Güncelleme Tarihi:
Ben 1940'ta, yani o sıfır yılında postu Beyoğlu'na serince yektahtada aklım karışmıştı.
Meyhane ve kahvehane çekirge gibi çokluktu.
Bizler, yeniyetmeler, dumanı üstünde badem erikleri en çok, bugünkü Saray sinemasının karşı sırasındaki Petrograd'da, ya da onun biraz aşağısındaki Nisuaz pastanesinde (Kuloğlu Sokağının köşesi) çul tutardık. Ama ben bir şeyler karalamak ya da okumak istediğimde Moskova pastanesine kayardım.
Masalar cam kaplı yürekleriyle ta kapıdan selam kavislerine dalarlardı. Konsantrasyon suratı takınmanıza hiç gerek yoktu. İstediğiniz kadar kendi tenhanızda kalabilirdiniz. Çünkü oraya ne zaman gitseniz, iki ya da üç masadan başkasında kimselere rastlayamazdınız.
O yıllar Beyoğlu'nun en eli açık yıllarıdır. Moskova'da herkes kendini cihan şehinşahı sanır, sancağını çekip şenlik ederdi.
Galatasaray'da, Postanenin üstünde Parizyen, daha daha üstünde Tokatlıyan, Tünel'de de Viyana kahvesi vardı. Asmalımesçit Sokağında ise Tuna birahanesi, bilardolarını açmış sizi beklerdi.
Beyoğlu içkiciler için de her metrekaresini hazıroldu tutardı. Nisuaz ile Petrograd'ın arkasındaki Orman birahanesinde, karşıda, İpek sinemasının yamacındaki Balkan'da, Sahne Sokağının başındaki Nektar'da en çok bira içilirdi. 1942 Ekim'inde bir akşam Sait Faik, Şevket Rado ve Avni İnsel Orman'da Ziya Osman Saba'ya (o zamanlar 32 baharını sürüyordu) ilk birasını içirmişlerdir.
Çiçek Pasajı'nın bitişiğindeki Degustasyon, Tepebaşı'ndaki Çardaş ve yine Tepebaşı'ndaki İzmir Lokantası, Suterazisi Sokağında ünlü tiyatro sanatçısı Raşit Rıza'nın işlettiği Bizim Lokanta, Tünel'den Galatasaray'a gelirken, sol kolda, Emin Nevruz çıkmazında ve de Panaia kilisesinin burnundaki Rejans'ta (ki buraya en çok Cahit Sıtkı gelirdi), her türlü içki içilir ve yemek yenirdi.
(...) Acara Sokaktaki Bohem (şimdiler onun yerini Yapı ve Kredi Bankası kaplamıştır), Balıkpazarında, Nemizade Sokağındaki Lambo, onun karşısındaki Lefter ise tam bir meyhanedir. Krepen Pasajı da (o da Balıkpazarı Sokağına açılır) meyhaneden geçilmez.
Çiçek Pasajı da (Hristaki Pasajı) öyledir: Palmiye birahane ve lokantası, Sev-İç birahanesi, Erciyes bira ve büfesi, Çınar birahanesi, Aile birahanesi, Pavyon birahanesi, Pasaj birahanesi karşılıklı olarak burada mastorları pamuk gibi havaya dağıtır. Pasajın Balıkpazarı (Sahne Sokağı) girişinde, solda Karadağ birahanesi, sağda da Kimene içki yeri vardır. Bu sonuncusunda konuk olmuşsanız, her dublede: ‘‘Biz bize, diz dize, kime ne’’ demeniz gereklidir.
Bizler, kurna başı soygunları, daha çok Cumhuriyet meyhanesinde papaz uçururduk. Cumhuriyet tam bir Tunus gediği, bir hint kumaşı, bir yağlı kuyruktu. (...)
(Asansör, Özgür Yayın Dağıtım. 1987)