Güncelleme Tarihi:
Broos, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde, kulüp genel müdür Yardımcısı Altuğ Atalay ve tercüman Halil Yazıcıoğlu ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında, çok kötü bir hafta sonu geçirdiğini, bunun nedeninin de bir Belçika gazetesine verdiğim söyleyişinin, kötü tercüme edilmesinden kaynaklandığını belirten Broos, açıklama yapma ve cevap verme gereği hissettiğini söyledi.
Daha sonra Broos'un hazırladığı Türkçe cevap metni, kulüp tercümanı Halil Yazıcoğlu tarafından okundu.
Broos, metinde özetle şu ifadelere yer verdi:
"Söz konusu haberlerde, büyük bir saygı kusuru olarak değerlendirilmeye müsait bir şekilde, İslam dinine ve onun vecibelerine uyum sağlamakta güçlük çektiğim yazıldı. Fakat işin aslı böyle değildir. Çünkü ben oyuncularım cuma günleri dini vecibeleri olan Cuma namazlarını kılabilsinler diye antrenman saatlerini buna göre düzenliyorum. Oyuncularımı Ramazan ayında oruç tutup tutmamaları konusunda tamamıyla serbest bırakan yine bendim. Sezon öncesi Hollanda'daki hazırlık kampımızda, yine Mierlo'da, oyuncularımın Miraç Kandilleri'ni kutladım ve Ramazan Bayramı'nda kulübümüzde yapılan bayramlaşma törenine de katıldım. Ayrıca sormak isterim ki saat sabah beşte müezzin tarafından uyandırıldığını söylemek bir saygısızlık mıdır ya da benim uyum sorunu çektiğime dair bir gösterge midir?"
Broos, söz konusu haberlerde Trabzonlular'ın silah tutkusu olduğunu söylediğinin yazıldığını kaydederek, "Ben ise sadece Egemen'in amatör olarak tüfeklerle ilgilendiğini, atış yapmaya veya ava gittiğini söyledim" dedi.
Haberlerde yine, Trabzonlular'ın milliyetçi insanlar olduklarını söylediğinin yazıldığını belirten Broos, "Ben ise Trabzonlular'ın ülkelerini seven insanlar olduklarını ve her maçtan önce İstiklal Marşı'nda ve ulusal bayram günlerinde kulübe astıkları Atatürk posterleriyle bunu gösterdiklerini söyledim" ifadelerini kullandı.
"TRABZON'UN ANTRENÖRLER İÇİN BİR MEZARLIK OLDUĞUNU SÖYLEDİM"
Broos, Belçika gazetesine verdiği röportajda, "kulübün yabancı antrenörler için değil antrenörler için bir mezarlık olduğunu söyledim" diyerek, şöyle devam etti:
"Bu bir Flamanca deyimdir ve bu deyimi kullanırken kulübün çok hızlı ve çok sayıda antrenör değiştirdiğini söylemeye çalıştım. Ayrıca, ben asla ve asla kulüp yönetiminin bana istifa etmem için baskı yaptığını söylemedim. Ben, sonuçlardan ötürü gerek kulüp içinde gerek kulüp dışında baskı altında olduğumu söyledim. Ve bir gazetecinin bana iki defa, Gençlerbirliği ve Beşiktaş maçlarından sonra istifa edip etmeyeceğimi sorduğunu söyledim.
Trafikte, kırmızı ışık yanarken geçen insanlar olduğu ifadesinin, kendisiyle röportaj yapan gazeteciye ait olduğunu belirten Broos, "Zira kendisi, arabamla birlikte şehir merkezine gittiğimizde böylesi bir olaya tanık olmuştur. Ayrıca şunu da bilmenizi isterim ki, eşim ve Jacky'nin eşi, geçen hafta kırmızı ışıkta geçen bir sürücü yüzünden belki de ölümleriyle sonuçlanabilecek büyük bir kazayı kıl payı atlattılar" diye konuştu.
"ÇEVİRİ, PROFESYONEL TERCÜMANA YAPTIRILMALIYDI"
Broos, basın kuruluşlarının, bu tür hassas içeriğe sahip metinlerin çevirisini, yeminli tercümana yaptırması gerektiğini ifade ederek, "Kötü bir hisse kapılmış durumdayım fakat yine de tüm bunların beni Trabzonlular'a, Türk insanlarına, kulüp yöneticilerine ve belki de bazı oyuncularıma karşı zor durumda bırakmak için yapılmış kasıtlı bir tasarım olduğuna inanmak istemiyorum" dedi.
Hugo Broos, bundan sonra basınla konuşmayacağını, sadece maç sonrası basın toplantılarında maçla ilgili görüş bildirmeye karar verdiğini söyledi.
Broos, bunun ardından şimdi bu meselenin söz konusu olduğunu kaydederek, "Belçikalı gazeteci ile söyleyişi yaptım. O gazetede yer alan ifadelerin hepsi doğru. Fakat o ifadeler o kadar çok hatalı tercüme edildi ki ben yine çok zor durumda kaldım. Birincisi ben sanki söylemiş gibi olumsuz anlamda Trabzon'daki insanlar çok milliyetçiler. Halbuki ben bunu kesinlikle söylemedim. Ben buradaki insanların vatansever olduklarını söyledim" diye konuştu.
Basın toplantısında soru sorulmasına izin vermeyen Broos, sadece bir gazetecinin, "Neden silah konusundan bahsettiniz, Trabzon'da ava giden birisini gördünüz mü?" biçimindeki sorusu üzerine, "Birisini görmedim. Ama Ünal Karaman ile sohbet ederken zaman zaman bana dağa ava gittiğini söyledi" yanıtını verdi.
Broos, Belçikalı gazeteci ile kent merkezine gittiğini belirterek, "Şehir merkezine gittiğimizde silah satan değil, av malzemeleri satan bir yerin önünden geçtik. Gazeteci bana dedi ki, 'ne kadar ilginç, av malzemeleri satan dükkan var burada'. Ben de dedim ki, benim takım kaptanım Egemen'de av düşkünü. O da zaman zaman ava gidiyor. Ben hiçbir genelleme yapmadım buradaki insanlar hakkında. Genellemeyi yapan ben değildim, tercümeyi hatalı bir şekilde yapan kişi ve bunu yayınlayan basın kuruluşları" dedi.