Güncelleme Tarihi:
Süper Lig'in 15. haftasında Beşiktaş, Fenerbahçe'yi konuk etti. Karşılaşmayı siyah-beyazlılar 1-0 kazandı.
FENERBAHÇE'NİN SERİSİ BİTTİ
Derbi öncesi çıktığı son 5 lig maçından galibiyetle ayrılan sarı-lacivertliler ezeli rakibine kaybederken, galibiyet serisi de sona erdi. Jose Mourinho'nun öğrencileri son 7 lig maçında ise 6 galibiyet, 1 beraberlik elde etmişti.
MOURINHO YİNE DERBİ KAYBETTİ
Sezon başı takımın başına geçen Jose Mourinho, Süper Lig'de 2. derbisini de kaybetti. Ligin 6. haftasında evinde Galatasaray'a 3-1 mağlup olan Fenerbahçe, Beşiktaş'a 1-0 kaybetti. Fenerbahçe bu sezon aldığı 2 mağlubiyeti de derbilerde yaşadı.
YAZARLARDAN ÇARPICI YORUMLAR
Hürriyet yazarlarından Güntekin Onay, Uğur Meleke ve Fırat Aydınus, Dolmabahçe'de oynanan derbiyi kaleme aldı.
GÜNTEKİN ONAY: BEŞİKTAŞ DAHA ÇOK İSTEDİ
Kartal’ın galibiyetindeki en önemli faktör Topraktepe’nin kurguladığı oyun planı idi. Beşiktaş, uzun yıllardır en olumsuz koşullarda, kadro kalitesi ne olursa olsun, eksikler, cezalar, maç içinde eksik kalmalar gibi felaket senaryolarına rağmen her daim Fenerbahçe’yi yenmeyi bilmiştir. Dün de böyle oldu. 26 maçtır deplasmanda maç kaybetmeyen, formda ve süper geniş kadroya sahip Fenerbahçe dün maça favori çıkmasına rağmen Beşiktaş kadar galibiyeti istemedi.
DiSiPLiNLi VE ORGANiZE iDi
Beşiktaş, top Fenerbahçe’nin ayağındayken son derece disiplinli idi ve haftalar sonra yüksek yardımlaşma ve organizasyonla oynadılar. Hem de Gabriel Paulista ve Felix Uduokhai yokken. Gedson Fernandes ve Emirhan Topçu olağanüstü bir futbol oynadılar. Rafa Silva Fenerbahçe orta sahası ve savunmasını çok yıprattı. Kaleci Mert Günok kritik pozisyonlarda görevini yaptı. Jonas Svensson da çok çalıştı.
Ancak dün Beşiktaş’ın galibiyetindeki en önemli faktör Serdar Topraktepe’nin kurguladığı oyun planı idi. Fenerbahçe’nin oyunu kontrol etmesine izin vermeyen Beşiktaş, haklı bir galibiyet elde etti.
DZEKO NEDEN OYUNDAN ÇIKTI?
Fenerbahçe’de ise dün bir coşku problemi vardı. Bu anlamsız durgunluk, iştahlı Beşiktaş’ı deplasmanda yenmek için yeterli olmadı. Ayrıca Jose Mourinho, neden Edin Dzeko’yu oyundan çıkardı, anlayamadık. Edin Dzeko çıktıktan sonra Beşiktaş savunması çok rahatladı. Fenerbahçe son bölümdeki karambol pozisyonları hariç Edin Dzeko çıktıktan sonra ne top tutabildi ne de etkili hücum yaptı. Hakem sahada Alexander Djiku olmasaydı gerçekten de iyi bir yönetim gösterecekti. Her şeyi gördü Djiku’nun kartlık pozisyonlarını görmedi.
UĞUR MELEKE: MOURINHO KENDİNİ HALA ROMA'DA SANIYOR
Dün Dolmabahçe’deki ilk devrenin ardından şöyle enteresan bir istatistik çıkmıştı ortaya: Fenerbahçe havadaki ikili mücadelelerde 9-4 üstünken, Beşiktaş yerde 21-12 galipti. Sanırım bu tuhaf zıtlığın sebebi, Topraktepe’nin oyun stratejisiyle ilgiliydi. Beşiktaş geriden pasla, örerek çıkamıyor. Birkaç yalancı pas yapıyor, sonra kalecisine dönüyor, Mert Günok uzun vuruyor, Fenerbahçe savunmasında (genelde Samet) uzun karşılıyor. Beşiktaşlılar havada belki kazanamıyorlar ama topun düştüğü yerde kalabalık olup defalarca avantajlı çıktılar o kaostan. Dün ilk bir saatin özeti de bu gibiydi zaten. Orta sahadakileri devre dışı bırakan bir yüksek top oyunu.
Fenerbahçe’ninse ilk bir saatte etkili akınlarının merkezinde genelde Maximin vardı. Fenerbahçe şiddetli bir üçüncü bölge presi yapmıyor, ikinci top kaosunun sonucunda meşin yuvarlak misafir ekipte kalırsa genelde Maximin üzerinden oyun oynanıyor. Onun soloları ve Dzeko’nun vuruşlarıyla Fenerbahçeliler belki pozisyonlar buldular ama bir atak sürekliliği sağlayamadılar net olarak.
Maçın kırılma noktası ise iki hocanın da kulübelerine başvurduğu 65-70 aralığı oldu. Mourinho ilk bir saatte sahada kadro kalitesinin karşılığını veren bir oyun olmamasına, zirve yarışında kalmak için kazanması gerekmesine rağmen sanki lig dördüncülüğünü hedefleyen Tottenham’daymış ya da Roma’daymışçısına sıradan değişiklikler yaptı. Tempoyu yükseltemedi. Golü yiyene kadar da vitesi artıracak ofansif hamle yapmadı. İlk dördü hedefleyen Roma’da, Tottenham’da ya da Manchester United’da derbi beraberliği işinize yarayabilir, ancak Süper Lig’in dinamikleri farklı. Ve Mourinho hâlâ bence Roma’yı yönetiyor gibi davranıyor.
Serdar Topraktepe ise kulübesi Mourinho kadar zengin olmamasına rağmen doğru değişikliklerle dokunmayı başardı maça. 70’le 80 arası Oxlade’i sol açığa, Rafa’yı merkeze aldı, bir miktar önde baskı yaptı ve golü de o bölümde buldular zaten. Kadro kalitesi nispetinde Serdar Topraktepe’nin bu derbide doğru hamleler yaptığını söyleyebiliriz rahatlıkla.
FIRAT AYDINUS: BEŞİKTAŞ YARA SARDI, FENERBAHÇE AĞIR YARA ALDI
Derbide, ne oynadığını bilen bir Beşiktaş ve kötü olan bir Fenerbahçe vardı. Takımların bulunduğu konumlar ve içinde olduğu durumlar fark etmez; Türkiye’de derbi her zaman derbidir. Beşiktaş adına şampiyonluk umutları tükenmiş, camia kaos ve belirsizlik içinde olsa da bu olumsuzluğun taraftar için hiçbir ehemmiyeti olmadığı aşikar. Diğer taraftan Fenerbahçe için şampiyonluk yolunda önemli bir müsabakaydı ve üç puan için sahaya çıktı. İlk yarı çok yüksek bir tempo ve takımların birbirlerine net bir üstünlüğü yoktu. İkili mücadelelerin ve temaslı oyunun kısmen yaşandığı bu bölümde Fenerbahçe Dzeko ile iki kez pozisyona girdi; birini Emirhan çizgiden son anda çıkardı. Bunun yanında Dusan Tadic’in serbest vuruşta direkten dönen ve kornerde Djiku’nun kafayla tehlike yarattığı pozisyonlar vardı.
OĞUZ’DAN VERiM ALAMADI
Beşiktaş ise aynı pozisyon içnde Rafa Silva ve İmmobile’nin vuruşlarında gole ulaşamadı. Fenerbahçe özellikle kanatları kullanmak istese de maksimum ve Oğuz’dan gerekli verimi alamadı. İkinci yarı aslında ilk yarı olduğu gibi maç, Beşiktaş’ın istediği gibi geçti ve oynandı. İkinci yarı başında Dzeko yüzde yüzlük pozisyondan yararlanamadı. Son 20 dakika içerisinde iki takımın değişiklikleri, teknik adamların dokunuşları biraz da maçın skorunu etki edici faktörler oldu.
CHAMBERLAiN MAÇI DEĞiŞTiRDi
Oxlade-Chamberlain’in oyuna girmesi özellikle Beşiktaş’a bir dinamizm getirdi. Fenerbahçe’nin değişikleri ise istenilen sonucu veremedi. Fenerbahçe’nin bu kadar kötü olmasının sebebi Beşiktaş’ı, içinde bulunduğu durum itibari ile rahat yenebilecek düşüncesi içerisinde olmasıydı. Açıkçası çok iyi olmasa da elindeki imkanlarla ve bulunduğu ortam itibariyle ne oynadığını bilen bir Beşiktaş ve kötü olan bir Fenerbahçe’nin derbisiydi.
HAKEM TÜRKMEN ÇOK iYi MAÇ YÖNETTi
Beşiktaş-Fenerbahçe maçının hakemi Mehmet Türkmen bir derbi göz önüne alındığında bence iyi değil, çok iyi bir maç yönetti. Sakinliği ve olaylar karşısındaki dinginliği çok olumluydu. Evet, faul ve fena hareketler ve bazı disiplin hataları yapmış olsa da neticede bir derbi maçı yönetmek genç hakem için kolay değildi.
Türkmen’in ikili mücadeleleri oynatıp, temaslı oyuna izin vermesi kendisi için artıydı. Belki Gedson’un ilk sarı kartı tartışılacak ama genel yönetim itibari ile başarılıydı. Bir tavsiyede bulunacağım; oyunun akışı içinde avantaja bıraktığı veya ani geçişli ataklarda sadece topa odaklanmayıp çevre kontrolü yaparsa ve verdiği faullerde oyuncuların reaksiyonlarına göre değil kendi görüp inandığını verirse güvenirlilik anlamında kendisi için daha iyi olur.