Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2004 02:20
ERKEKLER YOK MU OLACAK?
Erkekliği belirleyen Y kromozomunun genetik şifresi çözüldü ve bu kromozomdaki 59 milyon bazın yarısı, işe yaramaz ve anlaşılması olanaksız bulundu. Bu gelişme, erkeklik kromozomunun giderek küçüldüğü tartışmalarını başlattı. Bazı bilim adamları bu durumu Y kromozomunun giderek yok olduğunu gösterdiğini ileri sürdü. Bilimin klonlama yontemini keşfiyle zaten erkeklik kromozomuna gerek kalmadığı da ileri sürüldü. Y Krmozomu giderek yok olacaksa, beş bin kuşak sonra erkeklerin canlılar dünyasından ortadan kalkacağı da hesap edildi. Tabii bu bilim dünyasında daha uzun tartışmalara yol açacaktır.
GENLER VE ŞİZOFRENİ
Şizofreni, depresyon gibi kalıtsal hastalıklar konusunda yeni genlerin bulunması ile, kişinin beyninde bilgi işlevinin bozulmasının ve akıl hastalıklarının ortaya çıkmasının anlaşılması ve uygun tedavilerin geliştirilmesi konusunda yeni umutlar doğurdu. Yeni genlerle beyin aktivitelerinin bozulması konusunda ilişkiler saptandı. Akıl hastalıklaırna eğilimi arttıran genleri taşıyanlar, örneğin yalnız kalan, aşk acısı çekenler veya işlerini kaybetmek gibi stress yaratıcı faktörlere maruz kalanların depresyona girmeleri, daha fazla olasılık içinde.
RNA İLE TEDAVİ
DNA, biliyorsunuz, kalıtım bilgilerini taşıyor. RNA da, DNA’nın bu şifreleri çözerek hayata geçiren sistemin adı. Bilim adamları RNA’ların mikrolarını buldu ve bu mikro RNA’ların hücrelerin davranışlarında büyük bir rol oynadıkları ve embriyonun kan hücre sistemini oluşturan kök hücrelerinin yönlendirilmesine yardımcı oldukları görüldü. Bilim, şimdi bu mikro RNA’larla çok önemli bazı hastalıkların kesin tedavi edilebileceğine ilişkin çok önemli bulgulara ulaştı. Araştırmacılar, bir genin RNA sinyalini etkisiz hale getirince, hücrenin tüm genetik işlev ağını belirliyorlar.
KÜRESEL ISINMA
Seller, kuraklıklar, eriyen buzlar. Dünya iklimi konusundaki bu alarm sinyallerinin etkileri, canlılar üzerinde görülmeye başlandı. Çok sayıda araştırma, çeşitli bölgelerde değişen iklim koşulları nedeniyle, canlıların coğrafi dağılımlarında ve üreme alanlarında değişiklikler saptandı. Hint okyanhusundaki suların ısındığı, Kuzey Buz Denizi’ne dökülen 6 büyük Avrupa nehrinin akışlarında yüzde 7’lik bir artış saptandı. Yüksek enlemlere düşen yağış miktarının artacağını gösteren iklim modellerine uyduğu belirtiliyor.
KANSERİ ‘BOĞAN’ İLAÇ
Yıllar önce düşünülen, ancak Harvard’lı dan Dr. Folkman’ın geliştirdiği ‘anti-anjiogenes’ özellikli bir ilaç, kanser tedavisinde yeni bir çığır açıyor. Kanser tümörleri, gelişmek için kendi kan damarlarını oluşturmak zorunda. Bu kan damarları aracılığıyla kanser hücreleri besleniyor ve hem de diğer organlara sıçrıyor. Bu ilaç ise, tümörün bu kan damarlarını boğuyor ve tümörün büyümesini önlüyor. Klinik deneyler, günümüzde kullanılan kemoterapi ilaçlarıyla birlikte kullanıldığında, bu ilaçların örneğin kolon kanseri hastaların yaşam sürelerini uzattığı belirlendi.
UZAYDA GAMMA IŞINLARI PATLAMALARI
Evrende, kaydedilen büyük patlamalar, sırrı çözülemeyen bir konuydu. Süpernovalar ile evrendeki büyük patlamalar arasında bir ilişki olabileceği tahmin ediliyor, ancak kanıtlanamıyordu. Astronomlar, bu patlamalardan birinin ‘Gama ışınları patlamaları’ olduğunu ve bazı yıldızların ölüm süreçlerinde ortaya çıktığını buldu. Süpernova patlayıp çekirdek yıldızın içine çöküyor ve patlama sonucu ortaya çıkan enerji uzaya yayılıyordu. Bü süreçte ortaya karadelik ya da bir nötron yıldızı oluşuyordu. Bu yıl gamma ışınları patlamalarını yakalayacak bir uydu uzaya gönderilecek.
KÖK HÜCREDEN SPERM VE YUMURTA
Bütün hücrelerin başlangıcını oluşturan Embriyonik kök hücrelerinden, laboratuvarda, hem kadın yumurtası hem sperm elde edildi. Yılın sonlarına doğru gerçekleştirilen bu sürpriz keşif sayesinde bol miktarda kadın yumurta eldesi edilebilir, ve bazı hastalıkların tedavileri için, hastaya özel kök hücreleri üretilebilir. Deneyler, bu sperm ve yumurtanın üreme kapasitelerine sahip olduklarını da gösterdi. Bu sürpriz gelişme etik bir sorun da yarattı: Acaba anne babası belli olmayan çocuklar doğurulmalı mı?
TERS KIRILAN IŞIK
Bazı maddelerin ışığı yanlış yönde kırabilecekleri keşfedildi. Fizikçiler şu anda yeni bir mercek türü gibi, yeni bir malzeme sınıfı geliştiriyor. Bu malzemenin en önemli özelliği elektro manyetik radyasyonu ve ışığı ters kırması. Düz ve yassı bir yüzey olsun. Bunun üzerini soldan sağa doğru bir ışık düşsün. Normal olarak ışık kırılır, fakat soldan sağa doğru hareketine devam eder. Bu yeni malzemeler ise, ışığı yine kırıyor, ancak ışığı döndürerek sağdan sola gitmesine yol açıyor. Bu malzemelere ‘solak malzeme’ adı verildi.