Boğalar mavi sevmez

Turnuvanın ilk maçları güreşe benzer…
Güreşçiler el ense atarak birbirlerini yoklarlar..
Riske girmezler…
Rakiplerden biri ciddi bir atak yaparsa, o zaman maç başlar…
Bu maç da böyle oldu…
İlk yarı; top İspanya’da, pozisyonlar İtalya’nındı.
                          *
İspanya, Barcelona taklidi gibi…
Şimdilik kötü bir taklit…
Standart bir santraforu olmadan, “top bende” oynamaya çalıştı…
Ancak bilinen pas trafiğini de uygulayamadı…
Messi de yok…
Şekersiz sakıza benzedi maç
Tatsız oluyor..
Andrés Iniesta olmasa, nasıl gol atar bu takım?
Diye düşünüyorsunuz…
Iniesta, İtalya’nın son derece disiplinli defansı arasında birkaç kez resital yaptı…
Ama yetersiz..

Mario Balotelli’de oyundan çıkınca şekersiz sakızın balonu da şişmez sandık…
Yanılmışız…
                         *
Di Natale oyuna girdi ve  Balotelli’nin yapamadığını yaptı…
Golü attı…
İtalya:1-İspanya:0
Biz düşünüyorduk Balotelli, neden çıktı diye?
Sarı kart mı?
Yoksa bencillik mi acaba…
Meğerse yerine girendeymiş hikmet…
Gerçi yorumcu Hikmet söylemişti…
Pek kulak asmamıştık…
Beşiktaş’ta kulak asmıyor…
Dinlemeli bence…
Haklıymış…
Gol gelince, maçın rengi de geldi…
                        *
Güreşçiler el enseyi bırakıp oyun yapmaya başladı…
Maçın görünmez adamı:
Benim, “artık çıkar şu adamı” dediğim Fàbregas, numarasının hakkını verdi…
10 numara bir vuruş yaptı
Durum: 1-1
                        *
Sonrası da keyifliydi…
Natele kaçırdı…
Torres kaçırdı…
Buffon’un refleksleri zayıflamış.
Ama on numara libero olur…
Kim nereye topu atacaksa, biliyor ve önden gidiyor…
Bir kez fazla önden gitti…
Torres atamadı…
                     *
Bu guruptan çıkmak önemli…
Birinci olmanın bence pek önemi yok…
Risk etmediler…
Birlikte ikinci tura göz kırptılar…