Bu akşam saat dokuzda

Güncelleme Tarihi:

Bu akşam saat dokuzda
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2006 00:00

2006 Dünya Kupası’nın şampiyonu bu akşam belirleniyor. Avrupalıların egemenliğinde geçen bu kupada finalde mavi formalı İtalya ile beyaz formalı Fransa karşı karşıya gelecek. Fransa 1998’deki şampiyon kadrodan altı oyuncusuyla bir zafer daha yaşamak istiyor.

Zidane, Thuram, Makelele ve Barthez, milli takıma veda etmeden önce, iki kez Dünya Kupası kaldıran oyuncu listesine eklenmek istiyor. Bu listede şu anda 11 oyuncu var. İtalya ise 1982’den beri uluslararası turnuvalardaki bahtsızlığını bu kez aşmak istiyor. Öyle ya 1982’de hiç şans verilmeyen İtalya, şike cezasından çıkan Paolo Rossi’nin kahramanlaştığı kupada son kez bu kupayı kaldırmıştı. 24 yıl sonra bu kez çok daha kapsamlı bir futbol skandalından mustarip İtalyan futbolcular bir onur mücadelesi verdiler. Fransa-İtalya rekabetini kilit isimleriyle tanımak için bir rehber hazırladık.

İtalya

12 sayısının uğuruna güveniyorlar


İtalya 1934 ve 1938’de ilk iki Dünya Kupası’nı kazanarak turnuvaya damgasını vurdu. Bu iki kupada yıldızlaşan isim efsanevi sağ iç Guiseppe Meazza’ydı. Ancak, İtalya bu başarıyı tekrarlamak için tam 44 yıl bekledi. 1982’de İspanya’daki kupada sırasıyla Arjantin, Brezilya, Polonya ve F. Almanya’yı yenerek üçüncü kez dünya şampiyonu oldular. İtalya’nın 12 sayısıyla ilişkisini de vurgulamak lazım. 1970’ten itibaren her 12 yılda bir final oynuyorlar. 1970’te kaybettiler, 1982’de kazandılar, 1994’te kaybettiler. Acaba bu kez kazanma sırası mı geldi?

GIANLUIGI BUFFON (28)
/images/100/0x0/55eaec98f018fbb8f89f6c6d


Kupada ona tek golü takım arkadaşı attı


Sporcu bir ailede yetişti. Uzaktan akrabası Lorenzo Buffon da 1950’lerde milli takım kalesini korumuştu. 17 yaşında Parma takımının formasını sırtına geçiren bu delifişek kaleci 19’unda ilk kez Milli Takım kalesine geçti. Juventus takımında dört kez lig şampiyonluğu yaşayan Buffon şimdi milli takım formasıyla daha büyük bir başarının eşiğinde. Bugün 67. milli maçına çıkacak başarılı kaleci bu Dünya Kupası’nda sadece tek gol yedi. Onu da 1. turdaki ABD maçının 27. dakikasında takım arkadaşı Zaccardo kendi kalesine attı. O golden beri 453 dakikalık orucunu sürdürüyor. Maçın penaltılara kalma ihtimalini düşünerek özel bir çalışma yapıyor. Şampiyonlar Ligi’nde ve yabancı liglerde penaltı atan oyuncuları izliyor.

FABIO CANNAVARO (32)

100. maçını bu akşam oynayacak


İtalya’daki 1990 Dünya Kupası’nda top toplayıcıydı. Yarı finalde Arjantin karşısında İtalya’nın yenilgisini saha kenarından izlemişti. 2000’deki Avrupa Şampiyonası finalinde yaptığı hatalardan biri kupaya mal olmuştu. Şimdi Cannavaro için rövanş vakti. Kupanın ilk gününden beri tüm hırsı ve tecrübesiyle İtalyan savunmasını toparlıyor. Üstelik altı yıldır ayrılmaz ekürisi Alessandro Nesta da sakatlığı nedeniyle beş maçtır oynamadığı halde. Bu akşam gök mavili formayı 100. kez giyecek Cannavaro kaptanlık pazubandını takmasının da verdiği sorumlulukla müthiş bir turnuva çıkarıyor. Çok uzun boylu olmamasına karşın hava toplarında etkili. Pozisyon sezgisi hocası Lippi’nin deyişiyle onu dünyanın en iyi savunma oyuncusu yapıyor.

ANDREA PIRLO (27)

Yıllarca değeri bilinmedi


Inter takımı üç sezon onun değerini bilemedi. Başka takımlara kiralayıp durduktan sonra 2001’de Milan’a yolladılar. O da üç sezon önce oyununu değiştirdi ve bir anda Milan’ın ve İtalya’nın demirbaşı haline geldi. Zaten top hakimiyeti yüksek teknik bir oyuncuydu, buna bir de tükenmeyen bir mücadele gücü ekledi. İtalyan orta sahasında bütün toplar onda toplanıyor. Yarı finaldeki Almanya maçında sahanın her köşesinde 96 kez topla buluştu. Tam dört dakika topu ayağında tutarak ve 78 başarılı pas vererek oyunu yönlendirdi. Üstelik ilk golün harika pasını da o verdi.

MARCELLO LIPPI (58)

Yeni yıldızlar yarattı


Marcello Lippi 1994-2004 arasında İtalya’nın sayılı teknik direktörlerinden biri olarak nam saldı. Yönetimindeki Juventus beş lig şampiyonluğu ve bir Şampiyonlar Ligi kazandı. 2004’te İtalya, Avrupa Şampiyonası’na 1. turda veda edince Lippi göreve getirildi. Yaşlı ve yıpranmış oyuncuların yerine yeni yüzlere forma verdi. Grosso, Perotta, Toni gibi uluslararası tecrübesi az oyuncuları takımın ası haline getirdi. İtalya Ligi’ndeki "organize işler"den morali bozulan futbolcuları takım gibi oynatmayı başardı. Bir de oyuna yaptığı müdahalelerle puan topladı. Oyuna aldığı yedek oyuncular Iaquinta, Inzaghi, Del Piero attıkları gollerle final yolunu açtılar.

Fransa

Kupanın ilk golünü onlar attı


1930’da Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’na katılan dört Avrupa ülkesinden biri de Fransa’ydı. İlk maçta Meksika’yı 4-1 yenerken Lucien Laurent 19. dakikada kupa tarihinin ilk gölünü ağlara gönderdi. 1958’de gol makinesi Just Fontaine sayesinde rakip kaleleri bombalayan Fransa, 1980’lere kadar hatırı sayılır başarı elde edemedi. Platini-Tigana-Giresse kuşağı 1982 ve 1986’da iki kez yarı final oynadı. Ev sahibi oldukları 1998’de finalde Brezilya’yı 3-0 yenerken iki gol atan Zinedine Zidane yıldızlaştı.

FABIEN BARTHEZ (35)

Islıklara rağmen hálá kalede
/images/100/0x0/55eaec98f018fbb8f89f6c6f


1998 Dünya Kupası’nın unutulmaz karelerinden biriydi. Fransa’nın her maçından önce savunma oyuncusu Blanc, Barthez’i sıfıra vurulmuş kafasından öpüyordu. Bu uğur tuttu. Barthez sadece iki gol yiyerek dünya şampiyonu oldu. Sekiz yıl geçti. Fransa yine finalde, Blanc futbolu çoktan bıraktı ama Barthez kalesini hala savunuyor. Bugüne kadar Almanya 2006’da biri Güney Kore’den biri İspanya’dan iki gol yedi. Şimdiden 16 maçla dünya kupalarında en çok forma giyen Fransız oyuncu unvanını aldı. Oysa mayısta milli takımın bir numaralı kalecisi olduğu açıklanınca büyük tepki çekmiş, halefi gösterilen Coupet, iki gün kampı terketmişti. Meksika karşısındaki hazırlık maçında Parisli seyirciler kendisini ıslıkladı. Marsilya’dan ayrıldığı için gelecek sezon nerede oynayacağı henüz belli değil.

LILIAN THURAM (34)

Hem ırkçılığa hem gollere direniyor

Sahadaki Thuram ile saha dışındaki Thuram tamamen farklı. Karayipler’deki Guadeloupe Adası’nda doğan savunmacı 1998’de Dünya Kupası kazanan Fransa’nın sağ bekiydi. Yarı finalde Hırvatistan’a attığı iki golle finalin kapısını açmıştı. Öldükten sonra da hep bu iki golle hatırlanacağını düşünüyor. Thuram formayı çıkarınca yerine gözlüklü ve takım elbiseli ciddi bir adam geliyor. Irkçılık karşıtı kampanyaların ön saflarında. Hatta geçen yıl Paris banliyösündeki çıkan şiddet olayları sırasında İçişleri Bakanı Sarkozy’ye kafa tutmuştu. Bu gece 118. kez Fransa forması giyip Milli Takımı bırakacak.

ZINEDINE ZIDANE (34)

Vedası muhteşem olacak mı?


Geçen nisanda Zidane bir Fransız televizyon kanalına futbolu bırakacağını duyurduğunda birçok futbolsever üzüldü. Çünkü son 10 yıla futbolun sanatçısı kimliğiyle damga vurmuştu. Onun gitmesi seyir zevki açısından büyük kayıp olacaktı. Zidane, son maçını Dünya Kupası’nda oynayacağını duyurdu. Herkes bu son maçı beklemeye koyuldu. İspanya, Brezilya, Portekiz derken sıra İtalya maçına geldi. Sekiz yıl önceki formunu hatırlattı Zidane. İspanya ve Portekiz’e birer gol attı. Bu akşam milli takımda 108. ve kariyerinin son maçında iki kez Dünya Kupası kazanan oyuncular arasına girmeye çalışacak.

RAYMOND DOMENECH (54)

Eski yıldızlara sığındı


Domenech iki yıl önce göreve gelirken Milli Takımlar sorumlusu Aime Jacquet’nin desteğini almıştı. 11 yıl genç ve ümit milli takımı çalıştırmıştı ve kulüp takımlarında başarısı yoktu. Elemelerde yerden yere vuruldu. Bir türlü yeni kuşak oyuncuları takıma monte edemiyordu. Geçen yıl Zidane, Thuram ve Makelele gibi üç tecrübeli oyuncu takıma dönünce Dünya Kupası yolunu açabildi. 2006 Dünya Kupası’nın 1. tur maçlarında da günlerinin sayılı olduğu konuşuluyordu. Ancak 2. turda İspanya maçında talihi döndü. Tecrübeli yıldızlar iki yıldır ilk kez uyumlu bir oyun oynayınca Fransa, Brezilya ve Portekiz’i yenip finale çıktı. İlk kez üst üste aynı ilk 11’i sahaya sürmeyi işte burada başardı.

REKABETİN İBRESİ FRANSA’YA KAYDI

İki ülke arasındaki rekabette üstünlük yıllarca İtalya’daydı. 1910’daki ilk maçı 6-2 kazanan gök mavililer 1920’den sonra 62 yıl komşularına yenilmedi. Üstelik bu sürede 19 maçın 14’ünü kazandı, sadece beş maçı berabere bitirdi. Ta 1982 şubatına kadar. Paris’teki bu maçta Fransa, İtalya’yı 2-0 yenmeyi başardı. Bu tarihten beri oynanan altı maçta Fransa dört galibiyet ve iki beraberlik aldı. Üstelik rakibini 1986 ve 1998 Dünya Kupası’ndan eledi ve 2000 Avrupa Şampiyonası finalinde mağlup etti. Genel bilançoda 32 maçta İtalya 17, Fransa 7 galibiyet aldı. Sekiz maç berabere bitti. İtalya 75, Fransa 44 gol attı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!