Güncelleme Tarihi:
Dışarıdan hamasi nutuklarla kulüp yönetilemeyeceğini vurgulayan Şener, "Biz mahkemelerde, nezarethanelerde Trabzonspor adına koştururken, keyif içinde olanların kalkıp bana akıl vermelerini biraz yadırgadım" dedi.
Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, cumartesi günü gerçekleştirilen Olağan Mali Genel Kurul'u Trabzon Radyo'da değerlendirdi. Başkan Şener şunları söyledi:
"Karşılıklı sataşma ve konuşma gibi olan bölümler Trabzonspor'a yakışmayan yerler. Bazı eleştiriler gayet doğal, onlara saygı duymak lazım. Trabzonspor camiasında çok sivri çıkanların dışında bir de aklı selim var. Onlar olmasa bugüne kadar çok daha kötü durumlara düşerdik. Bana göre iyi geçen bir kongreydi. Ama üye profili beni memnun etmiyor. Belli bir bölümü ediyor da belli bölümü etmiyor. Kendimizi Süper Lig'de yarışma halinde olduğumuz rakiplere bakarak değerlendirmeliyiz. Bizim rakibimiz Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş. Onların kongrelerine katılmadık ama fotoğraflarını veya videolarını izleyebiliyoruz. Biraz daha farklı oluyor. Ben de öyle olmasını arzu ederdim. Ama inşallah geçen zaman içinde yeni yöneticiler de yeni jenerasyonlar da daha bilimsel, daha eğitimli, daha çağdaş şekilde kongreler yapabilir. Bağırma çağırmanın daha az olduğu, hitabetin daha şık olduğu, daha güzel eleştirilerin, anlatımların olduğu kongreler inşallah yapacağız. Her şeyi birden düzeltmek mümkün değil tabi."
"HER ÖNÜNE GELENİ ÜYE YAPARSAN"
Şener, kulübün üye sayısını artırmanın iyi bir şey olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Üye sayısını artırmak iyi tabi ama her önüne geleni üye yaparsan, sadece oy almak için üye yaparsan, 'Benim 50 tane torunum var, 20 tane amcamın çocuğu var, 40 tane bizim köyden insan var' diye üye yaparsan, onlar üye değildir. O üyeler zarar verir Trabzonspor'a. Daha elit toplulukların, daha hitabeti olanların, yeni dünyanın daha çok farkında olan, neler yapmamız gerektiğini anlatan, borsadan biraz haberi olan, denetimlerden haberi olan, çağdaş kulüplerden biraz haberi olan üye profili bize yarar getirir. Ama bunu bizim değiştirmemiz mümkün değil. Yönetim ve başkanlar da bunlarla eğitim olarak da mücadele etmek durumunda."
HACIOSMANOĞLU VE ATASOY'A ELEŞTİRİ
Kongrede konuşma yapan başkan adaylarından İbrahim Hacıosmanoğlu ve Metin Atasoy'a da eleştiriler yönelten Şener, şöyle devam etti:
"Başkanlık zordur. İçinizde fırtınalar kopsa da onu orada dile getiremezsiniz. Çünkü herkesi temsil ediyorsunuz ve herkesi dinlemeye mecbursunuz. Metin Atasoy, 'Nasıl bir başkan hayal ediyorum?' cümlesi üzerine kurduğu konuşmasında, 'Delege aidatları yatırmayan bir başkan adayı veya başkan hayal ediyorum' da diyebilirdi. Hacıosmanoğlu da tabi habersiz bazı şeylerden. Karabük başkanıyla konuşmasından misal vermesi bu kongreye yakışmaz. Çünkü Trabzonspor kongresi beyaz gömlekli insanlarla dolu. Şike sürecinin göbeğindeki bir adamla telefonla konuşması ve onu orada aktarması şık değil."
"BİZ NEZARETTE KOŞTURURKEN KEYİF İÇİNDE OLANLARIN..."
Şener, şike sürecinde sesi çıkmayanların kongrede kendisini eleştirmeye hakları olmadığını düşündüğünü de vurgulayarak, "Biz mahkemelerde, nezarethanelerde Trabzonspor adına koştururken, keyif içinde olanların kalkıp bana akıl vermelerini de biraz yadırgadım. Fenerbahçe başkanı ve Asbaşkanına orada ful destek verdiler ama bize ancak 'yalnız kaldım' diye demeç verdikten sonra destek verildi. Artık onları içimize gömdük. Artık bahsetmek istemiyorum. Tarih 20 – 30 sene sonra anlatır onları" dedi.
BAŞKAN ADAYINI TARİF ETTİ
Tekrar adaylık açıklaması için çok erken olduğunu da vurgulayan Şener, başkanlık yarışı içinde olacakların özelliklerini anlatırken şu ifadeleri kullandı:
"Yoruluyorsunuz, tabi yıpranıyorsunuz. Böyle olmaz konularda, sadece eleştirmek için eleştirmek hoş bir şey mi? Kalpleri kırmadan da söylemek istiyorum bazı şeyleri. Kendini daha iyi yetiştirmiş, İstanbul'daki ulusal basın çevresinden, federasyondan, siyasetten biraz daha nasibini almış, dünyadan haberdar arkadaşlar olsa daha güzel olur diyorum. Ben kimsenin ne adaylığına mani olabilirim ne de başkanlığına. Ne de öyle bir talebim var. Ama bunları arzu etmekte de haklıyım. Çünkü benim rakiplerimin önüne öyle çıkmam lazım. Yönetimiyle, başkanıyla, seyircisiyle. Ondan biraz geri kalınca üzülüyorum. Seçime uzun bir süre var. Daha ligde, kupada, Avrupa kupasında işlerimiz var. Mahkemelerde var. Ama kongrede de söyledim. Devam eden mahkemelerim var, şike sürecini bırakmamam lazım. Çünkü detayları en iyi bilen benim. Bu konuda her zaman var olacağım. 'Her zaman yanındayım' cümlesi de hiç sevmediğim bir cümle. Hep diyorlar sonra kayboluyorlar. Fiziken bu süreçte olma zorunluluğum var ki sonunu getirelim."
"AKYAZI'DAN NİYE KİMSE BAHSETMEDİ?"
Kongrede kimsenin Akyazı projesinden bahsetmemesini de eleştiren Şener, şunları söyledi:
"Akyazı'dan kimse bahsetmiyor. Olsa da olur olmasa da olur gibi. Eleştirinin şekli, eni boyu bilinmiyor. Trabzonspor'a neler yararlıdır bilinmiyor. Akyazı ile ilgili iki vurgu yapsalar siyaset daha fazla ilgilenmek zorunda kalacak. Ama o konu da geliyor, bana kalıyor. Akyazı konusunun oyla moyla ilgisi yok diye girmediler herhalde. Akyazı benim için geç kaldı artık. Projesi ortaya çıkalı 5 yıl oldu. Şimdiye kadar oraya geçeriz diye düşünüyordum. Bu zamana kadar maraton tribününün üstünü kapatırdım ben. 2 – 2.5 trilyon bizim için para değil. Ama 'ha bugün ha yarın, ha dolgu bitti bitmedi' derken siyasi ve teknik makamlardan bilgi de alamıyoruz. TOKİ Başkanını ne tanırım ne de o beni tanır. Arayıp ne yapılacağı konusunda bilgi vermek gibi bir nezaket de göstermedi. Benim yapacak bir şeyim yok."
"ÖNEMLİ OLAN İSTEK VE ARZU"
Takımın son durumuyla ilgili görüşlerini de açıklayan Başkan Sadri Şener, şöyle devam etti:
"Kayseri maçında şanssızdık. Yapacak bir şey yok. Girmeyince de girmiyor. Takım bana göre iyi. Ama bazı mevkilerde fazlalığı var. Geçen hocayla da sohbet ettik. Fazlalığı gönderince oyuncu sayısı azalınca bazı oyuncu diyor ki; benim yerime nasılsa kimse oynayamaz. Havaya giriyor. İkisi arasında dengeyi kurup iyi oyuncular arasından bir esas 11'i çıkarmak gerekiyor. Burada en önemli olay, istek ve arzu. Kayseri maçında sahada vardı. Geri kalan teknik özelliklerin hepsi bizim oyuncularda mevcut. İstek ve arzuyu artırıp dünkü maç gibi her maçta oynarsak çok farklı gideriz."
"BORÇ ÇOK, ALAMIYORUZ" DİYECEĞİM
Teknik Direktör Şenol Güneş'le devre arasında takımda yapılacak değişikliklerle ilgili bir görüşme yaptığını da vurgulayan Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devre arasında futbolcu gönderme var ama 'alalım' dediğin zaman diyorlar ki 'borç çok'. Ben de onu diyeceğim, 'borç çok alamıyoruz. Kongrede borç lafını etmeyin, alayım'. İkisi birden olmaz yani. Manchester United'in de 500 milyon euro borcu var. Gençlerbirliği gibi bankaya parayı koyup orta sıralara oynayamam. O zaman hem seyirci hem yerel basın ayağa kalkıyor. Hem kafada ol hem sıfır borç olmaz. Ama çevrilebilir borç olması önemli. ABD'nin de borcu var ama dönen bir borç. Dönmeyen borcun olduğu zaman zaten finans kuruluşları sana para vermez. Senden daha izliyorlar seni. İç yapıyı da bilmek lazım. Dışarıdan hamasi nutuklarla kulüpler yönetilmiyor."
"ALMAN ORİJİNLİ FUTBOLCULARIN AİLELERİNDE PROBLEM OLUYOR"
Trabzonspor'la adı geçen Aykut, Muhammet gibi oyuncularla ilgili görüşlerini de açıklayan Şener, sözlerini şöyle tamamladı:
"Muhammet'in babası, 'Oğlum Trabzon'da oynamaz, oraya göndermem' dedi. Aykut'un babası da problemli bir babaydı yanılmıyorsam. Genelde Alman orijinli futbolcuların ailelerinde problem oluyor. Yüzde 80'inde. Zamanında o da çok gelmek istedi ama bu nedenle almadık onu da. Oğuzhan'la ilgileniyorduk Beşiktaş kaptı. Bizim de bazen ilginç huylarımız var. Yanlış bilmiyorsam 5 lira aşağı 5 lira yukarı diye pazarlık yapıldı borç çok olmasın diye. Onu da ondan almadık. Üçü de ilgilendiğimiz oyunculardı ama ilgilenmek başka çabuk hareket etmek başka. Sadece Şenol hoca için demiyorum, ondan önceki hocalar da var bunun içinde. 'Mutlaka ölümüne al' deseler ben onu alırım. Ama yarım dedin mi alamıyorum tabi. Ben tekniğe çok hakim değilim. Almamı söyleseler alırım. Son yıllarda fena olmayan paralar da veriyoruz."