Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda oyuna geç başlayan oyuncuların diğer oyuncuları kart zenginliği açısından yakalaması giderek zorlaşmaktaydı. Bu durumu fark eden yapımcılar tüm setleri gözden geçirerek oyunda herkesin elinde oldukça kısa sürede tamamlanacak bir Core (çekirdek) kart seti tasarladılar ve kişisel olarak elinizde bulunacak olan özel eklenti kartlarının aksine bu setin tamamını elde etmek için tek yapmanız gereken tüm sınıfların seviyelerini 10’a getirmek. Bu set düzenli olarak değişmekle beraber eklenen ve çıkarılan kartlar eşzamanlı olarak tüm oyuncuların setlerine dahil olacak veya setlerinden çıkarılacak. Bu da meta kontrolü ve kart dengesi açısından yapımcılara büyük kolaylık sağlıyor.
Çoğu oyuncunun aklındaki soru ise “disenchant” odaklı olarak “Core Set’te bulunan bir kart aynı zamanda elimde de varsa ve ben onu disenchant edersem ne olur” sorusu tabii ki röportajda da sorulan ilk sorulardan biriydi. Core Set temelde size oyun tarafından verilen veya oyun tarafından elinizden alınan bir sezonluk “varsayılan” kart seti. Yani kişisel koleksiyonunuzdaki kartlardan farklı bir konumda bulunuyor. Diyelim ki elinizde bir Tirion Fordring var, siz bu karta önceden sahiptiniz. Core Set dahilinde de bulunan bu kart haliyle sizde iki farklı şekilde bulunuyor. Core Set’teki kartlar için disenchant imkanınız bulunmuyor, ancak siz “nasılsa elimde var” diyerek koleksiyonunuzda bulunan kopyaya disenchant uygularsanız sadece Core Set değişip Tirion Fordring rotasyondan çıkana kadar bu kartı kullanabiliyorsunuz. Ardından bu kart elinizden alınmış oluyor ve tekrar Tirion Fordring’i destenize dahil etmek isterseniz koleksiyonunuzda bulunması gerekiyor. O yüzden yapımcıların önerisi “eğer gerçekten ihtiyacınız yoksa önemli olabilecek kartları bozmayın” şeklinde.
Yeni gelen Mercenaries modu da oldukça ilgi çekiciydi ve soruların odağındaydı. Özellikle duyurudan sonra birçok oyuncunun Slay The Spire’dan esinlenme olarak yorumladığı bu yeni oyun modu oyuna bambaşka bir tat katacak gibi görünüyor. Bir dizi özel ve güçlü karakterden oluşturacağınız takımlarınızla maceraya çıkıyorsunuz ve adım adım güçlenirken karşılaştığınız savaşlarda stratejik kararların ağırlıkta olduğu bir yol izlemeniz bekleniyor. Bu modda hem klasik PvE, hem de PvP modları olacak. Prosedürel olarak rastgele yaratılan bölümler ile tekrar oynanabilirliği hayli yüksek seviyede olacak olan bu mod için ilerleyen zamanlarda Co-Op desteği de ihtimaller arasında. Ancak oyuna gelen devasa değişikliklerden sonra odağın bu noktaya tekrar kaydırılması biraz vakit alacak gibi. Bu mod aynı zamanda oynaması ücretsiz olacak, yani Arena gibi giriş ücreti yok.
Oyun modları demişken, tabii ki son yıllarda yeni modlarla iyiden iyiye oyuncuları yeniden yakalayan Hearthstone için akla gelen bir diğer önemli soru da yeni modların yolda olup olmadığı. Tavern Brawl ile başlayan bu yolculukta önce Battlegrounds, ardından da Duels ile bir hayli ilgi çeken Hearthstone’un son durağı şimdilik Mercenaries oluyor. Yapımcıların geleceğe yönelik planlarında doğrudan detay verebildikleri bir oyun modu bulunmasa da odaklarına aldıkları nokta oyunun sosyal etkileşim çerçevesinde yaratabileceği imkanlar. Yani oyunda ilerleyen zamanlarda imkanlar el verdiğince farklı modlar denemeye açıklar. Bunların arasında ilk örnekler 2v2, 1v1v1v1, farklı bir Battle Royale modu, guild ve klan yapısı gibi farklı tatlar yaratması beklenebilecek sürprizler oldu. Halihazırda buna benzer planların perde arkasında yürütüldüğüne dair küçük bir ipucu vermeyi ihmal etmeyen yapımcılar, önümüzdeki yıllar için de oyunun tazeliğini kaybetmeyeceğinin sinyallerini verdiler. Öte yandan halihazırda oyunda bulunan Duels ve Battlegrounds gibi modların da üzerinde çalışmaya devam edeceklerini belirttiler.
Oyunun gelecek planlarına ve değişen mekaniklerine yönelik sorular bittikten sonra sıra tabii ki taze taze duyurulan Forged In The Barrens eklentisine geldi. Bir süredir gözden uzak olan Tauren ve Troll ırklarını tekrar sahneye alan eklentide alıştığımız üzere bir yeni “keyword” geliyor: Frenzy. Eskilerden alıştığımız “Enrage” mekaniğine tema açısından benzeyen ancak tetiklenme ve çalışma şekli farklı bir taktiksel mekanik olan Frenzy, Horde ırkının doğasına da oldukça uyumlu. Frenzy mekaniği “tetiklenme” bazlı çalışıyor. Masaya koyduğunuz yaratık ilk hasarını aldıktan sonra şayet hayatta kalırsa bu mekaniğe bağlı olan etki tetikleniyor. Örneğin, diyelim ki masaya 3HP bir yaratık indiniz, ve Frenzy mekaniği bir kart çekmenizi sağlıyor. Rakibiniz bu karta 1 veya 2 hasar vurursa, bir defaya mahsus olmak üzere bir kart çekiyorsunuz. Enrage ile olan benzerliği, gösterilen etkinin yaratığınızın hasar almasına bağlı olması. Ancak Enrage, yaratığın hasar almasının yanı sıra hasarlı durumda kalmasına da bağlı. Bu da tek seferlik etkilerin Enrage ile kullanılmasını imkansız kılarken süreklilik arz eden etkilere kapı açıyor. Ayrıca Enrage etkisi aktif olan yaratığı iyileştirirseniz etki kayboluyor. Frenzy ise tam tersi şekilde tek seferlik mekaniklerin kullanımına olanak sağlıyor. Yaratık iyileştiğinde etki kaybolmuyor, veya iyileşen yaratık tekrar hasar aldığında bu etki tekrar tetiklenmiyor. Bu da yapımcılara taktiksel açıdan dengeyi koruma imkanı yaratırken oyundaki taktik varyasyonunu arttırmak için bir fırsat demek.
Taktik varyasyonu ve dengeleme demişken, gördüğümüz tek yenilik Frenzy değil. Bu eklentiyle birlikte aynı zamanda “büyü okulları” (Spell Schools) da oyuna katılan yenilikler arasında oldukça dikkat çekiyor. Tıpkı yaratıkların ırkları olduğu gibi (Dragon, Mech, Pirate, Beast…) artık büyüler de doğalarına göre büyü okullarına ayrılmış durumda. Bu büyü okulları Arcane, Fel, Fire, Frost, Holy, Shadow ve Nature olarak ayrılıyor. Bu önemli ayrımla birlikte artık çok daha spesifik yollar izleyen büyü tabanlı desteleri görmekle birlikte eskiden çok güçlü olan bir dizi taktiğin de zayıfladığını göreceğiz. Büyülere gelen bir diğer yenilik ise dereceli büyüler, yani “Ranked Spells”. Bu büyüler elinizdeki mana kristali sayısına göre etkileri büyüyen büyüler olacak. Her biri 1, 5 ve 10 mana kristali üzerinde üç farklı derecede etkiye ayrılan bu büyüler kaynak kullanımı ve taktik çeşitliliğine katkıda bulunacak.
Tabii işin bir de “lore” kısmı var. Warcraft evreninden her türlü hikayeyi konu edinen Hearthstone için neden çöllere ve kurak topraklara dönüldüğü de merak konusu. Yapımcılar bu seçimlerini en başta nostaljik bir tema olması ve Warcraft evreninin belirli karakteristiklerini güçlü şekilde yansıtan kişiliklerin bu diyarlarda bolca bulunmasına bağlıyorlar. Hayatta kalmaya çalışan, zorlu koşullarda bir arada bulunan ve türlü tehlikelere göğüs geren, bambaşka kültürlerin bir arada yaşadığı, sayısız hikayelerin dilden dile dolaştığı bu geniş coğrafya bir süredir fazlaca gördüğümüz karanlık ve kaotik temadan da birazcık uzaklaşmamızı sağlayacak. Horde temasının son dönemdeki baskınlığı da dikkatlerden kaçmamış olacak ki röportajda gelen sorulardan biri “Alliance sevenler için gelecek planlarınız var mı?” idi. Alliance seven oyuncular için sevindirici cevap geldi, yapımcıların planlarında ilerleyen süreçte Alliance için de güzel içerikler var! Ancak ilginç şekilde Warcraft evreninde hatrı sayılır bir yere sahip olan Tauren ve Troll gibi ırkların kendi “kart ırkı” olup olmayacağını sorduğumuzda maalesef sevindirici bir cevap alamadık. Bunun daha önce denendiğini ve böyle bir planın bulunmadığını belirten yapımcılar, bununla birlikte bir teselli olarak bu eklentide “Adventurer” olarak adlandırdıkları özel karakterlerin çeşitliliğe katkıda bulunacağını belirttiler. Tabii büyü okulları da bu çeşitliliğe ayrıca katkıda bulunacağı için aslında çok da üzülmeye gerek yok.
Son olarak ise özellikle geçtiğimiz yıllarda oyundaki yoğunluğu oldukça artan “rastgelelik” ve espor konularını sorduk. Özellikle birçok oyuncunun zaman zaman çıldırmasına sebep olan rastgelelik dozunun Madness At The Darkmoon Faire ile iyiden iyiye arşa çıkması hepimizin malumu. Çoğu kişinin rastgelelik ile deterministik yaklaşım arasındaki en iyi denge olarak hatırladığı Discover mekaniğinden sonra adım adım oyundaki etkisi artan rastgeleliğin bu tırmanışı takiben önümüzdeki süreçlerde yerini bir nebze de olsa deterministik mekaniklere bırakıp bırakmayacağını sorduğumuzda “Rastgelelik bu oyunun bir parçası, zaman zaman gerçekten absürd senaryolara yol açsa da aynı zamanda işin eğlenceli olmasını ve tekdüzelikten kurtulmasını sağlıyor. Tabii ki oyunu tamamıyla şans faktörü üzerine kurmak gibi bir niyetimiz yok, ancak şu an oyunda bulunan rastgelelik dozunun ölçüsünde olduğunu düşünüyoruz.” cevabını aldık. Yani Yogg-Saron ve Solarion Prime ile şahsi sorunları olan arkadaşlar için pek müjdeli haberler veremiyoruz. Ancak yapımcılar “lackey” ordusunun artık sahadan ayrılacağını ve bu bağlamda rastgelelikten hoşlanmayan oyuncuların biraz da olsa rahatlayacağının altını çizdiler.
Espor kapsamında ise özellikle Core Set’in yaratacağı potansiyel olumlu etki hakkında ne düşündüklerini, bu sayede karşılaşılabilecek olan olası bir yeni oyuncu akışının espor ekosistemine özellikle yerel ölçeklerde ve çeşitlilik anlamında neler katabileceğini sorduk. Nitekim Hearthstone ve espor denildiğinde yeni oyuncuların en büyük engellerinden biri kart setinin tamamlanarak koşulların diğer oyuncularla dengelenmesine istinaden ihtiyaç duyulan para veya zaman sarfiyatı. Tabii bu kart imkanlarının yaratacağı deste çeşitliliği, tüm bu destelerin birinci elden denenerek güncel taktik ve stratejilerin öğrenilmesi, diğer yanda geçmiş eklentilerde oynanan kartların (dengelemelerle değişen kartlar da buna dahil) ortaya çıkardığı taktik ve stratejilerin de öğrenilmesi derken biraz “atı alan Üsküdar’ı geçti” durumu ortaya çıkıyordu. Şimdi ise Core Set ile birlikte yeni bir meta anlayışı ortaya çıkacak ve tüm oyuncuların bu geniş kart skalasına erişimi çok daha kolay olacak. Yapımcılar ayrıca birçok kart dengelemesinin kapıda olduğunun ve özellikle spesifik olarak rağbet gören kartların güçlerinin törpülendiğinin altını çiziyorlar. Bu şekilde daha önce pek fazla oyun yüzü görmeyen kartların da artık destelere dahil edilmesi birinci amaç. Her ne kadar öğrenilmesi gereken sahanın boyutları pek değişmese de, en azından oyuncular bu pratik sürecine çok daha hızlı ve kolay erişerek rekabete dahil olabilecekler. Bu durum salt espor açısından değil oyuncu kitlesinin oyuna her anlamda daha kolay adapte olabilmesi açısından da hayli önemli bir hamle.
Böylelikle oldukça keyifli bir BlizzCon röportajının sonuna geldik. Biz sormaya doyamadık, onlar da cevaplamaya doyamadılar. Forged In The Barrens videosunda eğlenceli halleriyle gördüğümüz yapımcıların gerçek hayatta da aynı sevimlilikle ve sabırla sorularımızı cevaplamaları bizi çok mutlu etti. Umarız aldığımız cevaplar ve aktardığımız bu bilgiler sizin için de doyurucu ve faydalı olmuştur. Artık bundan sonrası eklentinin oyuna dahil olmasıyla birlikte oyunda geçireceğimiz saatlere kaldı. Herkese iyi eğlenceler!