Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2006 00:00
İngiltere'deki Bristol Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı, içki sonrası oluşan olumsuz yan etkileri ortadan kaldıracak bir ilaç üzerinde çalışıyor. Başarı sağlandığı takdirde "ertesi gün sendromu" yaşanmadan keyifle içki içmek mümkün olacak.
"Şöyle hafif bir içki alıp rahatlayayım, eğleneyim, arkadaşlarla sohbet edeyim" diye başlayan bir gecenin uzadığı durumlardan biri. Ancak içki biraz fazla kaçıyor.
Ertesi sabah ise kabusa dönüşüyor. Baş ağrısı, ağzınızda kötü bir tat, uyuma isteği... Hele bir de o sabah önemli bir toplantınız varsa iş iyice kötü... Kendi kendinize söz veriyorsunuz "bir daha asla böyle içki içmeyeceğim" diye....
Ama genelde bu sözler tutulmuyor.
Kendini iyi hissetmek
Sebebi basit: Alkol insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlıyor. Rahatlatıyor, mutlu ediyor, neşeli ve sosyal olmanıza yol açıyor. Bunlar alkolün sevimli tarafları. Ancak işin bir diğer boyutu ise hem aşırı alındığında insan sağlığına olan olağanüstü zararı, hem de ara sıra yapılan kaçamaklarda ayılma sonrası duyulan bedensel rahatsızlık...
Peki alkolün olumlu yönlerine sahip olup diğer olumsuz yönlerinden arınmak mümkün mü?
Örneğin içki içtikten sonra tek bir hap alarak eski duruma dönmek alkol sonrası etkilerden arınmanın bir yolu var mı? Ya da içmeye başlamadan önce alkolün, "hatırlayamama" gibi negatif etkilerini bloke eden bir ilaç üretmek mümkün
mü?
Bilim dünyası bir süreden beri bu konuyu derinlemesine araştırıyor.
Şimdiye kadar yapõlan araştõrmalarda, alkolün beyindeki 'GABA-A' moleküllerini kontrol altõna aldõğõ görüldü. Bu nedenle geliştirilecek ilaç bu moleküller üzerindeki alkolün etkisini en aza indirgemeyi hedefleyecek. İngiltere’de Bristol Üniversitesi’nden farmokolog David Nutt’a göre böyle bir ilaç geliştirmek mümkün.
Sosyal uyumluluk hissi
Nutt'a göre, uyuşturucu tedavilerinde kullanõlan ilaçlara ait kayõtlar bu araştõrmaya õşõk tutabilir. İnsana gerçekte olmayan hisler vermesi istenen bu ilaç moleküllerin bir karõşõmõndan oluşacak. Bu moleküller alkolün neden olduğu sinirlilik, üzüntü, koordinasyon eksikliği gibi etkilerin yerine rahatlama ve sosyal uyumluluk hissi veriyor.
Bu konuda daha önce yapõlan bazõ araştõrmalar da araştõrmaya õşõk tutacak. Örnek olarak Maryland Üniversitesi'nden Nöro Farmakolog Harry June farelerde alkolün etkisini ortadan kaldõran bir bileşim denedi.
June'õn bu bileşimdeki ana hedefi alkolün iç organlara verdiği etkilerin azaltõlmasõydõ. June, bu araştõrmalarõnda farelerde alkolün etkilerini azaltan iki bileşim bulmayõ başararak bunlarõn patentini almayõ başardõ.
Ancak gece alkol alan bir insanõn ertesi gün işine hiç bir şey olmamõş gibi gitmesini başaracak mucize ilaç henüz yapõlmadõ.
Derneklerden tepki
Bilim insanları tüm bu ipuçlarõnõ bir araya getirerek mucize bir ilacõ üretmeyi denerken alkolle mücadele dernekleri bu araştõrmalarõn alkoliklere hizmet ettiğini tüm alkoliklerin çok içip hiç yan etki görmek istemediğini savunuyor.
Bu dernekler bu araştõrmalarõ yanlõş yönlendirilmiş bir illüzyon olarak değerlendiriyor. Veriler doğrudan alkolden kaynaklanan ölümlerin sanıldığından daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin ABD’de 2002’de 19 bin 928 kişi alkolün doğrudan etkilerinden dolayı yaşamını kaybetti. Bunların arasında alkol zehirlenmesi ve alkole bağlı kalp ve karaciğer hastalıkları da var.
Ancak bunun yanısıra alkolün dolaylı etkilerinden kaynaklanan ölümler de ciddi oranlarda:
trafik kazaları, cinayetler, intiharlar bunlardan bazıları. Farmakolog Nutt’a göre bilim dünyası alkolün yerine geçebilecek ama alkolün arzu edilen etkilerini de sağlayabilecek daha güvenli bir içecek üretebilirse en azından bu tür ölümlerin önüne geçilebilmiş olacak.
Olumsuz etkileme
Alkol ve beyin arasındaki ilişki hala tam olarak açıklığa kavuşmuş değil. Ancak alkollü içeceklerin aktif maddesi olan etanolün beyinsel aktiviteleri olumsuz etkilediği biliniyor. Etanol bunu, bir yandan dışarıya açılan devreleri yavaşlatıp öte yandan baskılayıcı devreleri harekete geçirerek yapıyor.
Aslında alkölün yan etkilerini ortadan kaldıran ilaç çalışmaları bundan uzun süre önce başladı. Hatta 20 yıl önce Roche firması R015-4513 diye tanımlanan bir ilaç da geliştirdi.
İlaç şirketleri karşıİlacın içkinin olumsuz etkilerini yok ettiği belirtildi ancak daha sonra geliştirilen ilacın kandaki alkol oranı üzerinde bir etkisi olmadığı dolayısı ile akut alkol zehirlenmesini önlemesinin mümkün olmadığı anlaşıldı.
Diğer bir ifade ile üretilmesi planlanan ilaç alkolü güvenli hale getirmek yerine alkol tüketimini daha da körükleyecekti. Buna Roche’un avukatları şiddetle karşı çıktılar ve sadece bu ilaç yüzünden firmanın iflasın eşiğine gelebileceğinin belirttiler. Roche firması bunun üzerine ilaç üzerinde yeni deneylere girişmekten vazgeçti ve proje yarım kaldı.
Alkol ve kemik metabolizmasıAşırı alkol tüketimi, yenilenme dengesini bozarak, kemiklerin daha kırılgan olmasına yol açıyor. Alkolün, normalde hasar gören bölgeyi onaran hücreleri bloke eden olumsuz bir etkisi bulunuyor. Bu etki yüzünden hem kemikler daha çabuk kırılıyor hem de kırıldıktan sonra daha yavaş iyileşiyor.
Ohama Tıp Okulu’ndan Denis Chattalakal ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, alkole bağlı kemik kırılmasından osteoblast adı verilen hücreler sorumlu. Bu hücreler, kemik dokusunun yıpranması ile yenilenmesi arasındaki dengeyi koruyorlar. Yoğun miktarda alkol tüketimi ise bu hücrelerin işlevini engelliyor. Zamanla kemik dokusu içinde delikler oluşuyor ve tüm kemik yapısı zayıflıyor.