Ö
ZHAN Canaydın’ı bir cümleyle tarif et" deseler, hiç çekinmeden
"Onun bütün suçu Galatasaray’ı sevmek" derim. Bazıları bu sözümüzü fazla arabesk bulacak olsa da gerçek bu...
Canaydın’ın icraatlerini beğenmeyebilirsiniz ama G.Saray’ı ne kadar çok sevdiğini tartışamazsınız. Zaten o sevgi değil mi ki, Türkiye’nin en saygın işadamlarından biri olan
Özhan Canaydın’ı Galatasaray Kulübü Başkanlığı’na iten neden? O sevgi öyle büyük ki, Galatasaray’a yararlı olacağını düşündüğü her işe, bedeli ne olursa olsun gözünü kırpmadan imza attı.
Üçüncü kez kulüp başkanlığına aday olan
Özhan Canaydın, yarın yapılacak kongre öncesi son röportajını
Hürriyet’e verdi. Gündemdeki konulara ilişkin görüşlerini dobra dobra anlatan
Canaydın, Galatasaray Kulübü üyelerinin sağduyusuna güvendiğini özellikle vurgulayıp şunları söyledi:
"Göreve geldiğimiz dört senede büyük bir mesafe katettik. Projelerimiz kaldığı yerden devam etsin diye yeniden başkanlığa talip oldum. Başarıya ulaşmamıza, projlerimizi sonuçlandırmamıza küçük bir mesafe kaldı.
Sadece küçük bir hendek kaldı. Bu hendeği ben atlamalıyım diye kendi kendime karar verdim. Bu kadar emeğimize kıyamadım. Bunun için
’Devam edelim’ dedim.
Galatasaray Başkanlığı’na bu kadar çok aday çıkmasının sebebi; sözünü ettiğim projelerin sona yaklaşmasıdır.
Yani, herkes bunların engin meyvesini toplamak için aday oluyor. İşler kötü olsaydı bu kadar aday ortaya çıkmazdı.
Bana göre şu anda kongrede 3 aday var...
Alp Yalman, Yiğit Şardan ve ben. Ön plana çıkan isimler bunlar. Ancak maalesef ki, hırçın bir
seçim olacak. ’Her şey G.Saray için’ diyerek, aday olmayacaklarını söyleyen kişiler şimdi bir adayın listesine girdiler.
G.Saray’a hizmet etmek beni yormadı, asla yormaz da.
Beni yoran, daha doğrusu üzen şey 40 sene bu kulübe üst düzey yönetici olarak hizmet eden bana, 2002 Mart ayından beri seçim kaybeden grubun sürekli olarak hakaret etmesidir. Onlar bu tarz çalışmalarına halen devam ediyor. Bu kişiler, zamanında internet sitelerine çıkıp; seyircilere benim aleyhime pankart açtırdıklarını anlattılar.
Dört yıldır beni yıkmak için çalışıyorlar, ancak başaramayacaklar... Ben 100-150 kişinin kışkırtmasıyla yılmam. Kaç kişi bu durumda bırakıp gitmiştir, ancak ben gitmeyeceğim. Galatasaray’ın bu tip insanlar karşısında yılmadan mücadele etmesi lazım. 2002’de bana yenildiler, 2004’te tekrar karşıma çıktılar, yine yenildiler.
Bunlar taraftarın da bölünmesine neden oldular. Ancak Galatasaray mutlaka böyle şeylerin muhasebesini yapar. Tarihte ilk defa böyle bir şey yaptıkları için hemen göze batıyorlar.Yaptığınız işlerde herkesi mutlu edemezsiniz. Bir şey yaptınızsa, kendi evinizde bile, oğlunuz beğenir ama kızınız beğenmez. Hatalarım varsa bunları kendim tahlil edecek zekaya sahibim. Günah çıkaracak halim yok. Zaten 10 işte 3 hatadan fazla yapanı hiçbir bünye kaldıramaz.
Avrupa’daki anlayışa göre; ligi ilk 3 sırada bitiren takımlar başarılıdır. Bizde ise sadece şampiyon takım başarılı ilan ediliyor. Şimde ilk göreve geldiğimizde yaşadığımız şampiyonlukta yüzde 30 paya sahibiz. İkinci senemizde ligi ikinci bitirdik. Sonra altıncı olduk, daha sonraki yıl ise averajla üçüncü olduk. Yani, sadece bir sezon başarısız olmuşuz. Galatasaray senelerce sekizinci, onuncu olmayı da yaşadı. Başarı, her sene şampiyon olmak ise, bunu kimse yapamaz. İnter, Ajax gibi kulüpler yıllardır şampiyon olamıyor. Bugün
’Ben her sene takımı şampiyon yapacağım’ diyen biri ortaya çıksın, bırakın başkanlıktan vazgeçmeyi, kendisine köle olurum.
Ben 40 senedir Galatasaray camiası içindeyim. Toplam 88 Genel Kurul’a katıldım. Şu andaki başkan adaylarından biri, sadece 2 kez Genel Kurul’a katılmış, ona da aday olduğundan, oy atmak için gelmiştir.
Bana
’muhafazakar’ diyorlar.
Evet, muhafazakarım. Ancak tüm yenilikçiliğe ve öncülüğe açığım. Ne yani Galatasaray Kulübü Başkanlığı’nda eskici mi olacağım? Unutmayın, en istikrarlı şirketler muhafazakar olanlardır.
Bugüne kadar ortalığı toparlamaktan başımızı kaldıramadık. Neyin tutuculuğunu yapacağım? Ben Galatasaray’ın çıkarları için çalışıyorum... Kendi kişisel çıkarlarım için değil.
Biz birlik ve beraberliği ana hedef olarak belirledik.
Kaybolmaya yüz tutmuş sevgimizi daha güçlendirerek, saldırganlara karşı kale gibi olmak hedefimizdir. Problemlerin son bulduğu, sportif başarıların olduğu bir Galatasaray’a doğru yürüyeceğiz.
Turgay Kıran, göreve geldiğinde Zidane, Pires, Raul gibi yıldızları getireceğini söylüyor. Bunun için bir yorum yapmıyorum. Göreve gelirse bunun takipçisi oluruz." Bana küfredene çiçek atacağım
BANA tepki gösteren Galatasaraylılar’a sesleniyorum... Onlar bana küfür etsinler, ben onlara gül atacağım, çiçek atacağım
Benim gibi adamı çok ararsınız
ASIK suratlıyım ama benim gibi adamı çok ararsınız. Biri eşiyle kavga etse, gider kayınpederine
’kefilim’ derim.
Bazıları kongre sevdasına Fener’e yenilmemizi istedi
6-0’lık maç, Ribery ve RivaB
AŞKANLIĞIM süresince beni en çok üzen 3 olay şunlardı:
1-) Fenerbahçe’ye 6-0 mağlup olmamız. 2-) Ribery’nin gidişi. 3-) Riva Projesi için Genel Kurul’un bize yetki vermemesi.
Bunların dışında beni üzen başka hiçbir şey yok. Ben Galatasaray Başkanı olarak spor kamuoyunda, devlet katında, yurt dışında, kısacası her yerde saygı gören bir insanım. Bu makamı iyi temsil ettim.
Gücümü sevgiden alıyorumG
ALATASARAY’da sevginin kaybolduğunu, bunda benim payımın büyük olduğunu söylüyorlar. Ben Galatasaray’da her zaman sevginin ön planda olduğunu bilen, buna inanan ve hazmeden bir insanım. Bana sevgisiz diyenler, önce kendine bakmalı. Doğru, sert yapılıyım. Ama bir arkadaşım zor gündeyse, başı sıkıntıdaysa ya da en iyi günündeyse, mutlaka onun yanında olurum. Benim felsefem, hayat tarzım bu. Bana sevgisiz diyenleri ben sevgisizlikle suçluyorum. Benim şu anda çok güçlü olduğum söyleniyor. Ben bu kadar gücü sevgiyle elde ettim. Gücümü sevgiden aldım. Nefretle asla buna sahip olamazdım.
En demokrat başkanım1962’den beri bu kulübün içindeyim. Bu zaman dilimindeki bütün yönetimleri ezbere biliyorum. Her yönetimde başkanın yanında ön plana çıkan 2 ya da 3 kişi vardır.
Cengiz Özyalçın birçok yönetimde görev almış, devlet bazında yöneticilik yapmış bir kişidir. Kendisine sorun... Benim kadar demokrat, yönetimdeki arkadaşlarına danışarak, fikirlerini alarak çalışan başka bir başkan var mı?
Benim en büyük hatam 24 saat, full time Galatasaray Sportif A.Ş. binasında olmam. Her sabah saat 11.00’de mutlaka burada oluyorum. Zaten bu yüzden benim için,
’Galatasaray’ı tek başına yönetiyor’ diyorlar. Galatasaray’daki işlerimin yoğunluğu yüzünden kendi şirketimin binasına en fazla 3 kere gitmişimdir. Bu yüzden kendi şirketimin yerini bilmem.
Herkesin 6 projesi varG.SARAY Kulübü Başkanlığı’na aday olan herkesin bahsettiği sadece 6 proje var. Başka projeleri yok. Zaten olamaz da. Eğer varsa da bu hayalcilik olur. Nedir bunlar;
1-) Sportif başarı; 2-) Stat; 3-) Seyrantepe; 4-) Riva; 5-) Florya, Kalamış ve Galatasaray Adası’ndaki tesisler; 6-) Şirketlerin halka arzı. Bu kadar zamanda gördüm ki, bunların dışındakiler sadece hayalcilik. Türkiye bürokrasisi her şeyin önüne geçiyor. İşte size bir örnek vereyim; 3 sene önce devlet Riva’daki arazimizde 248 dönüm ormanlık alan olduğunu, biz ise bu 206 dönüm olduğunu söylüyorduk. Bu durumun netliğe kavuşması için 3 sene önce devlete başvurduk, bize daha bugün, az önce cevap verdiler. Düşünün, burada söz konusu olan tartışmalı arazinin büyüklüğü tam 42 dönüm. Ve biz bu işin aydınlığa çıkması için tam 3 yıl beklemek zorunda kaldık.
Süperman miyim?BANA, ’Kulübü tek başına yönetiyor’ diyorlar. Ben Süpermen miyim, Batman miyim?
Özhan Canaydın kulübün ancak yüzde 60’ını bilir. Tamamını nereden bilsin?
Borçlardan korkmuyorumBENİ ürküten, kulübün borçları değil, futbol dışı gelirler sağlayamamaktır. Galatasaray çok büyük bir güce sahip. Riva 30 senedir konuşulmuyordu, biz büyük bir cesaretle bu projeyi masaya yatırdık. Bu yüzden Riva için Genel Kurul’un bize yetki vermemesi ağırımıza gitti. Genel Kurul’da gol atmış gibi sevinen insanlar, naralar atan, alkış tutan kişiler şimdi çıkış yolu olarak yine Riva’yı gösteriyorlar, bu projenin peşinden koşuyorlar. Biz Riva konusunda herkesin önünü açtık. Artık göreve kim gelirse gelsin Riva’yı kullanıma hazır hale getirdik.