Güncelleme Tarihi:
Şampiyona sürecinde her zaman finale çıkacaklarına inandıklarını söyleyen ikili, Yunanlı gazetecilerin “Fransa sizi yenecek” söylemlerini gülerek cevapladılar.
Ayrıca final serisi sürecinde birçok kişinin bilet bulabilmek için kendilerine ulaştığını söyleyen ikiliden Barbaros Akkaş “1 haftalığına sevgilimle kavga edip ayrılmaya bile karar verdik” derken Erdenay ise “Sırbistan maçında o salon 50 bin kişilik olsaydı bile tamamen dolardı” dedi.
İşte başarılı iki menajerin açıklamaları:
AKKAŞ: “BİLET YÜZÜNDEN SEVGİLİMLE AYRILMAYA KARAR VERDİK”
Final serisinde maçlara gelmek için onlarca kişinin kendilerine başvurduğunu söyleyen ikiliden Barbaros Akkaş “Sevgilimle ayrılmaya bile karar verdik dedi.”
B.A.: “Finallerde 5 bin bilet olsa hepsini dağıtırdık, altına da imza atardık “Hepsi gelecek” diye. Kız arkadaşım benimle ayrılmaya karar verdi. Son olarak “1 hafta ayrılalım” dedik. Benim yüzümden herkes ondan bilet istiyordu.
H.E.: “Sırbistan maçında salon 50 bin kişilik olsa öyle bile dolardı.Ben en son hattımı değiştirmeye bile karar verdim. Telefonlar susmak bilmedi.”
YUNAN GAZETECİLER: “FRANSA SİZİ YENECEK”
H.E.: “Beyrut’ta hala bizim galibiyetimiz kutlanıyor. Irak’ta, Sırbistan maçından sonra sokaklarda Türk bayraklarıyla dolaşmışlar. Yunan gazeteciler bize ikinci turda Fransa çıkınca çok sevindiler. “Bu takım sizi yener” diyerek gülüyorlardı. Azerbaycan’da da öyle. Tüm bunlar bu olayların büyüklüğünü anlatıyor. Herkesin tek üzüldüğü konu şu: “ABD ile 1 gün dinlenip oynasaydık çok farklı olurdu. Ya da yarı finali ABD ile oynasaydık çok daha farklı olurdu.”
PRİM HAKKINDA AÇILAN DAVA
B.A.: “Davanın ötesinde yapılmış olan başarı çok büyük. Biz, Başbakan’ın da Cumhurbaşkanı’nın da yanına gittiğimiz zaman, milyonlarca dolarla bu başarının sağlanamayacağını söylediler. Bunun da ötesinde 70 milyonu, 12 Dev Adam gururlandırdı. Tanjevic, bırakması halinde kimsenin bir şey söylemeyeceği durumda takımını yalnız bırakmadı. Çok ciddi konular var. Bunların değerlendirilmesi gereken yerde paranın ön plana çıkması buradaki insanları üzüyor. Çünkü bu, Başbakanımızın takımı ödüllendirmek için verdiği küçük bir maddiyat. Dünya Şampiyonu olsaydık neler olacaktı? Dava açılabilir. Ancak biz dışarı çıkınca halka karıştığımızda herkes bize “Analarınızın ak sütü gibi helal olsun” diyor. Bu oyuncuların kazandığı ciddi kontratlar var. Oyuncular buraya gelirken “biz bu parayı almaya geliyoruz” diye konuşmadı. Biz manevi olarak çok haz aldık.”
PRİMDEN ENGİN ATSÜR’E DE PAY VERİLECEK Mİ?
H.E.: “Fatih Solak olsun, Cevher Özer olsun, Engin Atsür olsun, turnuva öncesinde kadrodan çıkartılan oyunculara da verilecek. Avrupa ikincisi olunca 50 bin dolar aldık. O zaman neden kimse çıkıp “Bu çocuklara bu para az değil mi?” demedi. Bence o zaman da bu avukat beyin çıkıp bir dava açması gerekiyordu. Bu ödül bize bir jest olarak verildi. Böyle bir dava açılması herkesi çok üzdü. “
AKKAŞ: “BU OLANLARIN BAŞ MİMARI TURGAY DEMİREL’DİR”
“Bütün bu büyük olaylar dev bir anıt oldu. Bunun da baş mimarı Turgay Demirel’dir. Tüm zor zamanlarda herkesin arkasında Turgay Demirel durdu. Sonunda başarılı olduk. Onun bize verdiği destek ve katkı hiçbir zaman inkar edilemez. Yapıtı yapan insan Tugay Demirel’dir.”
ERDENAY: “12 DEV ADAM DEĞİL 70 MİLYON DEV ADAM”
B.A.: Şampiyona öncesinde halk bizden çok umutlu olduğu için motive bir şekilde kampa geldi. Çok rahat bir süreç geçirdik. Kimse antrenmanı bırakamadı. İnancımız vardı. Başından beri söyledik ki, her maçı final havasında oynayacağız. Öyle de oldu. Yunanistan maçı çok önemliydi. Kimse hiçbir maçı küçümsemedi. Basamakları teker teker çıktık. Bizi şaşırtan bir sonuç olmadı. Herkes maç bitince o maçı unuttu, hemen sonraki maçın havasına girdi. Sırbistan maçında 12 Dev Adam değil “70 Milyon Dev Adam” sahadaydı.
ERDENAY: “ABD KARŞISINDA GERÇEK OYUNUMUZU SERGİLEYEMEDİK”
H.E.: Halkımızın desteği sayesinde o maçı kazandık. Zaten geç saatte bitti maç. Soyunma odası, doping kontrolü derken saat gece yarısı oldu. Salon dışında binlerce kişi karşıladı bizi. Yolumuzu kestiler. 02.00’de otele geldik. Otelde de büyük kalabalık vardı. Büyük bir coşku yaşadık. Final 1 gün sonra olsaydı çok farkı olurduk. Sırbistan turnuvanın en büyük favorisiydi. İspanya’yı iyi oynadığı bir maçta yendiler. Yarı finali 10-11 sayı farkla geçseydik her şey çok farklı olacaktı. Biz ABD karşısında gerçek oyunumuzu sergileyemedik.
ENGİN ATSÜR’ÜN OLMAYIŞI BİZİ ETKİLEMEDİ
B.A.: Takım 4-5 gün çok yıprandı. Tanjevic’in kanseri olduğu ortaya çıktı, Engin Atsür sol el bileğinden ameliyatı, Kerem Tunçeri’nin sağ el bileğinden ameliyatı, Mehmet Okur’un aşil tendonunun kopması, Hidayet’in kamp öncesi safra kesesinden ameliyat olması ve o ameliyatın 20 dakika sürmesi gerekirken 3,5 saatte bitmesi… Bunların hepsi kadroyu olumsuz etkiledi. Ancak sonrasında her şey düzeldi. Daha sonrasında Engin Atsür’ün aşil tendonu koptu. Bunlar bizi çok üzdü. Takımda duygusal olarak çok etkilendi. Sonrasında da Barış Ermiş kadroya alındı. Engin’in yokluğunu hissetmedik. Çünkü herkes sahaya yüzde 110’unu koydu. Engin de bizi maçlarda yalnız bırakmadı. Bu da çok iyi bir motivasyon oldu. Tüm şanssızlıklara rağmen dünya 2.’si olduk.
ERDENAY: “HERKESİN DESTEĞİNİ HİSSETTİK”
H.E.: “Aslında seyirci olarak düşünmeyelim. Medya olsun, taraftar olsun, herkesin desteğini üzerimizde hissettik. Oyunculara ekstra motivasyon yapmamıza gerek kalmadı. Finali başından beri konuşuyorduk. “Final oynarız” diyorduk. Biraz da şans olması gerekiyordu. Oldu da. Şampiyona, Türkiye’de olmasaydı final oynamayabilirdik. Ev sahibi olmanın avantajını kullandık. Seyirci takımı inanılmaz ateşledi.”
TANJEVİC TAKIMIN BAŞINDA KALACAK MI?
B.A: “Tanjevic’in kalıp kalmaması bizim yönetim kurulumuzla alakalı. Bir de onun sağlık konusu çok önemli. 2-3 ay içinde sağlık durumu da netleşecek. Çok ciddi fedakarlık yaptı. Bir şeyi atlamamak lazım ki onun yaşadığı çok büyük bir sorun.” (Tanjeviic’in turnuvadan hemen önce kolon kanseri olduğu ortaya çıkmıştı. Karadağlı hoca şimdilerde tedavi görüyor.)
H.E.: “Tanjevic 2004’te gelince 2010’un takımını kurdu. Semih’i, Oğuz’u oynatıyor diye eleştirildi. O yapılan tüm eleştirilere cevap vermiş oldu. “Hedefimiz 2010” diyordu. Bazı yazarlar çok acımasız eleştirdi. Biz onlara cevap vermiş olduk. Tanjevic, koçluk kariyerini bir daha düşünecektir. “Ben kendimi dinlenmeye ayıracağım” derse, bu zaten onun hakkıdır.”
FENERBAHÇE İLE HARUN ERDENAY ARASINDA NELER YAŞANDI
H.E.: “Ben Fenerbahçe’ye yalnız gitmeyecektim. Barbaros da benimle gelecekti. İlk konuşmamız öyleydi. Daha sonra Barbaros gelemedi. Onun anlaşması 2012 yılına kadardı. Sonraki süreç Barbaros’suz devam etti. Son olarak Fenerbahçe ile koç konusunda anlaşamadık. Ben başkasını önermiştim. O yüzden olmadı.