A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2011 15:45
Trabzonspor'un kurulları, yaptıkları ortak açıklamada, bordo-mavili camianın 45 yıllık süreçte kurumsal kimliğini hep tertemiz tutmayı başaran kulüplerden biri olduğunu bildirdi.
Trabzonspor Ziya Bey Tesislerinde düzenlenen basın toplantısında, Divan Kurulu Başkanı Ali Özbak, Denetleme Kurulu Başkanı Mahmut Ören, Disiplin Kurulu Başkanı Rüştü Araz, Arşiv ve Müze Kurulu Başkanı Mustafa Selim Atal ile Sicil Kurulu Başkanı Tayfun Sezeroğlu imzalı ortak açıklamayı, kurullar sekreteryası adına Osman Çavuşoğlu okudu.
Kurullar olarak dün olduğu gibi, bugün ve gelecek günlerde de hep bordo-mavili kulübün arkasında durduklarını, durmaya devam edeceklerini ifade eden Çavuşoğlu, “Dolayısıyla kulübü yönetenlerin de dimdik arkasında olduğumuzu vurgulamak isteriz” dedi.
“Trabzonspor olarak bu duruma niçin geldik ya da nasıl taşındık, sanıyoruz ki sebepler üzerinde durmakta büyük yararlar var” diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti: “Karşılıklı olarak, olayları yaratan sebepleri iyi algılayıp kavrayamazsak, bugün olduğu gibi
futbol ailesine yakışmayan bu kısır döngü içerisindeki palyatif çekişmeler sürer gider ki bundan asıl kaybı futbol ailesi görür, en fazlasını ise futbol ailesinin evi olan TFF görür diye düşünmekteyiz.
Trabzonsporumuz'u bu gerilimli ortama 3 Temmuz şike operasyonu mu taşıdı, hayır. Etik Kurulunun raporu mu taşıdı, hayır. Ülkemizi Şampiyonlar Ligi'nde temsil etmemize karşın, 2010–2011 lig şampiyonluk kupasının bize verilmemesi mi taşıdı, hayır. Trabzonspor futbol takımımızın 2011–2012 futbol sezonunda Süper Lig'deki sportif başarısızlığımız mı taşıdı, hayır. Bütün bu sebepler sadece camianın stresini yükseltti ama hiçbir zaman bizleri feryat etmeye taşımadı. Süreçteki suskunluğumuz ise adalete olan güvenimiz ve adaleti, adaletli biçimde dağıtacak olan adalet ailesineydi.”
Son 5 hafta...
Çavuşoğlu, son beş haftaya girinceye dek Trabzonspor'un ligde oynadığı oyun ve ürettiği sportif sonuçlardan da memnun olmadıklarını vurgulayarak, “Ama bunu hep kendi eksiğimiz olarak yorumluyorduk. Daha da önemlisi hocamız Şenol Güneş, maç sonraları bunları çok açık bir dille de ifade ediyordu. Hatta hem Avrupa'da, hem de ülkede üç günde bir maç oynamamızın etkisi olduğunu da haklı olarak vurguluyordu. O zaman niçin son beş hafta ile ilgili bağrışmayı yönetimimiz başlattı” diye konuştu.
Ülke spor kamuoyunu, bazı maçlarda yaşananlara bakmaya çağıran Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Deplasmanda Mersin İdmanyurdu maçı, maç 0–0. Rakip oyuncu eliyle topla oynuyor, yöneten görmüyor ya da görmek istemiyor ve top aleyhimize köşe atışı oluyor. Dolayısıyla golü yiyoruz. Avni Aker'de
Beşiktaş ile oynuyoruz. Penaltı, kırmızı kart ve yenik duruma düşüyoruz. Daha sonra Glowacki, Egemen'e hiç değmiyor, top gol oluyor, hakem iptal ediyor. Aynı hakem deplasmanda Beşiktaş'ın Samsunspor maçını da yönetti, verdiği penaltı da ortada.
Fenerbahçe-Karabükspor maçından sonra, Alex'e PFDK'nın bir maç ceza vermesinin yorumcular tarafından eleştirilmesi ve iki maç olması gerektiği ortada dururken, bir maç ceza verilmesi anlamsız bulunuyor. Bunu örnek gösterdiğimiz için Fenerbahçe yönetimi saldırıya geçiyor. Yahu biz size bir şey söylemedik ki, sadece Alex'i örnek gösterdik. Disiplin Kurulu başkanının da gömleğini çıkarmadığını söyledik. Acaba size göre çıkardı mı?
Aynı şeyi Galatasaraylı oyuncular Elmander ve Engin için de söyledik. Futbol yorumcularının büyük çoğunluğu Zokora'ya kırmızı kart gösterilmesinin çok ağır bir karar olduğunu söyledi. Hatta çokları faul verilip hiç kart gösterilmez de dediler. Alex'e bir maç ceza veren PFDK'nın Engin'e iki, Zokora'ya üç maç ceza vermesi çifte standart değil de nedir? Yönetimimiz ve ülke spor kamuoyunun önemli bir bölümü bu tutumu insafla ve kurallarla bağdaştıramıyor. Son Fenerbahçe maçında ise 27. dakikada ikinci sarı karttan Gökhan Gönül'ü ihraç etmeyen Çakır, 54. dakika Aykut'u hemen ihraç ediyor. Trabzonspor'un feveran etmesinin odağında bu sebepler bulunmaktadır. Bunu hiç kimse başka odaklara taşımaya kalkışmasın. Buna ülke futbolunun evini yönetmekte olan sayın başkan Mehmet Ali Aydınlar da dahildir.”
“Kupaların arkasında kirli eller yok”
Trabzonspor camiasının, 45 yıllık süreçte kurumsal kimliğini hep tertemiz tutmayı başaran kulüplerden biri olduğunu anlatan Çavuşoğlu, “Kazanılmış kupaların bir tanesinin arkasında kirli ellerin olduğunu bugüne değin hiç kimse söyleyememiştir, çünkü yok” dedi.
Gelinen noktanın, tüm futbol ailesinin argümanlarının, olaylara daha akil yaklaşmalarını gerektirmekte olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Zira öncelikle ülke futbolunun daha fazla zarar görmemesini söylemek istiyoruz. Bu nedenle bizlere göre sayın başkanımız Sadri Şener haksız bir şekilde PFDK'ya tedbirli olarak sevk edilmiştir. En azından tedbirinin bir an önce kaldırılması isteğimizdir. Çünkü bizler ülke futboluna birlikte hizmet veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Kavga hiç kimseye yarar sağlamayacaktır. Gelinen noktada sorumluluk sahibi kulüp yöneticileri, taraftarları tahrik edici beyanatlardan özenle kaçınmalıdır. Böyle giderse korkarız ki yarın sahalardaki futbol müsabakaları istenmeyen olaylarla yüz yüze kalacaktır. Son zamanlarda sahalarda yaşanan topluca küfür bunların ön belirtilerini oluşturabilmektedir. Bu nedenle kulüp yöneticilerini daha sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Kaldı ki Trabzonspor Şampiyonlar Ligi'ne talip olduğu için katılmadı. Sadece verilen hakkını kullandı.”
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir isteğimiz daha var, yine Türk futbolunun ileriye dönük yeniden bir kaos yaşamaması içindir. Yaşanan gelişmelerin geldiği noktada ligin ilk devresi tamamlanmış ve takımların tamamı birbirleriyle oynayarak elde edecekleri puanları hanelerine yazdırmışlardır. Bu aşamada gerek kamuoyuna yansıyan iddianame, gerek Etik Kurulu'nun raporu, gerekse de ilgili belgelerin UEFA'nın elinde olması Türk futboluyla ilgili kararın bir an önce verilmesi gerektiği baskısını doğuracaktır. Bu nedenle maçların yeniden başlamasından önce verilecek bir karar bugüne kadar yaşanan çalkantılara rağmen futbolun zamanlama açısından yeni bir kaostan kurtulması sonucunu doğuracaktır. Türkiye Futbol Federasyonu elindeki belge, bilgi ve dokümanları bir an önce değerlendirmeli, savunma sürecini ivedilikle başlatmalı ve kararını netleştirmelidir.”