikten sonra son hamleyi yine kendi yapan.

Direkt kaleyi düşünerek şut atan...

Uzun boyuna karşın hareketli oynayan.

Gelecek yıllarda Türkiye’nin Avrupa’daki gururu olabilecek sevimli bir çocuk.

Yılmaz Vural,
Beşiktaş’ın Burak için bir okul olabileceğini söylüyor. Ancak, bir gerçeği de hemen hatırlatıyor...

Yılmaz Vural okulunda da çok şey öğrendi bu çocuk!

Sonra bir-iki uyarı ile noktalıyor sözlerini...

Hücum temposu daha yüksek. Yüzü kesinlikle kaleye dönük oynamalı. Tigana’ya hazır ama henüz bir çocuk gönderiyorum. İyi baksın ona...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!