Ben futbolu unutmadım

Kulübün birkaç yıldır zor dönemlerden geçtiğine dikkati çeken Onuk, “Tabii herkesin bunda sorumlulukları var. Başta benim olmak üzere başkan İlhan bey ve benden sonra göreve gelenlerin de var. Kendi dönemimde yoğun yıllar geçirdim. Elimden geldiğince iyi şeyler yapmaya gayret ettim ama bir yerde 3 tane takımı idare etmenin sıkıntısını yaşamadım değil. Bu kadar çok insan, bu kadar çok oyuncuyla uğraşmak beni son derece yıprattı.

Neticesinde de geçen yıl Ağustos ayının sonunda kulüpten ayrıldım. 1984 yılında kulübe başlamıştım. Yaklaşık 26 yıllık bir süreç. Bunun 1 ya da 1,5 yılını ayrı geçirdim. 25 yıl Gençlerbirliği Kulübü'ne üst düzey hizmet ettim. Ben Gençlerbirliği'nde göreve başladığımda küçük, barakadan bir kulüp vardı. Şimdi milyon dolarlık tesisleri olan, son derece genç yetenekleri olan bir kulüp haline geldi” dedi.

KULÜBE PARA KAZANDIRAN OYUNCULAR

Eski genel menajer Cem Onuk, kulübe büyük paralar kazandıran futbolcularda emeği bulunduğuna inandığını ifade ederek, “Büyük paralara satılan tüm futbolcularda benim emeğim var” dedi.

Çok fazla futbolcu sattıklarını ve isim saymasının zor olduğunu hatırlatan Onuk, şöyle devam etti: “Süreç Tarık ile başladı. Bir dönem bir takım sattık. Ergün, Tarık, kaleci Hasan, Moshoeu, Khuse, Kona, Engin, Uğur, Ümit Özat, Ali Eren. Ne bileyim o kadar çok ki. Hangisini sayayım. İlhan bey çok büyük paralar kazandı. İlhan bey bana rahat çalışma ortamı sağladı. Gençlerbirliği eskiden dedikodusu olmayan bir kulüptü. Sevgiyle yönetiliyordu. Aramızda sürtüşmeler olsa da Atilla Aytek ile Zeki Ünaldı ile son derece uyum içerisinde çalıştık. Ağabeylerimle anlaşılmaz nedenlerle kırgınlığımız oluştu. Bunda benim hiçbir zaman payım olmadı. O dönemlerde çok büyük başarılara imza attık. O başarıları herkesin gözardı etmesi mümkün değil. Bu çok büyük bir ayıptır. Cem Onuk'u böyle karalamak son derece abesle iştigaldir.”

“BEN FUTBOLU UNUTMADIM”

Cem Onuk, Gençlerbirliği'nde son dönemde futbolcu yetişmediği ve satılmadığı şeklindeki eleştirilere tepki göstererek, “Son yıllarda oyuncu üretilmiyor deniyor. Bir sayalım bakalım. Gökhan Gönül, Gökhan Ünal, Giray, İlhan, Mustafa, Orhan. Bunlar büyük takımlara gitmedi mi?” dedi.

Tanınmamış bazı futbolcuların Gençlerbirliği'nde isimlerinin duyulduğunu hatırlatan Cem Onuk, “Bu kulübe Thomas Zebel ve Filip Deams geldi. Youla, Ahmet Hassan, El Saka'lar geldi ve burada birşeyler oldular. O zaman ben de vardım. Ben futbolumu unuttum? İnsanların biraz vicdanını sorgulaması lazım” diye konuştu.

Gençlerbirliği dışında bir kulübün daha liglerde mücadele etmesinin ardından işlerin de zorlaştığını anlatan Onuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “İkinci kulüp oldu, pasta büyüdü, işler zorlaştı. Kulüp içinde teknik ekip fazlalaştı. Bunlar fazla olunca, işlere karışan insan sayısı fazla oldu. Yöneticiler bu işlerin içine girmeye başladı. Bir işin içinde insanlar ne kadar fazla girerse, hatalar da o kadar fazla oluyor. Ben sihirbaz değilim ki, Gençlerbirliği ve Hacettepe'ye 50 tane transfer yapayım. 'Hacettepe'yi gençlerden kuralım, her sene oradan Gençlerbirliği'ne oyuncu alalım' dedim ama öyle olmadı, iki tarafa da transferler yapıldı. Son 2-3 yılda Gençlerbirliği bir oyuncu mezarlığına dönüştü. Burada benim Hacettepe ile ilgili düşüncelerim hem başkan Turgay Kalemci'ye, hem de İlhan Cavcav'a sorulabilir. Sadece izah ettim, hiçbir zaman fiiliyata geçiremedim.”

Fenerbahçe'nin başarılı futbolcusu Gökhan Gönül'ü transferi öncesinde Gençlerbirliği'nde oynatamadığını dile getiren Onuk, “Benim Gökhan Gönül'ü Gençlerbirliği'nde oynatmaya bile gücüm yetmedi. Fakat Gökhan Gönül'ün bu kulüpten kovulmasını engelledim. Gökhan Gönül'ün hakkı olmayan 100 bin TL'yi İlhan bey beni kırmadan ödedi. Bu çocuğu kazandık ama Türk futbolu Gökhan Gönül'ü kazandı. Gelinen nokta da tüm başarısızlıklarda Cem Onuk suçlu. Hiç bana bunlar nedir diye soruldu mu?” şeklinde konuştu.