Biz de Süreyya için yarıştık

Bu işbirliğine tam olarak ne zaman başladınız?

- Münih'teki Avrupa Şampiyonası'ndan beri bağlantıdayız. Ama asıl çalışmamız Brüksel grand-prix'sinde başladı. Geçen yıl Edmonton'da özellikle serilerde çok farklı koştuğunu gördüm. Münih'te kendi kendime dedim ki: Ne kadar büyük bir yetenek! Bunun üzerine bağlantıya geçtim. Federasyon yetkilileri çeviride yardımcı oldular.

Anlaşmakta zorlandınız mı?

- Dil yüzünden zorluk yaşadık. Çünkü ne Süreyya ne de antrenörü Yücel Kop İngilizce bilmiyorlar. Umarım ki Süreyya bu kış biraz İngilizce öğrenir. Bu bizim için çok iyi ama asıl bu sayede yabancı basın mensuplarıyla konuşma fırsatı bulacak.

Süreyya'da büyük bir gelecek gördüğünüz için mi ona menajerlik etmeye karar verdiniz?

- Doğrusu, Münih'te beni çok etkiledi. Koşu tarzı ve Gabriela Szabo'yu geçmesi çok etkileyiciydi. Bundan etkilenen tek menajer ben değildim. Adeta onun için mücadele ettik. Elbette, onunla çalışmak isteyen başka menajerler de vardı. Edmonton'daki Dünya Şampiyonası'nda da izlemiş ama bağlantı kuramamıştım. Münih'e kadar kimse onu tam anlayamamıştı. Bu kadar iyi koşması büyük bir sürprizdi.

ANTRENÖRÜ İYİ ÇALIŞTIRIYOR

Nasıl bir koşu stili var?

- Yarışlarda çok agresif koşuyor. Bu yüzden çok enerji harcıyor. Her zaman yarışı baştan alıp götürmesi şart değil. Örneğin, Madrid'deki Dünya Kupası'nda harika performans gösterdi. Bu kadar büyük bir farkla koşmaya ne gerek vardı ki? Daha rahat bir yarış koşabilirdi. 10 yıllık uzun bir kariyer istiyorsanız antrenman tarzınızın, giydiğiniz ayakkabının, yaptığınız egzersizlerin, kaç yarış koştuğunuzun, nasıl yarış koştuğunuzun önemi var. Ayrıca, kendisine iyi tavşan atletler bulabiliriz. Büyük yarışmalarla ilgili tecrübemiz çok, diğer atletleri iyi tanıyoruz. Bu sayede ‘dikkatli ol, bunu takip et’ gibi birçok tavsiye verebiliriz.

Kışın Hollanda'da mı kalacak, yoksa Türkiye'de mi çalışacak?

- İnşallah, 21 Ekim gibi Hollanda'ya gelecek. Önemli konuları konuşmak için iki hafta kalacak. Birtakım testlerden sonra her şeyin kontrol altında olup olmadığını göreceğiz. Birkaç ufak sakatlık için doktor ziyaretimiz olacak. Bu testlerden sonra gerçekten çalışmaya başlayacağız.

Çalışma dönemini Türkiye'de mi geçirecek?

-Elbette! Antrenörü onu çok iyi çalıştırıyor, iyi planlama yapıyor. Sadece uluslararası atletizm ortamı hakkında öğrenecekleri var. Önünde çok parlak bir gelecek var. Belki, kasım veya aralık ayında Türkiye'ye geleceğim. Benim için nasıl çalıştığını görmek, pistin durumunu, hava şartlarını görmek de önemli.

Gelecek sezon için planlarınız ne?

- Planı antrenör yapar, biz sadece bazı tavsiyelerde bulunuruz. Oslo yerine Roma grand prix'sine katılsa daha iyi olur veya burada hava şartları daha iyi gibi. Son kararı antrenör ve atlet verir. Gelecek yılın takvimini detaylı konuşacağız. Süreyya'nın çok sayıda yarış koşmayı sevmediğini biliyorum. Stratejimiz gelecek yıl Paris'teki Dünya Şampiyonası'na konsantre olmaya dayanıyor.

Türkiye ondan dünya rekoru bekliyor. Bu bir sorun yaratır mı?

- İnsanların dünya rekoru kırmanın çok zor olduğunu anlaması lazım. Türk halkı Süreyya üzerinde baskı yaratmak yerine ona cesaret vermeli.

Başka Türk atleti tanıyor musunuz?

- Evet, Elvan Abeylegesse'yle de çalışıyoruz. Ama belki başka genç atletler bulabiliriz.

Performans iyiyse para zaten gelir

Çok sayıda kişi menajerlerin kendi paylarını almak için atletleri fazla koşturduklarını söyler. Dünyada böyle menajerler bulunduğunu biliyorum. Ama, İki-üç yıl sonra atlet biter. Zaten performans iyiyse, para otomatik olarak gelir. Felsefemiz budur. Bizim görevimiz de iyi koşan atletin iyi gelir elde etmesini sağlamaktır.

Süreyya rakiplerinden hiç korkmuyor

İyi atlet ve çok iyi bir atlet arasındaki fark, çok iyi atletin yeteneğinin yanı sıra baskı altında mücadele verebilme yetisidir. Süreyya bu kapasitesiyle beni fazlasıyla etkiledi. Diğer rakiplerinden hiç korkmuyor, sinirlerini çok iyi kontrol ediyor. Bana, Haile Gebrselassie, Ana Guevara gibi çok iyi atletleri hatırlatıyor. Çünkü insanlara en zor öğretilen şey kendine güvendir. Sıkı bir antrenmdan daha zordur.