Beşiktaş’ım benim

İmkansızı istemek yerine, gençlerden kurulu ManU’dan puan almaya gidecektik...
Neden olmasın�dediğimde, hayal kurmayı bırak demişlerdi...   �
“Rakip kaleye gitsek golü bulcaz” dediğim anda Tello beni mahçup etmedi, kaleye yolladığı füze ile açılışı çok güzel yaptı...
Aslında gelen gol, futbolculara şunu gösterdi...
Kazanabiliriz...
Old Trafford’un büyük atmosferinden korkmamak mümkün değil...
Tüm futbolcuların hayalidir o çimlere çıkabilmek...

Beşiktaş’lı futbolcuların üzerinde de bu hissiyat olduğuna eminim...
Talihsiz 8-0’lık skorunda verdiği, İngiltere sendromu üzerine eklenince ister istemez tereddüt ve panik ile hatalar oldu...
Hatalar tehlikeli bölgelerde olunca kalemizde golüde görebilirdik...
Özellikle İbrahim Üzülmez’in koruduğu kanadı kevgire çeviren Obertan’a Rüştü dur dedi...
İyi ki de dedi...
Acımasızca eleştirdiğim Rüştü’nün artık borcunu ödeme vakti gelmişti sanırım...
İkinci yarı tamamen savunmaya duvar ören Ferrari’li Beşiktaş kusursuz bir savunma örneği gösterdi...
Aslında, Beşiktaş dakikalar geçtikçe direncini arttıran bir özelliğe sahip...
Belki de Sir Alex’i yanıltan da bu oldu...
Genç takımla başlasa da kazanmak için hamlelerini 70’den sonraya sakladı...
Ama evdeki hesap çArşı’ya uymadı...
Beşiktaş’lı futbolcular son dakikalar da Manchester United adından korkmayıp, geri çekilmeselerdi ikinci golü bularak iyice rahatlayabilirlerdi...
Ama olmadı. Olmasın, galibiyet en önemlisiydi...
Onu da başardık...
Bravo Rüştü, bravo çocuklar, teşekkürler Mustafa Denizli...
Belki mükemmel bir futbol oynamadık, ancak kazanmasını bilecek kadar oynayabildik...
Tarih, oynanan futbolu yazmaz...
Galibiyeti yazar...

**

Kendi adıma Rüştü’den özür diliyorum...
Mustafa Hoca’ya da sitemlerimi iletiyorum...
Aşk olsun Hoca!
Deplasman da ManU’yu devirdin, içerde kaybettiğimiz puanlara yanmayalım mı şimdi?
Şampiyolar Ligi’nde devam etmek varken, Avrupa Ligi için elimize kağıt kalem alıp hesap kitap içine gireceğiz...

**

Maçtan önce bir çok mail aldım...
Genel tepki, “İngiltere’de oynayacağınız maçtan sonra da yazını okuyacağız”...
Açıkcası keyifle yazdım...
Umarım, siz de zevkle okumuşsunuzdur...