Güncelleme Tarihi:
O, dünya karatesinin vitrini… Haldun Alagaş, bu sporu teknikleri ile dünyaya sevdiren, öğreten, Türkiye’ye ilk madalyaları getiren efsane karateci… Yaşarken adı spor salonuna, caddeye verildi, büstü dikildi. Ancak devlet sporcusu olamadı!
Dünya şampiyonalarında 3 altın, 1 bronz, Dünya kupalarında 2 altın, 1 bronz, Avrupa şampiyonalarında 5 altın, 5 gümüş, 8 bronz, Akdeniz Oyunları’nda 1 altın, Türkiye Şampiyonaları’nda 20 altın madalya kazanan Alagaş’ın diğer branşların sporcularından eksiği değil, fazlası var. Peki neden devlet sporcusu olamıyor? “Karate olimpik spor değil de ondan.”
DEĞER BİLEN FRANSIZLAR
Hayli dertli olan Alagaş, söyleşimizde bu konu üzerinde ayırca durdu... “Neden bir sporcuya devlet sporcusu ünvanı verilir. Başarılarından… Ben buna layık değil miyim. Türkiye’de 5 dünya şampiyonu çıkmıştı. Yılmaz Helvacıoğlu, Haldun Alagaş, Tennur Yerlisu, Naim Süleymanoğlu, Hafız Süleymanoğlu. Benim dışımdaki arkadaşlar yurt dışında yetişmişlerdi. Tamamen Türkiye de yetişip karate branşında büyüklerde en genç ve ilk Dünya şampiyonu, Dünya Kupası şampiyonu, Büyükler erkek ilk Avrupa şampiyonu oldum.
Adına yurt dışında uluslararası yarışma düzenlenen belki de tek sporcuyum.. 15 Haziran tarihinde Fransa’nın Phalsborg kentinde Uluslararası Alagaş Cup Karate Turnuvası düzenlendi.”
MALZEME AYNI, AŞÇI FARKLI
“Tatamide (karate minderi) tekme tekniklerimi filme aldılar, röntgenimi çektiler. Yine de olmadı, beceremediler. Oysa karate teknikleri birdir, ancak uygulama farklıdır. Bu işi ben mutfağa benzetirim. Malzemeler dünyanın neresine giderseniz gidin aynıdır. Ancak burada önemli olan aşçıdır. İşte ben de bu teknikleri tatamide değişik şekilde yorumluyorum.”
‘Haldun tekmesi’yle şaşırtır, işi bitiririm
Dünya karate camiasında kendi adı verilen tekmesiyle ünlenen Haldun Alagaş, başkalarının bu tekniği görmesine rağmen aynen uygulayamadığını söyledi.
HALDUN Alagaş’ın o rakiplere aman vermeyen tekmesi Karate literatürüne “Haldun tekmesi” olarak geçti. Haldun yıllarca izlenen ancak dünyada tek bir karatecinin gerçekleştiremediği bu tekniği şöyle açıklıyor: “Sol ayağımı yerden kuvvet alıp arka arkaya kullanarak rakibi şaşırtıyorum ve sonuca gidiyorum. Ancak burada önemli olan estetiktir. Bu tekniğimin çakmalarını yapmaya çalışanlar çok ama kimse başarılı olamıyor.”
‘JAPONLAR BİLE PEŞİMDE’
“Biz karate sporunu Japonya’dan öğrendik ama şimdi onlar benim tekniklerimi ve çalışma programımı öğrenmek için büyük çaba gösteriyorlar. Onlarla birlikte çalışırken benden bir şey öğrenemiyorlar ama ben onlardan çok şeyler alıyorum. İngiltere, Belçika, İsviçre, Almanya, Romanya, Ürdün, Gürcistan ve Suriye gibi ülkelerin hem milli takımlarını hem de kulüp takımlarına seminerler verip çalıştırıyorum.”
Duayenleri unutmadı...
“KARATE çok hareketli ve konsantrasyon isteyen bir spor dalıdır. 42 yaşında aktif olarak milli takımlar düzeyinde yapan tek sporcuyum.”Rüyam olimpiyatta yarışmaktı. Ne yazık ki karate olimpiyatta yok. Karateyi Türkiye’ye getiren Hakkı Başar’a, Muzaffer Yoldaş’a, Hakan Alpay’a, Alev Oral’a, Atilla Çeliktürk’e, Doğan Kılıç’a minnettarım.”
Yabancılara özel ders
“YABANCI ülkelerden, örneğin Makedonya, Bulgaristan, Gürcistan, Ürdün, G.Afrika ve Suudi Arabistan’dan çok sayıda karateci ferdi olarak Türkiye’ye gelerek benden özel dersler alıyorlar. Birlikte antrenman yapıyoruz.”
Grivas’ın torunu!
“GÜNEY Afrika Cumhuriyeti’nde seminer veriyordum. Bir bayan benim için ‘biz Türk’leri böyle tanımıyorduk’ dedi. Meğer o bayanın eşi 1974 savaşı öncesi Kırbıs Türkleri’ne zulmeden EOKA’nın kurucusu Georgios Grivas’ın torunu imiş.”