Beşiktaş'ta bazılarına hakkımı helal etmiyorum

BEŞİKTAŞ’ın sembol isimlerinden, siyah beyazlı kulübün 14 yıllık şampiyonluk hasretine 1982’de Eskişehir deplasmanında attığı 2 golle son veren Ziya Doğan, “Benim Beşiktaş’a kırgınlığım olamaz ama bazılarına hakkımı helal etmiyorum. Asla da helal etmem” dedi.
“Takımımın menfaatleri adına bu kadar safça çalışırken bu kişilerin yaptıkları, ki bunlar 3-4 kişiyi geçmez beni Beşiktaş’tan kopardı” ifadesini kullanan Doğan, “Hiçbir işe yaramayan, dedikodudan başka bir şeyler yapmayan bu insanlar,  sadece mesleğini yapan, evinden işe, işinden evine giden, onların tuttukları çanağa uymayanları, farkına varmadan öyle bir hale getiriyorlar ki senin ruhun bile duymuyor…
Mesela Beşiktaş’ta oynarken verem olmuşum benim bile haberim yok!. Ve en acısı bu insanlar hala kulübümdeler...” diye konuştu.

‘BEŞİKTAŞ MECBUREN DOĞRU YOLDA’

BEŞİKTAŞ’ın bu sezon maddi imkansızlıklar nedeniyle iş olsun diye transfer yapmadığını; doğru olanın da bu olduğunu belirten ve şampiyonluğun en güçlü adayı olarak Kara Kartal’ı gösteren Ziya Doğan şunları söyledi: “Kadro yetersiz lafını anlamış değilim. Beşiktaş’ın elindeki malzeme fazlasıyla yeterli.
Takımda alternatifli kalecilerin, 4 başarılı stoperin, Fernandes, Almeida gibi yıldızların var. Biraz dikkatli olsalar rakipleri Avrupa Kupası maçları oynarken ligde uzak ara lider olabilirlerdi. Samet Hoca’nın en büyük şansı takım ruhu bu sene kendiliğinden oluştu. Beşiktaş’ın hiçbir problemi yok. Futbolcuların alacaklarını gününde verilmesi de önemli. Tek sıkıntı hedefi küçük göstermekte bu doğru değil. Öyle gizli hedef demeye gerek yok. Bunu futbolcuya ve taraftara açık açık söylemek lazım.” Samet Aybaba ve Beşiktaş Yönetimi’ni başarılı bulduğunun altını çizen tecrübeli teknik adam, içini Hürriyet’e döktü...

‘Verem dediler önünü alamadım’

BEŞİKTAŞ’ta oynarken ciğer filmimi çektiler bir iz var, birkaç ay sonra gittim yine aynı iz. Daha sonra benim 4-5 yıl önceki filmimi buldum götürdüm baktı doktor ve “Bu iz çocukluktan kalma, bir şeyin yok” dedi. Ama bir yılım gitmişti. O ara Doğan Koloğlu benim futbolumu çok beğeniyordu hep sorarmış: ‘Bu Ziya’nın nesi var ama yine de bu kadar gol atıyor.’ ‘Çok iyi çocuk ama o verem’ demişler. Bu dedikodunun önünü alamadık…

G.Saray geçen senenin yüzde 60’ını oynayamıyor

G.SARAY’ın Sneijder ve Drogba transferleri çok konuşuluyor. Umarım Beşiktaş gibi olmazlar ama G.Saray daha dengeli gidiyor. G.Saray transferlere rağmen geçen sezon oynadığı futbolun yüzde 60’ını bile oynayamıyor.

Kocaman sözünden dönmemeliydi

AYKUT Kocaman’ın ağzından istifa sözü çıkmamalı. Çıktıysa da durmayacaksın. Ya çok düşünecek ve öyle konuşacaksın ya da hiç söylemeyeceksin. Trabzon’dan istifa ettiğimde sözümden dönmedim, onun da dönmemesi lazımdı.

Suçum dürüst çalışmak mı?

“Ziya Doğan bugün boştaysa utansınlar. Bu benim değil ülkenin sorunu. Süper Lig’de tam 9 takımın hocası değişti, bana gelen bir teklif yok...”

ZİYA Doğan çalışmıyorsa bu ülkenin sorunu benim değil! Utansınlar piyasada kim nasıl iş buluyor biliyorum. Zorla diyorlar ki karakterini değiştir. Hep zor şartlarda çalıştım demek ki Allah dengeli dağıtıyor. Türk futbolunun en büyük ayıbı çıkara yönelik ilişkilerdir. Suçumuz dürüst çalışmak ve kimseye diyet borcumuzun olmaması mı? Süper Lig’de 9 hoca değişti bana bir teklif yok. Suçum ne?
Ben hiçbir zaman Beşiktaş teknik direktörlüğü görevine talip olmam. Tabii ki Beşiktaş’ı çalıştırmayı kim istemez. İçimde o duygu çok fazlasıyla var. Trabzon’dayken iki kez bana teklif geldi Beşiktaş’tan; ama zamanlama etik olmadığı için reddettim. Gitseydim vicdanen rahatsız olurdum, çalıştığım kulübe ayıp olurdu. Bunun mükafatı da ben bugün dışarıdayım!
Bir deli ‘Konya’ya çok futbolcu getiriyor’ dişe taş attı kuyuya… Kulüp zor durumdaydı, bedelsiz oyuncular aldım, PAF takım ve denemeye aldığım futbolcuları bile transfer diye yazdılar!

Asıl FEDA’yı ben yaptım

“Hayatlarının herhangi bir döneminde yaklaşamayacağı paraları alanlar buna FEDA diyorlar. Beşiktaş istedi diye düşünmeden sözleşme imzaladım.”

BEŞİKTAŞLILIK yürek işidir. Oynadığım dönem yaptığım fedakarlıklar asıl ‘FEDA’ idi. Şimdi hayatlarının herhangi bir döneminde yaklaşamayacağı paraları alıyor ve bunun adına ‘FEDA’ diyorlar.
Transfer sezonunda bir yönetici yanıma geldi, ‘Zor durumdayız kimse imza atmıyor, sen atarsan onlar da seni izler’ dedi. ‘Beşiktaş bu durumdaysa hemen imzalarım’ dedim, arkamdan 15 kişi daha imza attı. 20 yıl geçiyor geliyorum İnönü Stadı’na ve o taraftar beni unutmuyor ya o bana yetiyor.
Ben Feda’yı öyle bir zamanda yaptım ki, her sene 17-18 transfer yapan Beşiktaş kümede kalmaya oynuyordu. Ve biz çıktık. Sıkıntıları yaşadım, kavgaları yaptım, ağlayarak idmanları terk ettim bu kolay değildi. Alt yapıdan gelen Kartallara öyle bir fırsat hazırladık ki kimse onlara bir şey diyemiyordu. Arkadan Rızalar, Fikretler, Feyyazlar, Metinler geldi.
Herkes 14 yıllık hasrete son veren gollerimi konuşur ama 1978-79 sezonunda F.Bahçe ve Bursa’ya benim için anlamı çok büyük iki gol attım ve kümede kaldık. Soyunma odasında hepimiz hüngür hüngür ağladık…

‘İki tane atarım bu iş biter’

ÖZGÜVENİM fazladır ama dillendirmem. 1982’de son hafta şampiyonluk maçı için Eskişehir’e gidiyoruz. Otobüste çıt yok, önde oturuyorum. Kalktım ayağa “Beyler merak etmeyin iki tane atarım bu iş biter” dedim. Bu önemli bir andır. Maçı 2-1  kazandık iki tane attım ve iş bitti şampiyonduk…

KAPALI’yı yok etmeyin

BEŞİKTAŞ taraftarları takımını her zaman rakiplerinden daha fazla sever. Bir Beşiktaş bir de Trabzon öyledir. Ama Beşiktaş taraftarı daha bilinçli ve duyguludur. Halkın takımı olma özelliği ile duygusal bir sel vardır Beşiktaş’ta.  Apayrı bir taraftar olan Beşiktaşlılar doğru yönlendirilmeli. Ve şu ana kadar da çok candan destekliyorlar takımlarını… Kapalı tribün olayının çözülmesi lazım, bir taraftar olarak bunun çözülmesini istiyorum. Bazı maçları numaralı tribünden izlerken dikkatim Kapalı’ya kayıyor… Onların muhteşem şovlarını izliyorum. Samet Hoca’da aynı şeyi söyledi. Şampiyonluk yolunda Beşiktaş’ın en önemli gücü Kapalı’yı yok etmeyin.

1982 takımı yok sayılıyor

Süleyman Seba kulübe gerçekten çok faydalı işler yapmıştır. Onun yanında Beşiktaş alt yapısının kurucusu Mehmet Üstünkaya ve bizleri oynatan Gazi Akınal’ı da unutmamak gerekir. Beşiktaş tarihi Milne dönemiyle gösterilmeye çalışılıyor. 11 oyuncunun 8’inin alt yapıdan yetiştiği 1982 takımı yok sayılıyor.