Güncelleme Tarihi:
Pereira’nın Mehmet Topal’la ilgili çok olumlu bir düşüncesi olduğunu zannetmiyorum. Peki, Souza Fenerbahçe’nin istediği adam mı? Belki erken olacak ama ‘Çok elzem biriyim’ görüntüsünü bana vermedi. Tercihim Mehmet olur. Bir kez daha söylüyorum Shakhtar’ın en önemli gol yolu Srna’nın çıkışları. Gol de pozisyonlar da oradan geldi. Ve Srna’nın çıkışlarına hiçbir Fenerbahçeli cevap veremiyor. Bu dizilişte bunu Sow’un yapması lazım. Ama Srna’nın topla buluştuğu pozisyonlarda Sow’un ona uzaklığı en az 20-25 metre. Fenerbahçe bu sorunu halletmesi gerekiyor.
İlk maçtan sonra da bunu ifade etmiştim; Fenerbahçe turu geçerse sürpriz, elenirse normal olacaktı. Her ne kadar bireysel anlamda yetenekli ve önemli futbolculara sahip olsa da, Fenerbahçe’nin zamana ihtiyacı olduğunu bir kere daha gördük. İlk gole kadar kontrollü oynayan bir Fenerbahçe vardı ve tek düşünceleri gol yememekti. Topu kaybettikleri yerde hemen baskı yapmaları bunu gösteriyordu. En büyük şanssızlıkları, yapılan penaltı sonrası yenilen ikinci goldü.
Fenerbahçe Avrupa Ligi’nde gruplara büyük bir ihtimalle kalacak. Fenerbahçe’nin bundan sonra tek hedefi burada final olmalı. Bunun için taç çizgisinin dışına çıkmış yerdeki rakip oyuncunun kucağına top sıkıştıran ve oyundan atılan Pereira’ya da ihtiyaç yok. Bunun için Fenerbahçe’nin kenetlenen bir takım olma yolunda, belki de başkanın da katkısıyla ciddi bir motivasyona ihtiyacı var. Başkan Yıldırım’ın her şeyin yıldız almakla bitmediğini bildiği inancındayım. Dün akşam şişirilmiş umutlarımız vardı ama olmadı.
Shaktar'ın "şeffaf" hale çevirdiği orta saha, yine modunda. Mehmet Topal'ı yedek bırakan gerekçeler, Souza için geçerli olmamış. Böyle bir oyuncu almışsanız, Selçuk Şahin'i neden gönderdiniz, bu da anlamsız. Pereira, bir de hakemle dalaşıp, rakip oyuncuyu taciz edip, kavga çıkardı. Atıldı sahadan. Sahadaki oyuncuların tecrübesinin gerektirdiği sakinliğe takım sahipken, bir aceminin şovu uğruna Fenerbahçe tura veda etti. Belki de genç Portekizli'yi şov yapmayı çok sevdiği gerçek yerine, tribünlere göndermek farklılaştırır.
Şimdiden söyleyeyim, Avrupa Ligi'nde en zayıf takımlardan biri de gelse elenme şansın var. Başkanlar hocalara karışmaz ancak futbol sohbeti yaparlar. Aziz Yıldırım da bu tip sohbetleri yapar. Ne yapsın etsin, hocayla bu sohbeti yapsın. Bir de böyle denesek desin mesela. Fenerbahçe'den organize halinde çok şık goller göreceğiz belki ilerleyen maçlarda fakat tribünden izlediğimizde bu takım için asla organize diyemeyeceğiz. Fenerbahçe sistemsiz ve matematiksiz ve esas önemli olanı bu hocanın tercihi, böyle istiyor. Bugün Fenerbahçe'deki oyuncular kariyerleri boyunca bu kadar farklı bölgelerde oynamamıştır. Oyuncular gayretliydi ve coşkuluydu. Bu gayretler Türkiye Ligi'ne yeter ama Avrupa'ya yetmez.
Nani diyorsun, Diego diyorsun, Kjaer diyorsun, Sow diyorsun... Diyorsun da diyorsun... Bu oyuncuların kariyerlerine saygılar... Peki ne oynuyorlar? Orasını sorma... Yok Van Persie olsaydı, kenarlar iyi kapansaydı, orta saha kalabalık tutulsaydı... Bütün bunlarla kendimizi kandırmayalım. Koca bir takımın tek bir oyuncusu bile normal çizgisini yakalayamazsa, bırakın Avrupa maçını kazanmayı, lig maçını bile kazanamazsın.
İkinci yarıda Fenerbahçe tam ritim bulmuş, üst üste net pozisyonlara girerken, saçma sapan şekilde yerdeki rakip oyuncuyla dalaşarak kendisini attırıp frene basan Pereira, herhalde bu yıl ülkenin en çok konuşulacak kişiliklerinden biri olacak. Shakhtar’ın ilk golünde Alves, ikinci golünde Kjaer’in yaptığı korkunç hatalar da bu yıl konuşulacak başka bir durumun habercisi. Fenerbahçe’nin bir savunma lideri yok.