Güncelleme Tarihi:
ALİ ŞEN: ‘YUGOSLAVYA TARİHİNİN EN BÜYÜĞÜYDÜ’
“Ölü adama top oynatır.” Bu sözler Rıdvan Dilmen’e ait. 1997’de Rıdvan Dilmen’i Sportif Direktör yaptık. Tam yetki vermiştik. “İster eşofman giy, ister kravat ceket giy. Antrenörü, oyuncuyu sen belirleyeceksin” demiştim. Akşam 8’de evimde bunu konuşurken Veselinoviç’i istedi ısrarla. Veselinoviç’in lakabı ‘Toza’, son 22 yılını Atina’da yaşadı. Hep temas içindeydim. Rıdvan benden isteyince telefon açtım, ertesi sabah 8’de İstanbul’daydı. Rıdvan da “Ölü adama top oynatır” dediği Toza’ya kavuşmuştu. İlk maç 4 gün sonra Galatasaray ile oynanacaktı. 3-1 yendik. Ölümünden iki hafta evvel, karısı Atina’dan aradı, yoğun bakıma alındığını söyledi. 5-6 ay önce konuşmuştuk, haziran sonu Atina’da buluşacaktık. Çok iyi bir insandı. İyi futbolcu, iyi antrenördü. Son yılları iyi geçmedi. Kumarbazdı, hem de iflah olmaz olanlardan. Ne yazık ki, Atina’daki hayatı iyi geçmedi. Etrafındaki dostlar azalmış ya da yok olmuştu. Yardım edeni azdı...”
HAKAN TECİMER: ‘BABAMIZ GİBİYDİ...’
Veselinoviç, hocadan öte, baba gibiydi. Sadece antrenman süresince bizim için hocaydı, kalan sürede dostumuz, arkadaşımızdı. Oyuncuları rahat bırakır, onların maharetlerini özgürce sergilemesini sağlardı. Beşiktaş’ı 2-1 mağlup ettiğimiz ve şampiyonluğu büyük ölçüde garantilediğimiz maç, 5-1’lik Konya, 7-1’lik Eskişehir, 6-1’lik Malatya maçları unutulmaz. Cenazeye gitme fikri Rıdvan Dilmen’den geldi. Sırbistan’ın Novi Sad şehrine gittiğimizde ailesi ve eşi oradaydı, çok şaşırdılar, çok duygulandılar. Onun resminin olduğu tişörtü giydiğimizi görünce çok mutlu oldular. Biz de son görevimizi yapabildiğimiz için huzur bulduk.
ŞENOL USTAÖMER: ‘MUHTEŞEM BİR ADAMDI...’
Ben Türkiye Ligi’nde 14 sene top oynadım. Trabzonspor olsun Fenerbahçe olsun, yerli yabancı çok ünlü antrenörlerle çalıştım. O farklıydı. Bizi 103 golle şampiyon yapıp tarihe geçirdi. En önemli yeri, ben sol bek oynadım o efsane takımda. Ve 6 gol attım o sezon. Savunma oyuncusuna 6 gol attırmak önemli bir şey. O sezon 2 penaltı kaçırdım, Sakaryaspor ve Ankaragücü deplasmanında. Sürekli bana “Şampiyonluk kaçarsa bak senin yüzünden olacak” diye takılırdı ben de “100’e yakın gol attık, 2 penaltıdan şampiyonluk kaçarsa kaçsın” derdim. Sonuçta şampiyon olduk ama. Rıdvan hepimizi topladı götürdü cenazeye, aile mutlu oldu. Onur verici bir şeydi bizim için. Aile bizi görünce inanamadı. Hocanın at yarışı oynadığını ben çok sonraları öğrendim. “Hoca at yarışı oynuyor, iyi kazanıyor” derlerdi. Gittiğimde hep kâğıtlar görürdüm ama ben hiç beceremedim at yarışını. Rıdvan’ı çok severdi. TSYD Kupası için İnönü Stadı’na gidiyoruz, arabadayız... Rıdvan o maç sakat, oynamayacak, ama arabada. Köprüde Fenerbahçelileri görünce Rıdvan, hocanın yanına koştu, “Oynayacağım” dedi. Hoca başta itiraz etti ama sonra kabul etti. Erdi yerine Rıdvan’ı aldı kadroya. Oyuncunun dediğini babacan karşılar, dinlerdi.
Veselinoviç muhteşem bir adamdı.
OĞUZ ÇETİN: ‘BRE ÇOCUK NE İŞİN VAR DEFANSTA!’
Oyuncuları çok iyi analiz eden, her birimizden maksimum performans almasını becerebilen çok önemli biriydi. Futbolculuğunda 4 kez gol kralı olması, teknik adam olarak hücumu benimsemesi sayesinde onun döneminde oynadığımız her maçtan müthiş keyif aldık ve keyif verdik. O yılın ‘süperstarı’ hepimizin gözbebeği, sahalarda fırtına gibi esen Rıdvan’ın önemli sakatlıklarında ve yokluğunda daha birinci senenin sonunda beni takım kaptanı yapmak istemesi, aynı dili -Almanca- konuşabilmemizden dolayı aramızdaki iletişimin çok iyi olması ve bana yaklaşımını unutamam. Bana, “Bre çocuk, ne işin var defansta, git ileri oyna, gol attır, gol at” derdi her zaman. O Fenerbahçe’ye gelmiş geçmiş en önemli teknik adam ve bizlerin babası olarak hayatımızda yer aldı ve alacak.
Veselinoviç’in öğrencileri hocalarına son görev için Sırbistan’daydı.
TURHAN SOFUOĞLU: ‘ELEŞTİRMEZ VE KIZMAZDI...’
Babacan yaklaşımıyla öne çıkar, hep pozitif yanımızı konuşur, fazla eleştirmez ve kızmazdı. İyiyi daha mükemmelleştirmemiz için çaba sarf ederdi. Devamlı karşı bildirimleri dinler sözümüze saygı duyardı. Malatya maçı öncesi, Hasan-Aykut santra yapıyor, Veselinoviç, “Topu Rıdvan’a verin, Turhan sen hiç durma, direkt kaleye koş, top sana gelecek” diyor. Maç başladı, üçüncü saniye Rıdvan ortaladı, boş kale, ben topu dışarı attım... Takıma ve bana güveni çok vardı. Bizi bizden daha iyi tanırdı, oynatırdı. Galatasaray’ı yendiğimiz ilk 1-0’lık maç önemliydi çünkü bize Galatasaray maçı farkındalığını o hissettirdi. Bir de 83’üncü dakika 0-0 devam eden, hiç oyuncu değiştirmediğimiz ama benim ilk golü attığım ve 3-0 kazandığımız maçı unutamam.