Oluşturulma Tarihi: Mart 12, 2008 00:00
G.Saray Başkanlığı’na 22 Mart’ta veda edecek olan Özhan Canaydın, "Kulüpler Birliği’ndeki sakin ve yatıştırıcı tavrımı kullanmasaydım kan gövdeyi götürürdü. Ayrılma kararını sezon başında verdim. Kendimi başarısız bulmuyorum" dedi.
GALATASARAY Başkanı Özhan Canaydın, 22 Mart’taki olagan genel kurulda başkanlığa aday olan isimler içinde Adnan Polat’ı, yöneticilik tecrübesi nedeniyle koltuğa daha uygun gördüğünü söyledi. Bir televizyon programına katılan
Canaydın, Polat’ın, Alp Yalman’ın başkanlığı dönemindeki yönetiminde ve kendi yönetiminde görev aldığını belirterek,
"Tecrübesi var. Adnan Öztürk genç, kafası çok iyi çalışan, saygılı, kendini yetiştirmiş bir arkadaşımız. Yönetim tecrübesi az. 1 sene benimle beraber çalıştı, yedek üyeydi ama kendisi ayrıldı. Ama kopmadı, Galatasaray için ne istediysem yaptı. Ribery’nin gelmesinde payı var" diye konuştu.
Düşmanlık yaptılarCanaydın, başkan adayı olmama kararını sezon başında verdiğini dile getirerek, muhalefet içinde kendisine düşmanlık duyanların çoğaldığını ve buna tahammül edemediğini kaydetti. Aday olması halinde belki de en rahat kazanacağı bir
seçim dönemi yaşayabileceğini iddia eden Canaydın, şöyle devam etti: "3 dönemde de karşımda 1300 kişilik bir muhalefet var. Onlar hiç bir zaman bu rakamı arttıramamıştır.
Bunların hepsi Galatasaraylı ve sevdiğim insanlar. Ben Galatasaray’ın kongre üyelerinin yüzde 65’ini tanırım. Bu kişilerin içinde düşmanlık duyanlar çoğalmaya başladı. Düşmanlıklar tribüne sıçradı. Bu kararı daha önce verdim. Kongreyi 2 ay erteleme hakkımız vardı, bunu bile düşündüm.
Kavgacı olmadım’Liseciler’ olayı tribünde çıktı. Bunun sebebi kongre arkadaşlarımız olabilir. İnternet siteleri açılıyor aleyhime. Benim bir dönem daha devam etmem Galatasaray’a zarar verecekse, ben ceketimi alır giderim.
Kazanacağım yüzde yüz de olsa. 2 şampiyonluk yaşadım, 100 yılın en önemli atılımı olan Seyrantepe Projesi’ni gerçekleştirdim. Futbol takımımız şampiyonluğa ve Türkiye Kupası’nı almaya doğru gidiyor. Basketbol ve diğer branşlarda başarılıyız. Hiç bir zaman kavga etmedim. Büyük alkışlarla, geri dön talepleriyle ayrılıyorum, bu benim için mutluluktur. Kendimi başarısız bulmuyorum. Avrupa kupalarında geri kaldık ve bu nedenle kendimizi her zaman vicdanen suçlu hissedeceğim."
Özhan Canaydın, Futbol Federasyonu seçimlerindeki tercihlerinde ne politikadan, ne de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan baskı görmediğini söyledi. Mehmet Ali Şahin veya Murat Başesgioğlu’ndan da baskı görmediğini vurgulayan Canaydın,
"Kulüpler Birliği’nde çok olaylar yaşadık. O Kulüpler Birliği’ndeki sakin ve yatıştırıcı tavrımı kullanmasaydım kan gövdeyi götürürdü. Enteresan günler yaşadık. Haluk Ulusoy aile dostumdur. O ayrı bir şey" dedi.
Dini baskı hissetmedimÖzhan Canaydın, takım içinde dini bir baskı hissetmediğini de ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:
"Galatasaray Lisesi’nde okurken hademeler orada yatardı. Onlarla cuma namazına giden arkadaşlarımız vardı. Bütün takımlar içinde namazında niyazında olan futbolcular vardır. Brezilyalı oyuncular içinde de tarikata mensup oyuncular vardır. Takımda dini bir baskı olduğunu hissetmedim. Yabancılar haç çıkararak maça çıkıyor, bizim oyuncular dua edince olay oluyor."