Güncelleme Tarihi:
1998-2001 yılları arasında Beşiktaş alt yapısında forma giyen, 2001-2004 arası ise A takım seviyesine çıkan Ali Cansun Begeçarslan, şimdilerde UEFA B lisansı aldı ve hocalığa ilk adımı attı. Amacının yakın gelecekte sportif direktör veya kulüp menajerliği yapmak olduğunu dile getiren Ali Cansun ile Beşiktaş’ın dünü ile bugünü, anıları ve ileriye dönük planları üzerine keyifli bir söyleşi yaptık... Siyah beyazlı taraftarın sevgilisi olmaya, futbol kariyerini noktalasa da devam eden Ali Cansun ile sohbetimizden satırbaşları şöyle oldu...
* Kimdir Ali Cansun Begeçarslan? İstanbul doğumlusunuz ama ailenizde göçmenlik var mı?
- 18 Eylül 1982 İstanbul doğumluyum. Evliyim ve Berk Ali adında bir oğlum var. Babam Arnavut göçmeni...
* Futbola olan aşkınız ilk ne zaman başladı? “Ben futbolcu olacağım” diye karar verdiğinizde kaç yaşlarındaydınız?
- Futbola olan aşkım Beşiktaş’ın 80’lerin sonu, 90’ların başındaki müthiş kadrosu ve Metin-Ali-Feyyaz’la birlikte başladı onları stadyumda izledikçe futbolcu olma hayalleri kurmaya başlamıştım.
* Beşiktaş maceranız nasıl start aldı? Daum sizi A takıma almıştı ama asıl Lucescu dönemine parlamıştınız. Beşiktaş’ta yeteri kadar şans bulduğunuza inanıyor musunuz?
- Özellikle PAF takımda çok iyi performans göstermiştim ve o dönem Daum beni A takıma çıkarmıştı. Fakat o sezon takım çok karışık olduğu için şans vermemişti. Ertesi sezon Lucescu döneminde kampa götürdüler ve kampın son maçı Luzern’e karşı bir gol attım. Maç 1-0 bitti. O maçtan sonra takımda tutmaya karar verdi beni hoca... Tabii o dönemde kadromuzda çok önemli isimler vardı. Her şeye rağmen fazla oynatmasa da takımın içinde devamlı kadroda bulundurdu beni...
* Size göre Beşiktaş’ı, Türkiye’deki diğer kulüplerden ayıran özellikler neler?
- Beşiktaşı diğer takımlardan ayıran en önemli özelliği alt yapısından yetiştirdiği oyuncular ve taraftarı ile olan müthiş birlikteliği...
"SARAJEVO MAÇINI HİÇ UNUTAMAM"
* Futbolculuk kariyerinizde şu ana dek hiç unutamadığınız an nedir?
- Tabii ki çok fazla anlar var bu şekilde... Ama benim için en önemlisi Beşiktaş formasıyla Sarajevo maçında attığım ilk gol ve yaşadığımız şampiyonluk...
* Beşiktaş’ta birlikte oynadığınız en ilginç ve dikkat çekici özelliklere (saha içi veya saha dışı karakteristik özellik) sahip futbolcu arkadaşınız kimdi? Takımda en iyi kiminle anlaşırdınız?
- Takımda en iyi Yasin (Sülün) Abi’yle anlaşıyorduk. Takımdaki en ilginç ve en iyi futbolcu Sergen Yalçın’dı. İnanılmaz yetenekli ve tek başına maçın kaderine etki edebilecek bir oyuncuydu ama o dönemki takımda bir çok kaliteli oyuncu vardı. Bunun sonucunda da zaten şampiyonluk rekor puanla gelmişti.
* Kariyerinizde ‘unutamadığım 3 maç’ diye bir liste yapsanız, bu listeye hangi maçlar girerdi?
- Sarajevo ilki olurdu. Antalyaspor’da ligden düştüğümüz Gençlerbirliği maçı ikinci olurdu. Azerbaycan’da Neftchi Bakü’de oynarken Hazar Lenkeran maçı üçüncü olurdu.
"29 NUMARA TAMAMEN BİR TESADÜF"
* Futbolculukta uğur saydığınız bir alışkanlığınız var mı? Neden uzun süre 29 numaralı formayı terlettiniz?
- Hiç uğurum yoktu özel olarak sadece maça çıkmadan dua ederdim. 29 numara tamamen tesadüftü bi anlamı yoktu ama uzun seneler bu sayede Gümüşhaneli dostlardan çok mesaj aldım.
* Beşiktaş taraftarının sizin gözünüzdeki yeri nedir?
- Bu işi ne kadar profesyonel yapsak da her zaman Beşiktaşlı taraftarlardan çok sevgi ve saygı gördüm. Hepsine minnettarım. Rakip olsak dahi bağırlarına bastılar. Benim de onlara sevgim sonsuz... Takımlarına her şartta sonuna kadar ve inanılmaz destekliyorlar. Stat yok, yine peşlerindeler. Tüm dünya saygı duyuyor onlara... Ne mutlu Beşiktaş takımı oyuncularına ki, böyle bir taraftar grubuna sahipler...
* Meşhur Sarajevo maçı ve attığınız jeneriklik gol... Hâlâ hafızalarda... O günden sonra hiç Sarajevo’ya gitmek istediniz mi veya gitme şansınız oldu mu?
- Benim için tarifsiz bir duyguydu o gol ilk resmi golüm ve gerçekten fena bir gol de değildi. Bosna Hersek, kardeş ülkemiz... Belki günün birinde tekrar gidebilirim oraya... Benim içinde değişik ve güzel bir anı olur.
* Beşiktaş’tayken takım arkadaşlarınızla yaşadığınız en ilginç ve komik anı neydi?
- Her anım çok keyifliydi. O dönemdeki takım içinde arkadaşlık en büyüğünden küçüğüne üst seviyedeydi. Özel olarak hatırladığım bir anım yok. Ama takım içinde geçirdiğimiz her an keyifli, neşeli ve kahkaha doluydu zaten...
"HEDEFİM SPORTİF DİREKTÖRLÜK"
* Leventspor kariyeriniz oldu son olarak... Gelecekte teknik direktörlük yapmayı düşünür müsünüz?
- Leventspor benim için arkadaşlarımın ricasıyla olmuş bir şeydi. Gerçekten çok ilginç bir deneyimdi. Artık oynamıyorum. UEFA B lisansını aldım. Hocalığa ilk adımı attım ama asıl istediğim sportif direktörlük veya menajerlik tarzında bir şey yapmak...
* Beşiktaş statsız mücadele etti, Slaven Biliç 55 maçla takımın başında bir sezonda en çok maça çıkan hoca oldu geçen sezon. Sizce Biliç hak ettiği gibi mi gönderildi?
- Öncelikle Beşiktaş’ın geçen seneki mücadelesi takım olarak 30. haftaya kadar çok iyiydi. Ama sonunu getiremediler maalesef... Bilic’e gelecek olursak sezon ortasında zaten West Ham’la anlaşmıştı. Yani gönderilmenin söz konusu olduğunu düşünmüyorum...
* Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş’tan, bu sezon taraftarın beklentisi ne olmalı?
- Beşiktaş’ın Şenol Hoca ile birlikte bu sezon tek hedefi tabii ki şampiyonluktur. Statsız biraz zorlanacakları kesin. Ama Şenol Hoca ve takımın bu konuda çok istekli oldukları ligin başladığı andan itibaren ortada...
"DEMBA BA'NIN SATILMASI MANTIKLIYDI"
* Beşiktaş forvet hattında Mustafa Pektemek’in tutunamama sebebi size göre ne? Demba Ba satılmalı mıydı? Mario Gomez’in takıma fayda ve zararları neler olabilir?
- Mustafa maalesef çok şanssız sakatlıklar geçirdi. Bekleneni verememesinin en önemli sebebi, form tutmaya başlayabilecekken sakatlıklar yaşaması... Demba Ba’nın satılmasını bu şartlarda mantıklı buluyorum. Hepimiz geçen sezon kendisini takdir ettik ve inanılmaz performans gösterdi. Bunun karşılığında kulübünü mutlu ederek ayrıldı ama yerine gelen Gomez kesinlikle tüm Avrupa’nın takdir ettiği bir isim... Dünya futbolundaki sayılı forvetlerden... Beşiktaş’ta çok başarılı olacaktır.
* 100. yılda şampiyonluk yaşadığınız Beşiktaş’ın taraftarına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
- Bu sene takımlarına sahip çıksınlar ve yalnız bırakmasınlar. Şenol Hoca ve ekibinin bunu hak ettiklerine inanıyorum. Bu sezon eminim uzun süredir hasret kalınan şampiyonluğa ulaşılacaktır.
* Ricardo Quaresma, Beşiktaş’a döndü... Sizce bu sezon siyah beyazlı camiaya neler katabilir?
- Q7, Beşiktaş için çok önemli bir futbolcu kendisi de bunun bilincinde... Beşiktaş’a bu sene büyük bir katkı yapacağına inanıyorum. En azından Porto’da göstermiş olduğu performansı tekrarlarsa şampiyonluk yolunda Beşiktaş’ın en önemli gücü olur.