Beyler, ayıp oluyor, hemde çok ayıp

Güncelleme Tarihi:

Beyler, ayıp oluyor, hemde çok ayıp
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2012 14:38

Ankaragücü Kulübü Başkanı İlyas Ertan Sümer, “Gökçek yönetiminden talebimiz; biz bu hesapların içinden çıkamıyoruz. Muhasebe departmanları ibra edilmeyen hesapların içinde boğulmuş vaziyette, lütfen gelin” dedi.

Sümer, yazılı açıklamasında, Ankaragücü Kulübü'nde “nasıl yönetim kurulu üyesi olurum?” diye düşünürken bir anda kendini kulüp başkanı olarak bulduğunu kaydetti.

“Bu iş nasıl oldu” diye analiz yaptığını belirten Sümer, şu ifadeleri kullandı:
“Kulübün genel kurul tarihleri yaklaşıyor, çeşitli yönetimler oluşturulmaya çalışılıyor. Başkan adayları boy göstermeye başlıyor. Tamam 'bu sefer her şey güzel olacak' derken seçim günü geliyor. Bir bakıyorsunuz ki oluşumlar, başkan adayları tarihe karışmış, önemli dış güçler, oluşumları yok etmiş. Geriye kalanlar, günü kurtarmak için alelacele seçiliyorlar yani çocuk ölü doğuyor. Veya hazırlanmış oluşumlar seçime giriyor, seçiliyor, başkanı belli, görev dağılımı yapılacak, bir bakıyorsunuz ki dış güç yine devrede, başkan ve yönetimin bir bölümü ayrılıp gidiyor. Geride kalanlar, mecburen kalanlar arasından başkan seçmeye uğraşıyor bir de bakıyorum yönetime nasıl girerim derken başkan olmuşum.İşte Ankaragücü'nde yaşanan seçim senaryolarının özeti bu.”

Sümer, 1.5 aydır 102 yıllık tarihe sahip Ankaragücü Kulübü'nde başkanlık görevini yürüttüğünü, bugüne kadar hep gözlediğini, dinlediğini ama hiç konuşmadığını vurguladı.

“Beyler, ayıp oluyor, hemde çok ayıp”

Açıklamasında “Şimdi konuşuyorum, herkese sesleniyorum; beyler, ayıp oluyor, hemde çok büyük ayıp” diyen Sümer, şöyle devam etti:
Futbol takımı, kadın voleybol takımı küme düşmüş, borç 100 milyon liraya ulaşmış. Gelir yok, çünkü Gökçek yönetimince haciz edilmiş. Vergi borcu 18 milyon liraya ulaşmış. Transfer yasağı 8 milyon lira civarında. Bunlar yetmiyormuş gibi FIFA'dan ve Türkiye Futbol Federasyonu'ndan sporcu, teknik direktör, antrenör ve çalışanlara ilişkin ödeme dosyaları yarış halinde geliyor. Hergün hukukçularla, muhasebe çalışanlarıyla görüş alışverişinde bulunuyorum. Bir kulübün bu kadar borcu varsa 50 milyon liralık geliri nerelere harcanmış? Hacizden önceki gelirler bu sayılanlara harcanmışsa hala kulübün neden bu kadar borcu var? Namus borcu sayılan vergiler, neden ödenmemiş? Niye sporcular fesih mecburiyetinde bırakılmışlar? Hal böyleyken neden Gökçek yönetimi çare yerine gelirlere haciz koydurmak suretiyle kulübü oksijensiz bırakmıştır? Nedenler o kadar çok ki hangisiyle başlanıp hangisiyle bitireceğimi seçemez durumdayım. Mesela Sestak, Haziran ayının sonunda 2 milyon 150 bin avroya alınıp 1 ay sonra neden 400 bin avroya satılmıştır? Neden Ankaragücü Kulübü kayıtlarda görünmeyen 2 Milyon 150 bin avro Bochum Kulübüne borçlandırılmıştır? Bu nedenlere sudan ucuz paralarla Trabzon'a satılan Sapara ve Vitek'i de eklemek mümkündür. Çünkü bunlara da FIFA kayıtlarına göre 500 bin avroyu aşan borçların olduğu görülmüştür. Neden yabancı sporcu Tisdell mukavelesini fesihe zorlanmış ve Ankaraspor ile mukavele imzalatılarak Mersin İdmanyurdu'na verilmiştir. Teknik direktörün kalmasını arzuladığı Turgut Doğan Şahin, Ahmet Gökçek marifeti ile sabahlara kadar süren görüşmeler sonucunda Gaziantep'e gönderilmiş ancak Ankaragücü Kulübü'ne ödemenin yapılması engellenmiştir. Bu ve benzeri tasarruflar ne zaman yapılmıştır diye baktığımda karşıma 30.08.2009 tarihinden sonraki dönem karşıma çıkıyor. Yani Ahmet Gökçek ve arkadaşlarının dönemi. Dönemin özeti; gelmişler, yıkmışlar ve mahkeme kararıyla gitmişler. Giderken de ilgili kurum ve kuruluşlara hesap vermedikleri gibi ibrada olmamışlar.”

“Sessizliğe, umursamazlığa, vurdum duymazlığa hayret ediyorum”

Sümer, bu şartlar altındaki bir kulübün, kendisinin başkanlığında istifa etmeyen yöneticilerden oluşturulan yönetim kuruluyla idare edilmeye çalışıldığını bildirdi.

Bu zor dönemde maddi ve manevi yardımını esirgemeyen herkese teşekkür eden Sümer, şunları kaydetti:
“Maçlar için gittiğimiz Anadolu takımlarının yerel yönetimlerini, valilerini, sivil toplum örgütlerinin heyecanlarını gıpta ile izlediğimi belirtmek istiyorum. İster istemez Ankaragücü'nün başkentin takımı olup olmadığını düşünüyorum. Bugünkü yazılı basına bakıyorum, Ankaragücü maça gelecek diye Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin ve çeşitli kuruluşların heyecanlarını görüyorum. Tek kelime ile Ankara'daki sessizliğe, umursamazlığa, vurdum duymazlığa hayret ediyorum”

“Bu son çağrımdır”

Sümer, taleplerinin, yasaların elverdiği ölçüde şehrin takımına sahip çıkılması olduğunu belirterek, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Gökçek yönetiminden talebimiz; biz bu hesapların içinden çıkamıyoruz. Muhasebe departmanları ibra edilmeyen hesapların içinde boğulmuş vaziyette, lütfen geliniz. Hiç kimse art niyetli değildir. Ankaragücü, kimsenin babasının malı da değildir. Kamu yararına bir kurumdur bu kurumda görev yapanlar dönemlerinin hesabını vermek zorundadır. Kulüp başkanı olarak çağrıda bulunuyorum; geliniz hesabınızı veriniz ve aklanınız. Aksi durum da başta siz olmak üzere gerekli yasal işlemi yapmayan sizden sonraki yönetimler dahil tüm sorumlular için yargı yolu zorunlu olacaktır. Gün, yargı ile uğraşma zamanı olmayıp, birlik ve beraberlik içinde 102 yıllık tarihe sahip çıkma zamanıdır. Böyle bir beraberlik için hiçbir engel söz konusu değildir. Bu son çağrımdır. Umarım bu çağrım yerine ve amacına ulaşır. Hep birlikte tekrar güzel günlere döneriz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!