Güncelleme Tarihi:
Bormio A Milli Takımlarımız için özel bir yer. Yaklaşık 15 senedir önemli şampiyonalara burada hazırlanılıyor. Bormio’yu bu kamplar için böylesine nitelikli yapan etmenler neler?
15-16 senedir A Milli Takımlarımız önemli şampiyonalar öncesi en ciddi kamplarını Bormio’da gerçekleştiriyor. Burada oyuncularımız çok kaliteli salonlarda ve atletizm alanlarında çalışma imkanı buluyorlar. Oksijeni bol doğası kondisyon çalışmalarının çok verimli geçmesini sağlıyor. Günde çift idmanla taktiksel anlamda en yoğun programı burada uyguluyoruz. Aynı zamanda buraya bizimle aynı dönem gelen çok kaliteli takımlar ile hazırlık maçları yapma imkanımız oluyor. Bunların yanı sıra Bormio’da oyuncular sadece basketbola odaklanabiliyorlar ve onların konsantrasyonlarını bozacak bir dış etmen olmuyor.
'KENETLENME İMKANI BULDUK'
Bu sene Bormio kampı nasıl geçti?
Günde çift idmanla takım taktiksel ve kondisyon alanlarına odaklanma fırsatı buldu. Koçların hazırladığı program doğrultusunda şut, 5x5, halter gibi antrenmanlar yapıldı. Bormio’da olmak bizim için önemli. Burası bize istediğimiz özel ve yoğun kamp ortamını sunabiliyor. Yaklaşık 12 gün süren kamp, Tunus’a karşı oynadığımız iki hazırlık maçıyla sona erdi. Sağlık ve iyi bir ortamda hazırlık programının en yoğun kamp sürecini tamamladık.
Bormio kampları her zaman bir aile havasında geçer. Oyuncular ve teknik ekip kaynaşma, kenetlenme imkanı bulurlar. Bu sene de böyle oldu. Yorucu bir kamp oldu ama sonunda şampiyonalarda başarılı olunca, buna değdiğini anlarsınız.
Bormio kampı sonrası hazırlık maçları programı İstanbul’da katılacağımız turnuvayla başlayacak…
Bormio sonrası yoğun bir program bizi bekliyor. Sponsorlarımız Turkcell ve Garanti Bankası ile reklam çekimlerimiz ve ardından Borna Hersek, Yunanistan ve Tunus gibi önemli takımlara karşı kendimizi göreceğimiz bir turnuvaya katılacağız. Akabinde yurtdışında turnuvalarla hazırlık maçlarına devam edeceğiz. Bu süreçte 14 tane hazırlık maçı oynayacağız ve ardından Avrupa Şampiyonası’na katılacağız.
'ATEŞTEN BİR GRUP'
A Milli formayı ilk defa giyen genç oyuncuların adaptasyon sürecini nasıl değerlendirirsiniz?
Furkan Korkmaz, Emircan Koşut, Egemen Güven ve Kartal Özmızrak gibi oyuncular yüzlerce defa altyapı milli takımlarının formasını giyerek buraya geldiler. Bu sene daha önceki jenerasyonlardan oyuncularımız ile bu genç oyuncuların bir araya geldiği bir kadromuz var. Adaptasyon süreci çok güzel geçti. Oyuncuların her birinin yüzünde, ortaya koydukları performansta A Milli Takım olmanın gururunu ve heyecanını yaşadıklarını görebilirsiniz.
Geçtiğimiz senenin Dünya Şampiyonası’nda oynayan milli takımımızı düşününce, 2015 Avrupa Şampiyonası’na o takımın hangi özelliklerini korumak istersiniz?
Mücadele etme isteğini korumak isterim. Dünya Şampiyonası ile Avrupa Şampiyonası grup aşamalarını zorluğu açısından çok farklı. Bu sene gerçekten ateşten bir grupta mücadele edeceğiz. İzlanda dışında her takım şampiyona finali oynayabilecek kapasitede, yıldızlardan kurulu derin kadrolara sahip takımlar. Ama biz rakiplerimizden ne kadar çekiniyorsak, rakiplerimiz de bizden o kadar çekiniyorlar. Türkiye kuvvetli bir takım. Bu sene ilk hedefimiz ilk altı içinde yer alıp Olimpiyat elemelerine katılabilmek, ardından madalyaya yürümek. Bunu taktiksel anlamda başaracak bir teknik kadroya da sahibiz. Tecrübeli oyunculardan kurulu genç bir takımız.
'2001 VE 2010'U HATIRLATIYORLAR'
Bu sene aday kadroda yer alan genç oyuncular, yıldız milli takımdan itibaren beraber büyüdüler ve bir kardeşlik havası veriyorlar. Bu açıdan 2001 ve 2010 yıllarını da hatırlatıyorlar…
Ben 2001 de, 2010 da yaşadım. 2001’de 1979-80 jenerasyonu 1967-1968 jenerasyonuyla birleşmişti. 2010’da 1986-87 jenerasyonu, 1979-80 jenerasyonuyla birleşti. Şimdi de 1995-96 jenerasyonu, 1986-87 jenerasyonuyla birleşiyor. Her takımın yaşaması gereken bir geçiş süreci. Önemli olan altyapılardan gelen oyuncular için A Milli baskıyı kaldırabilecek düzeydeki gençleri görüp onları takıma kazandırabilmek. Bunu katıldığım her röportajda söylüyorum: 15 yıl boyunca A Milli Takımın herhangi bir pozisyonda oyuncu sıkıntısı yaşayacağına inanmıyorum. Çok başarılı olacağına inandığım, çok yetenekli gençler geliyor. Burada yaşadığımız adaptasyon süreci bu anlamda da çok başarılı geçti.
Takımın bir diğer yeni oyuncusu da Bobby Dixon. Onun takımın bir parçası olma sürecini nasıl gözlemlediniz?
Bobby çok uyumlu bir oyuncu. Üç yıl Pınar Karşıyaka forması giydi ve Türk kültürünü, basketbol kültürünü iyi bilen bir oyuncu. Karşıyaka’da beraber çalıştığı Ufuk Sarıca da A Milli Takım teknik ekibinde. Takımın bir parçası olma, adaptasonu tamamlama ve uyum sağlama anlamında çok iyi bir kamp süreci geçirdi.