Güncelleme Tarihi:
Ne çok etkiler beni Ajda Pekkan'ın bu şarkısı. Alır geçmişe götürür. Çocukluğuma, adını bile unuttuğum arkadaşlarıma. Hayatı sorumsuzca yaşayabildiğim o güzel günlere. Hafta boyunca babamdan aldığım harçlıkları biriktirerek bir solukta gittiğim İnönü Stadı'na, motorda yaptığım deniz sefasına, ayazda üşümemek için sahlep molası verdiğim Beşiktaş'daki büfeye. Metin-Ali-Feyyaz'a. Gökhan-Ulvi-Recep-Kadir'e. Şifo'ya, Fikret'e, Ziya'ya, Haluk'lara...
Nedense hiç bir yabancı futbolcuyu hatırlamıyorum. ( Şekerbegoviç, Kuntz, Madida hariç.) Oysa her transfer döneminde binbir umutla beklerdim yabancı transferleri. Oynadıkları bir iki maç sonrasında da tavan yapardı hayal kırıklıklarım. Dişleri bile olmayan Yugoslav Papricia, Peru Milli Takımı'nın kaptanı Francesco Manessero ile Arjantin Genç Milli Takımı'nın yıldızı Osvaldo Nartallo'nun ilk maçlarını gördükten sonra vazgeçmiştim umut etmeyi. Böyle daha iyi oluyordu, en azından hayak kırıklığınız tavan yapmıyordu çünkü.
Erdoğan Aksoy yazıyor |
Diğer kulüpler farklı mıydı peki? Hepimiz aynı ülkenin insanlarıyız, biliriz birbirimizi. Tıpkısının aynısıydılar. “İnsan 7'sinde neyse 70'inde de odur” derler. O zamanlarda da inatçıydı Mustafa Denizli. Bilirsiniz, kafasına taktığını oynatır aynı Daum gibi. Şapkasından “Iorfa” isimli leylek gibi bir Afrikalıyı çıkarmıştı Büyük Mustafa. Hatta Erbakan bile “Yahu o kadar kibar bir futbolcu ki toplara bile vurmuyor” diyerek kırmıştı milleti. Ama eğlenceliydi yine de o dönemler. 3'er 5'er gol yediğimiz Avrupa maçlarının moral bozukluğunu saymazsak yetiyordu bize TSYD Kupası, Donanma Kupası.
Hiç Hagi'si olmadı Beşiktaş'ın.
Hatta Alex'i bile.
Az biraz Amokachi, Ferdinand, Carew. Buçukları da yukarda yazdık zaten.
Olmuyor,
Olamıyor.
Düşünüyorum, taşınıyorum, biraz da kaşınıyorum, yine de Olmuyor.
Taşları yerli yerine oturtamıyorum.
Fazla geriye gitmeye gerek yok.
Sadece son 5 yılı hatırlasak...
Bir elimize kağıdı kalemi alsak.
Öteki elimizle de hesap makinası ile döviz kurlarını yoklasak.
“Son 5 senede Beşiktaş, F.Bahçe ve G.Saray'a gelen yabancı futbolculara kaç para ödendi” diye sorsak...
Gözlerimizi kapatıp “Kimler geldiiiii, kimler geçtiiii ?” diye düşünsek.
Katlanabilir miyiz acaba?
Sizi bilmem ama benden paso...
Allahtan bu sene transfer yapılmasını istemedi Denizli. Zaten gelenler gidenleri mumla aratıyorlar nedense, üstüne de tonla para. Daha kötüsü bir sonraki transfer döneminde gitmesi için uğraş dur. Bknz Gordon.
Huylu huyundan vazgeçmezmiş ama bu sefer biraz mecburiyetten kaleci Ramazan transfer edildi. Sizleri bilmem ama kaleye ilk geçtiği anda kendisinde biraz özgüven eksikliği gördüm. Şimdiden 2 maçta (Hamburg, Kasımpaşa) 20 golü hanesine yazdırdı bile. İnsan 17 penaltıdan 1 tanesini bile kurtarmaz mı? En son G.Saray kalecisi Hayrettin kurtaramamıştı 18 tane penaltıyı ya neyse. Ondan sonra da iflah olmadı zaten. Genç Korcan bile daha bir kaleci gibi duruyordu kalede, haksızlık edildi kendisine. Her zaman olduğu gibi yine sabredilmedi bir genç futbolcuya. Yazık oldu bence.
Umarım Serdar Özkan’ın başına gelenler genç Necip’in başına gelmez. 40 yıllık futbolcu gibi oynadı genç Necip güçlü fiziğiyle. Ama ilginçtir, genç futbolcular genelde takım 3-0 galipken filan sahaya sürülür, Denizli ise tam tersini yapıyor. Bu sene F.Bahçe maçı hariç hiçbir maçta 3-0 öne geçilmediğini düşünürsek yine de oyuna dahil olmasını iyi bir gelişme olarak görüyoruz.
Uğur İnceman da emaneten oynuyor. Erhan Güven ve Erkan Zengin gibi sürekli oynayabileceği bir kulübe giderse kendisi için hayırlı olur kanısındayım. İlk transfer edildiği sezon o gazla kendisini geliştirebilseydi, hırs yapıp formayı kapabilseydi şu anda bambaşka şeylerden bahsediyor olurduk.
Serdar Özkan’ı zaten anlayabilmek mümkün değil. 5 maç kadroya alınmıyor, sonra en önemli derbi maçlarda ve Şampiyonlar Ligi maçlarında direk 11’de. Bir insanı bitirmek isteseler ancak böyle taraftarların kucağına atılır.
Defansta Ferrari arandı, orta sahada Fink. Ama genç Necip, Fink için ciddi bir alternatif olduğunu şimdiden göstersi. Darısı Rıdvan Şimşek’in başına diyoruz.
Defansta kimin nerede oynadığını anlayamadık. Zaten 4 defans oyuncusundan 3’ü daha önce sağ bek mevkiinde arz-ı endam ediyorlardı. Yağmur yağdı böyle oldu.
En önemlileri en sona sakladım.
Tello laktak testinde 1. olmuş.
Holosko sözleşme uzatmak için Afrika sonrasında görüşmek istiyormuş.
Bobo Ocak ayında transfer yapmayacağını, takımında yani Beşiktaş’ta kalacağını ve kararını sezon sonunda vereceğini söylüyormuş.
Hayrola beyler, bir yere mi gidiyorsunuz?