Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2007 00:00
Beyfendi kişiliği ile dikkat çeken F.Bahçe tarihinin en önemli isimlerinden Aykut Kocaman, kariyerini ve sarı-lacivertli takımla yollarının kesişmesini anlattı.
AYKUT Kocaman, sarı lacivertli camiadan yetişen, beyfendi kişiliği ile dikkat çeken
F.Bahçe tarihinin en önemli isimlerinden biri.
Aykut, İstanbul Altınmızrak Kulübü’nde amatör lisans ile futbola başladı. 1984’de Sakarya ile profesyonel sözleşme imzaladı. 4 yıl sonra F.Bahçe’ye transfer oldu. 1988-96 arası sarı lacivertli formayı giydi. 3 kez gol kralı oldu. Daha sonra İstanbulspor’a geçti. Sarı siyahlı takımda 4 yıl futbolculuk, ardından antrenörlük yaptı. Teknik direktör olarak Malatya ve Konya’da çalıştıktan sonra Ankaraspor’a geçti. Başarılı teknik adam kariyerini ve F.Bahçe ile yollarının kesişmesini anlattı.
Futbolculuğu tercih ederken ailenin nasıl bir katkısı oldu?
Babam öğretmendi. Çocukluğumda çok haşarı idim. Günümün büyük bir bölümü sokakta futbol oynayarak geçerdi. Gültepe’de yaşıyorduk. Fırsat buldukça imkanlar ölçüsünde maçlara giderdim.
Fenerbahçe’ye transfer kararını vermende baban veya bir başkası etkili oldu mu? Hayır, kendi kararımı kendim verdim. Hatta koyu
Beşiktaş taraftarı olan babam, öğrendiğinde üzülmüştü. Çünkü dönemin önemli isimlerinden
Süleyman Seba ve
Mekki Başak Beşiktaş’ta görev yapıyordu, aslen Sakaryalı olduğumuz için
Seba Beşiktaş’a gitmemi istiyordu.
Nasıl F.Bahçeli oldun?
Doğrusu bir anlık gelişmeydi. Sakaryaspor’da forma giyerken aynı zamanda vatani görevimi yapıyordum. Eski takım arkadaşım olan
Nezihi Tosuncuk ile kulüpten
Yavuz Ağırgöl ziyaretime geldiler. Bana izin aldılar ve
"İstanbul’da yemeğe gideceğiz" dediler. Hiçbir şeyden haberim yoktu. Hatta o zaman G.Saray ile Beşiktaş’ın beni ciddi bir şekilde istediğini biliyordum. Bir anda kendimi
Tahsin Kaya’nın ofisinde buldum. Kısa bir görüşme sonrasında imzayı attım.
O günkü koşullarda kulübüme 25 milyon bonservis bedeli ödendi. Ben de 2 yıllık imza karşılığında 200 milyon alacaktım. Daha sonra futbol şubesi sorumlusu
Metin Aşık ile görüştüm ve bana bir ev ile bir araba daha verdiler. Sakaryaspor’da fazla para kazanamadım. Bir araba bir daire sözü verilmişti. Arabayı aldık. Daha sonra evi kaba inşaat olarak devralıp, kendimiz tamamladık.
Bir anda oldu diyorsun, peki neden bu kadar çabuk karar verdin? O dönemde takım arkadaşım olan
Oğuz, Turan ve
Serdar’ın da F.Bahçe’ye transfer olduğunu öğrendim. Sonra duydum ki, ilk imzayı ben atmışım.
Geldiğinde korkun var mıydı? Her Türk futbolcusu gibi ben de hayal görüyor gibiydim. Büyük bir takımda oynamak istiyordum. Ama
"Bu yükü taşıyabilir miyim?" diye kendime soruyordum. Başarılı olmamda başta
Oğuz Çetin olmak üzere takım arkadaşlarımın önemli rolü vardı.
Yoktan bir sebeple ayrıldık F.Bahçe’den hüzünlü bir ayrılış nedenin vardı. Anlatabilir misin? Futbolculuğumun son yıllarını F.Bahçe’de geçirmek istiyordum. Ama kamuoyunun bildiği bir süreç yaşandı. Düzenden acıdan bahsetmenin bir anlamı yok. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Formasını giydiğim süre içinde performansımla, yaşam tarzım ile F.Bahçe’ye layık olmak için çaba harcadım. Yoktan bir sebep ile yanlış yöneticilik içinde hak etmediğimiz bir durum ortaya çıktı. Bu çok ağırıma gitmişti. Karşılıklı atışma bana zarar verirdi. Polemik yaptığın insanların tarzına uymamam gerektiğini düşündüm. Trabzon maçı dönüm noktasıydı. Maçtan sonra verdiğim
yemek, ayrılmam için ivme kazandırdı.
Teknik direktörlük kariyerini nasıl değerlendiriyorsun? İlk dönemlerde Fenerbahçe’den teklif gelse, kabul eder miydin? Ben her zaman gideceğim yere sindirerek gitmeyi tercih ederim. Bu yaşamdaki en önemli felsefemdir. Doğrusunu söylemek gerekirse, kendi iradem ile karar vermem gerektiğinde F.Bahçe’nin teklifini kabul etmezdim. Çünkü orası ayrı bir dünya. İlişkiler hep iç içeydi. Şimdi önemli bir değişim var. Olgun bir şekilde görev kabul etmek daha doğru olurdu. Antrenör kulüp içerisindeki bütün unsurların ortasındadır. Dengeli ve kontrollü olmak zorundadır. Kontrolü gerçekleştirebilecek yeterliliğe sahip olmalı diye düşünüyorum. Hedefim hep aynı. İyi bir antrenör olmak istiyorum.
Fenerbahçe’de çalışmak ister misin? Bunu açık ve net olarak söylüyorum, F.Bahçe sayesinde
Aykut Kocaman oldum. Şu anda mesleğimi profesyonel olarak yapmaya çalışıyorum. Herhangi bir teklifi kabul etmeyip, ömrümü F.Bahçe’yi beklemek için geçiremem. Bu sadece benim için değil, futbolcular için de geçerli.
Fenerbahçe’de forma giyerken birçok gol attın. Bunlardan en anlamlısı ve güzeli hangisiydi? Trabzonspor’da attığım gol şampiyonluk yolunu açtığı için önemli ve anlamlıydı. Aynı şekilde Rizespor’a attığım gol de öyleydi. Rize’de ilk resmi maçımı oynamıştım.
Veselinoviç dönemiydi son anda kadroya alındım. Bunda da
Metin Aşık’ın etkisinin olduğunu öğrendim. Devre arasında oyuna girdim ve 5-0 kazandık. 4 gol atmıştım. Bir futbolcu için ilk maçta atılacak gol çok önemlidir. Çünkü bu ona müthiş kredi kazandırır. Sonraki maçlarına da yansır. G.Saray ile oynadığımız 4-3’lük maç da benim için önemli bir yerdedir. Çünkü F.Bahçe’de bir yorum vardır.
"G.Saray’a attığın goller kadarsın" derler. Yine bir G.Saray maçını benim tek golümle kazanmıştık. Sigma’dan farklı yenilgiyle döndüğümüzde sıkıntılı günler geçiriyorduk. Kazandık ve rahat bir nefes aldık.
Futbolculuğunda kimi kendine örnek olarak seçtin? Bizim çocukluğumuzda Türk futbolunun tek önemli ismi vardı.
Cemil Turan bir hayaldi. Onu çok beğenirdim. O futbolumuzun lideriydi. Sahadaki varlığı bambaşkaydı.
Şimdiki F.Bahçe daha güçlü Hayatındaki kader adamları kimler?
Oğuz Çetin en önemli isimdir. Buna Adnan Sezgin, Nezihi Tosuncuk, Metin Aşık gibi isimleri ekleyebiliriz. Çok özel insanlar oldu. Belki bu isimleri verirken diğerlerine haksızlık da ediyorum.
Şu an F.Bahçe’de olsaydın, kaç gol atardın?
Buna cevap vermek çok zor. Ama çok gol atardım diye düşünüyorum.
O dönemin en önemli oyuncusu kimdi?
Hiç tartışmasız Oğuz Çetin. O Türk futbolunun önemli bir yıldızıydı. Büyük bir yetenekti. Organizasyonu ve enerjisi önemliydi. Rıdvan Dilmen seyredilmesi büyük zevk veren isimdi. Allah vergisi bir yeteneği vardı, ama sakatlıklar onu bir hayli etkiledi.
F.Bahçe 10 yıl önce Trabzon’da şampiyonluk için önemli bir sınavdan geçti. Sen o günkü maçta forma giymiştin, neler hissettin?
10 yıl önce oynadığımız maç daha zordu. Çünkü rakibimiz o zaman çok güçlüydü. Şampiyonluğu kutlamaya hazırlanıyorlardı. Şimdi daha güçlü bir F.Bahçe var.
Oğuz, Rıdvan ve Aykut’lu F.Bahçe kadrosu bu ligde ne yapar?
Bizim zamanımız diye konuşmayı sevmiyorum. Bu düşüncenin dışında kalmak isterim. Neler yapardık bilemiyorum. Kaldı ki, şimdi daha yetenekli oyuncular var. En büyük kazancım ismim Futboldan ne kadar para kazandın? Futboldan çok kazandım. Ama en büyük kazancım
Aykut Kocaman ismidir. Toplumun alt ya da orta tabakasından geldim. Çok kazandım, çok mutlu günler de geçirdim. Ama
Aykut Kocaman isminin gururunu yaşıyorum.
Tuncay Şanlı’nın geleceği açık
Türk futbolunda yeni bir Sakaryalı daha var. Tuncay Şanlı için ne diyorsun?
Tuncay iyi bir yolda ilerliyor. Onu çok beğeniyorum. İradesinin ne kadar olduğunu gösterebilen bir futbolcu. Olağanüstü yetenek değil, ama kendisini sürekli geliştiriyor. Azimli ve geleceği açık.Nicolas Anelka büyük transferdi
Anelka için bir yorum yapar mısın?
Anelka yaşı ve pozisyonu itibarıyla Türkiye’ye gelmiş geçmiş en büyük transferdir. 26 yaşında Fenerbahçe’ye gelmesi büyük bir olaydır. En sansasyonel transfer. Ama verimliliği konusunda ciddi bir çelişki olduğunu söylemek gerek.