Boğularak ölmem derdim

Güncelleme Tarihi:

Boğularak ölmem derdim
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2010 15:52

Ankara Üniversitesi (AÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Feridun Şaklar, havuzda yüzerken bilincini kaybedince 4 dakika su altında baygın kaldı.

Yetkililerin yoğun çabası sonucunda yeniden yaşama dönen Şaklar, “yüzme” sevgisinden kopamayınca, aynı havuzda her gün yüzmeye devam ediyor.

Olay, yaklaşık 5 yıl önce Ankara Üniversitesi Yüzme Havuzu'nda yaşandı. Günlük sporunu yapmak üzere 22 Aralık 2005 tarihine havuza gelen AÜ Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Şaklar, 4 numaralı kulvarda kurbağalama stilinde 1650 metreyi geride bıraktığı sırada su altındayken bilincini kaybederek bayıldı. 4 dakika sonra bayıldığı fark edilen ve havuz zemininde baygın halde bulunarak görevliler tarafından çıkarılan Şaklar, daha sonra 7 gün yoğun bakımda kalarak, “mucizevi” bir biçimde yeniden sağlığına kavuştu.
Başından geçen talihsiz olayı AA muhabirine anlatan Feridun Şaklar, havuzda yaşananları kendisinin hatırlamadığını söyledi. Başından geçenleri çevresindekilerden dinleyerek ve havuzun güvenlik kamerasındaki kayıtları izleyerek öğrendiğini ifade eden Şaklar, olayı şöyle anlattı:

“Başımdan geçenleri kendim hissetmedim. 2005 yılı 22 Aralık'ta rutin olarak yüzmeye gelmiştim. Hafta içi hergün öğle arasında yüzüyordum. 4. kulvarda 1650 metreyi yüzdükten sonra 1700. metreyi kurbağalama stilinde yüzerken bir anda ortadan kaybolmuşum. Her hangi bir çırpınma falan yok. Kurbağalama bat, çık biçiminde zaten. Buradaki güvenlik kamerası kayıtlarını çok inceledim. 4 dakika 2 saniye kadar suyun dibinde kalmışım. Görevli arkadaşın beni fark etmesi ve havuza atlayıp çıkarması, kenara alınışım 6 dakikayı buluyor. Havuzda yüzmeye gelen bir doktor arkadaş müdahale de bulunuyor. Yaklaşık 5 dakika uğraşıyorlar ve o sırada solunum ile kalbim normale dönüyor. Çünkü çıkarıldığımda solunum ve kalp yokmuş. Tamamen mosmor bir vücut var.”

“7 GÜN KOMADA KALDIM”

Bilincinin yerine gelmemesi nedeniyle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırıldığını anımsatan Şaklar, “Yaklaşık 7 gün yoğun bakımda koma halinde yattım. Yedinci gün tekrar hayata döndüm. Yoğun bakımdaki arkadaşlarım yeniden hayata dönmemi, tıbbi anlamda mucizevi kabul ediyorlar. Doktorların deyimine göre mucizevi bir şekilde hayattayım. Ben şu an ikinci hayatımı yaşıyorum” dedi.

4. KULVARDA YÜZMÜYOR

Yıllardır rutin şekilde yüzdüğünü ve son 15 yıldır da haftada 3-4 gün havuza gittiğini anlatan Şaklar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Havuz 2005 yılının Kasım ayında açıldı. Havuz açıldıktan 20 gün sonra böyle hoş olmayan bir olay oldu. Olaydan sonra 3 ay kadar yüzmedim. Sonra hafif hafif yüzmeye tekrar başladım. Fakat 6 ay sonra tekrar rutin yüzmelerime başladım. Yeniden yüzmeye başladığımda endişem olmadı. Çünkü olayı ben bizzat yaşadığımı hissetmedim. Şu an günde 1500-1600 metre yüzüyorum. Yüzmeden kopamıyorum. Hayatımda ailemden sonra yüzme geliyor ve kopamıyorum. Ailem tekrar yüzmeye başladığımda biraz karşı çıktı, yasaklamak istedi, ama benim isteğime de karşı gelmediler. Yakınlarım yüzerken belki endişe duyuyorlar ama ben duymuyorum. 4. kulvar benim için çok önemli. Artık 4 numaralı kulvarda yüzmüyorum.”

GÖZ ALTINDA YÜZÜYOR

Havuz personelinin kendisine şu an ayrı bir ilgi gösterdiğini belirten Profesör Şaklar, “Tekrar yüzmeye geldiğimde havuz personeli özel birisi geliyormuş gibi davranıyor. Şu an bile benimle çok ilgileniyorlar. Genellikle onlara yakın kulvarları kullanıyorum. Diğerlerini de gözleriyle izliyorlar ama beni 2 kat daha fazla izliyorlar. Bir anlamda gözaltında yüzüyorum” diye konuştu.

Bayılma nedeninin tam olarak bulunamadığını belirten Şaklar, “Komadan çıktıktan 3 ay sonra, sara nöbeti geçirdim. Doktorlar bundan kaynaklanabileceğini söylediler. Şu an ilaç kullanıyorum. O günden sonra da sara nöbeti geçirmedim” dedi.

“ÜZÜCÜ BİR OLAY, AMA BURADA YAŞANMASI ŞANSTI”

Ankara Üniversitesi'nde öğretim görevlisi de olan havuz sorumlusu Kerem Tanılkan da havuzda çalışan 49 personelden 26'sının uluslararası yaşam kurtarma sertifikasının bulunduğunu söyledi.

Görevlilerin bu gibi durumlarda müdahale yapabilecek yeterliliğe sahip olduklarını anlatan Tanılkan, “Yaşanan olay üzücü ama burada yaşanması da bir şanstı. Oluşan tatsız olay sonrası üniversite, savcılık ve Feridun hocanın ailesinden aldığımız tepki olumluydu. (Tam zamanında doğru müdahale yapıldı ve tekrar yaşama şansını elde etti) denildi. Feridun Şaklar bu olayı yaşadığında iyi derecede yüzme biliyordu. Su altında geçirdiği bir baygınlık, bu tatsız süreci yaşamasına neden oldu. Yaşanan olayda olumsuzluğu geri döndürebilmek için çaba harcadık ve başarabildik ki bugün hala hocamız gelip burada büyük bir güvenle yüzebiliyor” dedi.

“BOĞULARAK ÖLMEM DERDİM”

Feridun Şaklar'ın olaydan sonra bir süre havuza girmeye ve yüzmeye çekindiğini dile getiren Tanılkan, şöyle konuştu:

“Kendisine bire bir cankurtaran tahsis ettik. O yüzerken cankurtaran havuzun kenarında yürüdü. Feridun hocanın yaşadığı olayın tekrarlama riski var. Fakat biz yüzmeden kopmasını istemiyoruz. Bu sporu yapmasına olanak tanımak için diğer üyelerden biraz daha fazla özen gösteriyoruz. O yüzerken cankurtaranın sürekli kontrol etmesini istiyoruz.”

Feridun Şaklar'ın kendisine, “Bana neden ölmezsin deseler. Boğularak ölmem derdim” biçiminde yorumlarının bulunduğunu belirten Tanılkan, “Feridun hoca, iyi bir yüzücü. Karada bayıldığınız zaman solunum şansınız var. Suda böyle bir şansınız yok” dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!