A.A.
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2010 12:28
Beşiktaş Cola Turka'nın yıldız oyuncusu Allen Iverson, basketbolu siyah-beyazlı formayla bırakmak istediğini söyledi.
IVERSON: ASVEL'İ HATIRLAMAK BİLE İSTEMİYORUMSiyah-beyazlı taraftarların “
Beşiktaş'ın çocuğu” şeklinde isimlendirdiği “The Answer” lakaplı dünyaca ünlü basketbolcu Allen Iverson, Beşiktaş Dergisi'nin aralık sayısına açıklamalarda bulundu.
Spora Amerikan futbolu ile başladığını ve o zamanlar basketbolu “epey yumuşak” bulduğunu anlatan Iverson, basketbola başlama hikayesini şu sözlerle anlattı:
“Lisedeyken bir kavgadan dolayı başım belaya girdi ve 4 ay süresince hapishanede yattım. Çıktığımda hiçbir okul beni kabul etmiyordu. Bunun üzerine annem Georgetown'un koçu John Thompson'la görüştü ve bundan sonra basketbol oynayacağımı söyledi. Çok üzüldüm, ağladım, futboldan vazgeçmek istemiyordum, ama benim için büyük bir şanstı ve ben de bunu bu şekilde değerlendirdim.”
Üniversitede güzel sanatlar resim bölümünde okuduğunu, okulu bırakmak zorunda kaldığını belirten Iverson, ancak resmin hala keyif aldığı şeylerden biri olduğunu ve zaman zaman bir şeyler çizmeye devam ettiğini ifade etti.
-“JOHN THOMPSON OLMASAYDI HİÇBİR ŞEYİ BAŞARAMAZDIM” -John Thompson'un kendisine 19 yaşından bu yana kol kanat gerdiğini ve kariyerini ona borçlu olduğunu belirten Iverson, “O olmasaydı, şu anda elimde olan hiçbir şeye sahip olamazdım. Hiçbir şeyi başaramazdım. Oynadığım yüksek seviyedeki basketbola dair her şeyi ondan öğrendim. Onunla ilk kez 19 yaşında tanıştım ve bana kol kanat gerdi. Beni affederek hayatımı kurtardı. Şu anda 35 yaşımdayım ve hala benimle ilgilenmeye devam ediyor. Benim için muhteşem bir mentör. Beni tüm kötü şeylerden, kötü niyetli medyadan ve menajerlerden koruyor” dedi.
NBA'de Philadelphia 76'ers ile sezonu sayı kralı, top çalma kralı ve MVP olarak tamamladığı 2000-01 sezonu finalinde Lakers'e şampiyonluğu kaptırmaları konusuna değinen Iverson, “Takımda şampiyonluk yolunda ne eksikti” şeklindeki soruyu “Aslında bir eksiklikten söz etmek doğru olmaz. Sadece bizden daha iyi bir takıma elendik. Sezon içinde ve final serisinde çok iyi oynayıp, bütün takımlara kök söktüren bir takımdı Lakers. Bizim takımımızda ise çok sayıda sakatlık yaşandı ve açıkçası yeterince sert olamadık. Sonuç olarak Lakers daha iyi bir takım olduğu için şampiyon oldu” şeklinde yanıtladı.
-NBA-AVRUPA BASKETBOLU FARKI-Iverson, söyleşide Avrupa basketboluyla NBA arasında gözlemlediği farklılıkları da dile getirdi.
“NBA'de fiziksel yetenekler ve kişisel performanslarla işlerin yürüdüğünü, Avrupa'da ise daha çok takım oyunu oynandığını kaydeden Iverson, şu ifadeleri kullandı:
“NBA'ye oranla duran bir basketbol var. Yani daha çok zaman (alınan taktik fauller gibi) basketbol oynanmadan geçiyor ve buradaki uzun pivotlar daha çok dış şut atıyorlar, daha çok üçlük deniyorlar. 14 sene boyunca 48 dakikalık maçlar oynamaya alıştım. Buradaki maçlar sırasında, çeyrek başladıktan (bana göre) kısa bir süre sonra 3-4 dakika kaldığını gördüğümde şaşırıyorum. Zaman nasıl da çabuk geçiyor inanamıyorum.”
“NBA'de olduğu gibi çok fazla maç trafiği yok ve idmanlar daha ağır. Bu seni etkileyecek mi” şeklindeki soru üzerine Iverson, “Hem sporcu hem de basketbol oynamayı çok seven biri olarak buna alışacağım. Benim için epey değişik bir tecrübe olacağını düşünüyorum. Antrenörümüz Burak Bıyıktay da bana elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Eskiye oranla daha fazla antrenman yapmam da hem takım hem de benim için daha yararlı olacaktır” şeklinde konuştu.
-“EFSANE ŞEKLİNDE NİTELENDİRİLDİĞİM İÇİN ŞÜKREDİYORUM”-“Efsane” olarak adlandırılan basketbolculardan birisi olarak nitelendirildiği için hep şükrettiğini dile getiren Iverson, “Takım arkadaşlarım, antrenörlerim, taraftarlarım ve ailem bana bunu hissettirdiği için büyük onur ve şeref duyuyorum. Beni seven ve destekleyen insanlara, sahaya çıkıp en iyisini vermek anlatılmaz bir his. Aynı şeyi senelerdir, çok büyük saygı duyarak yapmaya çalışıyorum” diye konuştu.
Koluna “sleeve” takmasına ilişkin soru üzerine ise Iverson, “Üniversitede oynarken her düştüğümde kolum su topluyordu ve şişiyordu. Git gide o bölgede bir sakatlık oluştu. Bunun üzerine bir operasyon geçirdim. Sonrasındaki tedavi sürecinde 'sleeve' takmaya başladım. Daha sonra onunla oynamaya alıştığım için bırakamadım ve bir akım oluştu. Bir moda efsanesi” dedi.
-“BEŞİKTAŞ, PARÇASI OLABİLECEĞİM, BAŞARILARINA YARDIM EDEBİLECEĞİM BİR
KULÜP”-
Iverson, teklif geldiğinde Beşiktaş Cola Turka'nın parçası olabileceği, başarılarına yardım edebileceği kulüp olduğunu düşündüğünü dile getirerek, şöyle konuştu:
“Onların de beni kadrolarına katmayı ne kadar istediğini görünce kendimden bir şeyler vermek istedim. Gerek basketbol, gerek taraftarların ilgisi, gerek bilet gerekse de forma satışları olarak. Kararımı vermeden önce anlaşacağım takımın benim emeklilik yerim olması konusunda düşüncelerim vardı ve şu anda bunu Beşiktaş'la gerçekleştirmek istiyorum. Elde edeceğimiz her şeyin içinde yer almak istiyorum.”
-BEŞİKTAŞ TARAFTARINA ÖVGÜ-Iverson, BJK Cola Turka Arena'daki imza töreninde hissettiği duyguları “Oraya çıktığımda aklıma ilk gelen şey, olmam gereken yerde olduğumdu. O atmosferi yaşarken doğru kararı verdiğim için çok mutlu oldum. Taraftarların beni gördüklerinde adımı bağırmaları tüylerimi diken diken etti. Beni kabul etmelerinden ve bu şekilde desteklemelerinden ötürü çok heyecanlıyım” sözleriyle aktardı.
Tribün klasiği olan “üçlü çektirme” konusunda ise Iverson, “Öncesinde böyle bir şey yapacağımı ve bunun ne olduğunu bilmiyordum. İlk önce şaşırdım ve ne yapacağımı bilemedim, ama arkasından çok hoşuma gitti. Aynı şekilde taraftarlarımızın maçlarda aynı şeyi yapmalarını seviyorum” dedi.
Tezahüratlardan çok etkilendiğini dile getiren Iverson, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kariyerim boyunca çok büyük maçlarda ve atmosferlerde bulundum. Ama dünyanın hiçbir yerinde böyle bir taraftar, böyle bir tezahürat görmedim. Döndüğüm zaman ABD'deki birine bunu anlatsam da anlayamaz. Gelip bunu yaşaması lazım. Bu tezahüratları bizim için yapmaları ve benim bunun bir parçası olmam gurur verici. Taraftarların da maçın içinde olması, maçla beraber hareket etmeleri hepimize itici güç veriyor ve iyi hissettiriyor.
Takım arkadaşlarım benden çok daha uzun süredir beraber oynuyorlar. Ben geldikten sonra onlarla beraber olmak ve işbirliği yapmak için elimden geleni yapıyorum. Zamanla her şeyin daha iyi olacağını, takımın bir parçası olacağımı ve takım oyununu daha iyi öğreneceğimi düşünüyorum. Takım halinde oynamaya alışınca çok daha yararlı bir basketbol izleyeceğinize söz veriyorum.”
İlk maçında 15, ikinci maçında 2, üçüncü maçında ise 18 sayı attığı hatırlatılarak “Sen hangi ortalamayı yakalarsan, kendini tatmin olmuş hissedersin” şeklindeki soruyu ise Iverson, gülerek, “2 olmayacak. Kesinlikle daha fazla olacak. Söz veriyorum” şeklinde yanıtladı.