Beşiktaş ve Akil Adamları

Güncelleme Tarihi:

Beşiktaş ve Akil Adamları
Oluşturulma Tarihi: Şubat 05, 2009 09:17

Transferi ile taraftarlara yeni bir soluk getiren Fabian Ernst, bakalım yönetimin ömrünü de uzatabilecek mi?

Haberin Devamı

İki günde bir seyretmek zorunda oldukları Antalyaspor maçları kabak tadı verdiği halde yine de Erns’i seyretmeye gelmişti Beşiktaş seyircisi.

Celal Kolot’un dediği gibi öyle “Baki’nin Alman versiyonu” değil. Gunti ayarına bir futbolcu. Gunti’den tek farkı ise “fiyatı”. Zavallı Gunti üç otuz kuruşa oynar, terinin son damlasına kadar da savaşırdı. Hatta parasının bir kısmına “kesik” bile atmışlar dediğine göre. Biz ise son dönemlerde kendisini beğenmez olmuş daha iyisini almaya kalkmıştık. Burnumuz o sıralarda fazla büyümüş olmalı. O günden bu güne kadar bu tarzda bir futbolcunun gelmemiş olması ise düşündürücüdür.

Erdoğan Aksoy yazıyor

Haberin Devamı

Erkan Zengin’in ise zamana ihtiyacı var. Kendini geliştirir ve şansı da yaver giderse aldığı transfer ücretinin yanına bir tane daha sıfır koyabilir. Fakat şu hali ile forma bulması çok zor.

Seyircilerin merak ettiği de aslında bu iki futbolcunun nasıl bir performans sergileyeceği idi. Maçın önemi ikinci plandaydı bile denilebilir. Zaten maçtan bir şey anlaşılacak gibi de değildi. Sivok’un olmadığı her maçta Beşiktaş eksik oynuyor. Bu sene oynamadığı bütün maçlarda sıkıntıya düştü Beşiktaş. En önemlisi ise Metalist maçıydı ki, vatandaşı Zapotocny o maçta 2 önemli hata yapmış ve golleri yedirmişti. Bu iki futbolcunun gösterdikleri ve gösteremedikleri performansları da bir bakıma Ertuğrul Sağlam’ın sonu olmuş oldu. Kelebek Etkisi bu olsa gerek.

Aslına bakarsanız sahadaki Beşiktaş’ı anlatmak teferruatlarla meşgul olmakla eşdeğer. Camiayı esas heyecanlandıran konu Beşiktaş’ın akil adamlarının toplanarak bir durum değerlendirmesi yapacağı haberleridir. Zannımca çok geç kalınmış bir toplantı olacak. Çünkü geçtiğimiz günlerde Beşiktaş’ın borcunun 132 milyon 496 bin 252 TL olduğu açıklandı bile. Bunun 56 milyon TL’sinin de Yıldırım Demirören’e olduğu da üstüne basa basa vurgulandı.

Muhtemelen Yıldırım Demirören kendisine karşı muhalefetin bir oluşum içinde olduğunu haber almış da olabilir. Olaylar bundan sonra daha da ilginç bir hal alıyor. Çünkü hiç bir mantığı ve izahı olmayan şeyler oldu ardarda :

Haberin Devamı

Varan 1.
Durup duruken Delgado’nun bonservisi 5.9 milyon Euro’ya alındı. Yahu Ülker Delgado’nun bonservisine 4.5 milyon bayılmamış mıydı. Demek ki esas işi futbol olmayan kişiler bile futbolcu satarken para kazanıyorlar, bir tek Beşiktaş hep kazıklanıyor. Zaten Delgado transfer edilmeden 6 ay önce fiyatı 3 milyon Euro’ydu. Birden bire 5’e çıkmıştı ya neyse. İşin en kötüsü de oynayamıyor diye yerine 35’lik Yusuf transfer edildi. Muhtemelen de yedek kalacak.!!! Eee, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Celal Kolot’un dediği gibi “10 milyona satacaklar herhalde”.

Varan 2.
Fabian Ernst 8.5 milyon Euro’ya transfer edildi. Üfff, paraya bak. Kadıköy’ün orta yerindeki binaları yıkar semt sahası yaparsın bu paraya. 3 yıl ya oynar ya oynamaz. Ondan sonra da soğuk su iç üstüne. İyi güzel de o mevkide daha önce Serdar Kurtuluş’u oynatıyordu Tigana. Gayet güzel oynuyor, Ulusal Takıma bile çağrılıyordu. Sonra teknik adamlar değişti, diğer yıldız adayı Burak yollandı, Serdar sağbeke kaydırıldı. Her yapılan şey kumdan kale gibi yıkılıyor nedense. Taş taş üstüne konamıyor Beşiktaş’ta. Bu plansızlık 8.5 milyon Euro’ya patladı kısacası. Eeee, koskoca Beşiktaş’ta oynamak kolay mı? Pahalı adam kaliteli adam oynar Beşiktaş’ta.

Haberin Devamı

Varan 3.
Erkan Zengin isimli bir gurbetçi transfer edildi. 100.000 Euro’ya. Benim maaşımla değil de Ernst’in maliyeti ile kıyaslanırsa “sudan ucuz”. Yani bir tarafta tek başına Ernst, diğer tarafta 85 tane Erkan Zengin. Ve bu iki futbolcu da aynı takımda. Eğer Erkan Zengin’i uzun zamandır takip edip aldıysalar tebrik etmek gerekiyor. Bu sefer de “Ernst’in ucuz yollusunu niye arayıp bulmadınız” diyesim geliyor. Çünkü verdikleri 8.5 milyonun karşılığını ben göremiyorum da.

Varan 4.
Sivok ile Zapotocny’yi bir sezon önce almamışlar, Gordon’u tercih etmişlerdi. Daha sonra toplam maliyetin çok daha fazlasına aldılar bu iki oyuncuyu. Herkes pazarlık yapar, gerekirse fiyatının düşmesini bekler. Beşiktaş yönetimi ise tam tersine yol izler. Bir gariplik var bu işte.

Haberin Devamı

Hani Beşiktaş’ın borcu 132 milyon 496 bin 252 TL idi ya. Yukarıdaki maliyetleri de bunun üstüne koyarsak durum biraz daha karışacak. Zaten birazı TL, birazı Euro. Kim uğraşacak şimdi kurları bulup çevirmeyle. Muhtemelen Koç Holding’de toplanmayı düşünen Beşiktaş’ın akil adamları da bu çevirme işiyle uğraşmaktan imtina edecekler. Çünkü iş işten çoktaaaan geçti. “Hadi sol taraftaki borçları biliyoruz, bir se sağ taraftaki alacaklara bakalım” deseler bilmem kaç sene gelirlerin kırdırıldığını da görecekler. Çay kahve içip ayrılacaklar mecburen.
Allahtan yabancı hakkı kalmadı ve transfer sezonu bitti. Yoksa Demirören hızını alamayıp kel kör kim varsa transfer edecekti. Neyse sene sonunda yapar gerisini. Biraz daha şişirmek gerek borcu. Yoksa şaka maka taliplisi çıkıyordu Başkanlığın... "Sizi gidi kendini bilmezler sizi, görün borcun katmerlisini de arkanıza baka baka geri dönün"

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!