Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2005 21:52
Beynimiz demek nöronlar, yani sinir hücreleri demek. Beynimiz adeta bir sinir hücreleri ormanı gibidir. Nöronlar hem çoğalır hem de durmadan birbiriyle bağlantı kurar ve beynin çalışma kapasitesini ve verimini artırır.
Beynimiz demek nöronlar, yani sinir hücreleri demek. Beynimiz adeta bir sinir hücreleri ormanı gibidir. Nöronlar hem çoğalır hem de durmadan birbiriyle bağlantı kurar ve beynin çalışma kapasitesini ve verimini arttırır.
Fakat bu kendiliğinden olmaz, gözümüz kulağımız ve düşünmemizle, nöronlar arasında nitelikle bağlantılar giderek artar, beyin olgunlaşır ve değerlendirme gücü yükselir.
Bu amaçla beynimizde bilinçi olarak durmadan yeni nöron bağlantıları (snapslar) kurmak için çalışmalıyız. Bunun için beynimizi biraz tanıyalım.
Nöronun dış görünüşü, kabukla (miyelin) çevrili gövdesi (akson), ucundaki kökleri ve son derece çatallaşmış ve iğne kaplı dallarıyla (dendrit) ağaca benzer.
Bu yapı her bir nöronun komşularıyla ya da beyindeki uzak ya da yakın hücrelerle temas kurmasını sağlayarak, bilgilerin sinir akımı ve sinir ileticileri halinde dolaşacağı ağlar oluşturur.
Nöron ormanı, yeni ağaçların doğması (nörojenez) ve var olan ağları süsleyen dalların ve köklerin çoğalmasıyla gelişir.
Ormana iyi bakmak
Ancak iyi bakılmış bir orman gibi, nöron ormanında da gelişim süresince budanmalar ve kesimler yapılır. Amansız bir rekabette sadece en sağlam dallar ve nöronlar ayakta kalacaktır. Böylece bunlar güçlendirilebilecek ve daha iyi kullanılabilecektir.
Doğuştan kör sıçan yavruları karanlıkta kaldıklarında hiçbir zaman göremezler, çünkü beyinde görmeden sorumlu bölgelerinin uyarılmaya ihtiyacı vardır.
Öte yandan, Londra’daki taksi sürücülerinin ise sürekli yol ezberlemekten dolayı hipokampları çok gelişmiştir. Ancak devamlı gürültüye maruz kaldıklarından işitme duyuları ise tersine örselenmektedir.
6 yaşında beynin yüzde 95’i tamam
Bebek rahimde cenin halindeyken hücreler çoğalır ve hamileliğin 3. ila 6. ayları arasında sayıları zirveye ulaşır. Daha sonra gereksiz nöronlar yok edilir.
Bu dönemde bu aşırı nöron çoğalmasını temizlemeyi engelleyebilecek herhangi bir faktör Ğörneğin, annenin alkol bağımlılığı- zihinsel sağlığı olumsuz etkileyebilir; nitekim günümüzde otizm, şizofreni gibi hastalıkların nöronların aşırı çoğalması ya da yeterince temizlenememesi gibi durumlardan kaynaklanabileceği düşünülüyor.
Kısacası çocuk, uyarılar, denemeler ve çıraklık süreçleriyle gelişecek belli bir zihinsel potansiyelle doğuyor.
Beyin araştırmacısı Jay Giedd, yaşları 4 ila 21 arasında değişen deneklerin beyinlerini MR’la inceleyerek bu gelişimi gözlemledi.
Çocuk 6 yaşındayken beyin zaten yetişkin yaşta elde edeceği ölçünün yüzde 95’ine ulaşmış oluyor.
Bağlantılar artırılmalı
Bu aşamada ikinci bir çoğalma evresi başlıyor; bu evrede nöron ormanının büyümesiyle bağlantılar da artıyor, gri madde kalınlaşıyor.
Bu gelişim süreci kızlarda 11, erkeklerde ise 12 yaşındayken sona eriyor.
Son etapta ise sıra bu olağanüstü beyin potansiyelinin olgunluk aşamasına geliniyor.
Jay Giedd’in araştırmasına göre, 21 yaşına kadar kullanılmayan bağlantıların yüzde 0.7’si her yıl düzenli olarak yok ediliyor. En son noktada ise ergenlik gir maddenin yüzde 15’ini yok ediyor.
Buna paralel olarak beyaz madde, 35 yaşına kadar büyüyecek olan miyelinin kalınlaşmasıyla çoğalıyor. Sinir fiberlerini çevreleyen bu koruyucu zar ne kadar kalınsa, sinir akışının iletimi de o kadar hızlıdır. Bundaki herhangi bir değişim skleroza, yani kireçlenmeye neden olur.
Çocuklara kıyasla daha az bağlantıya, ancak daha fazla miyeline sahip olan ergenlerde öğrenme kapasiteleri daha düşük, ancak daha hızlıdır. Bu nedenle beynin çok bağlantı kuracak şekilde sürekli dış uyarılarla beslenmeli.
Yetişkin olduklarında, yani belki 25 yaşına doğru beyinlerinde 100 milyar hücre, kortekste de 100 trilyon bağlantı olacaktır!
Erken olgunlaşma
Jay Giedd’in en önemli keşfi, nöron gelişimi ve budamasının aynı zamanda ve çizgisel bir doğrultuda olmadığını ortaya koymasıydı.
Bunlar etap etap, bölge bölge, kafatasının arkasından önüne doğru ilerliyor, duyumsal-motor bölgelerde başlayıp rasyonel düşüncenin merkezi olan frontal kortekste sona ererek, bazı alanları diğer yerlere kıyasla daha erken olgunluğa ulaştırıyorlar.
Nöron ağları, riskleri değerlendirmemizi, davranışlarımızın sonuçlarına katlanmamızı, plan yapmamızı, öncelikleri belirlememizi, felsefe yapmamızı... kısacası bizi sağduyulu olgunluğa ulaştıracak her tür davranış ve düşünceleri geliştirmemizi sağlıyor.
Ancak bunları zamanında kullanmak gerekir. En az 11 ila 21 yaş arasında beyin kullanılan nöron ve bağlantıların çoğalacağı, diğerlerinin ise öleceği kritik bir dönem yaşıyor.
Sonuç olarak, sürekli televizyonun karşısında oturan ergen, sadece televizyona çakılıp kalmaya yarayan nöronları geliştirebilecektir!
Özetle nöronların yapımı ve gelişim programı genlerimizde kodlanmışsa, buradaki çalışmaların niteliği ise tamamen eğitim ve çevreye bağlı olacaktır.
Bu nedenle beynimizi sürekli geliştirebiliriz ve geliştirmeliyiz...