Güncelleme Tarihi:
İşte o değerlendirme...
"Trabzonspor şampiyonluğa gidiyor"
Öncelikle Süper Lig’in üç büyükleri olarak adlandırılan Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın içinde bulundukları durumun nedenlerine değinerek sözlerine başlayan Bektaş, "Birçok neden olabilir; kadro yapılanması, oyuncuların birbirleriyle uyumu, sakatlıklar. Fenerbahçe biraz daha kadro yapılanmasından yakınıyor olabilir çünkü hep aynı tarz oyuncular var. Biraz hücum hattında eksik kaldığını düşünüyorum. Galatasaray’da da yanlış kadro yapılanması. Oyuncuların birbirine uyumu iyi değil. İstikrarı yakalayamadılar. Beşiktaş’ta sakatlıklar en büyük sebep olabilir. Çünkü Beşiktaş'a baktığınızda geçen seneye göre kadrosunu muhafaza etmiş hatta üstüne de oyuncu almıştı. Belki Sergen hoca döneminde bir duygu kırılması oldu. Biz onu milli takımda da yaşamıştık. Ondan sonra da bir değişim oldu. Trabzonspor’a baktığımız zaman ise istikrarlılar ki onlar da sıkıntı yaşadı sakatlıklardan sonra. Ama yine de en büyük aday. Son Galatasaray galibiyeti onlara büyük moral verdi, camiayı bir havaya soktu. Çok büyük ihtimalle de Trabzonspor şampiyonluğa gidiyor” ifadelerini kullandı.
Anadolu takımlarının yükselen grafiği
Bayram Bektaş, Anadolu takımlarının ortaya koydukları başarılı performanslara ilişkin ise, “Konyaspor’un kadro yapısı, oyuncuların birbirine uyumu, istikrar iyi. Bunu bazı takımlarda da gördük ama iniş çıkışlar oldu. Alanyaspor fena gözükmüyor, onlar da hep kadroyu muhafaza ederek geliyorlar. Hatayspor bu sene biraz tutarsız, bir kazanıp bir kaybediyor. Ama Konya en istikrarlı takım gözüküyor. Özellikle de Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın yarışın dışında kalması onları yukarılara taşıdı. Trabzonspor’u takip eden tek takım olarak gözüküyor Konyaspor. Ama takdire şayan bir sezon geçiriyorlar. İlhan Palut hoca da güzel işler çıkarıyor. Trabzonspor da geçmiş senelere nazaran hücum hattını çok güçlendirdi ve alternatifli hücum hattı oldu. Sakatlıksız tam kadro gittiği takdirde bence önünü kimse kesemez" cümlelerine yer verdi.
Süper Lig’de artık genç teknik direktörlere daha fazla görev verilmesiyle alakalı düşüncülerini 47 yaşındaki teknik direktör, şöyle dile getirdi:
"Kulüpler kendi yol haritası, anlayışına göre bir tercih yapıyor. Hedefine göre bir hoca tercihi yapıyor. Bu tercihler bizim büyüklerimiz de olabiliyor. Nitekim Mustafa Denizli hocamız Altay’daydı, şampiyon yaptı geçen sene. Bu sene tutmadı ayrıldı. Şenol Güneş hocanın mutlaka görüştüğü yerler vardır. Fatih hoca (Terim) bilmiyorum bırakacak mı. Onlar bizim ağabeylerimiz, örnek aldığımız hocalarımız. Ama genç nesil olarak bizim de o yerleri doldurmamız için kendimizi en iyi şekilde donatmamız lazım. Her ortama, plana, stratejiye kendimizi hazırlamamız gerekiyor oyun anlamında ki orada biz de yer bulalım. Biliyorsunuz bazı kulüpler henüz lisansı olmayan hocalar tercih ediyor. Belki onlara inanıyordur.
Ben hiçbir zaman lisanssız çalışan bir hocayı da eleştirmedim. Kendi ekmeklerinin, piyasalarının, kariyerlerinin doğrultusunda gidip çalışıyorlar. Hayalleri vardır, teklif geldiği takdirde tabii ki gidip çalışacak. Bu tamamen kulüplerin sorunu. Bunun bir kararı alınıp uygulanacaksa da TFF’nin uygulaması gerek bir karar."
"Altay ile görüştüm"
Mustafa Denizli görevden ayrıldıktan sonra Altay ile bir görüşme yaptığını açıklayan Bektaş, “Ama transfer yasağı var ve bazı bölgelere ihtiyaç vardı. Kendimle alakalı tercih etmedim. Yoksa beğenmediğimden değil, sadece kariyer planlamamla alakalı. Kendimi ifade edebilecek, istediğim kadroyla istediğim oyunu sahaya yansıtabilecek bir ortam bulmadığım için kabul etmedim. Bir alt ligden teklifler oluyor, şu an görüşmeler yapıyorum ama henüz bir netice yok" şeklinde konuştu.
"Dünya Kupası’na gitme şansımız çok zor, imkansız değil"
A Milli Takım’daki Kuntz dönemini ve ay-yıldızlıların Dünya Kupası’na gitme şansını değerlendiren Bayram Bektaş, "Sonuçta orada geçmişte oluşmuş bir çekirdek kadro, genç jenerasyon var. Biz çok başarılı bir süreç geçirdik. Ondan sonra Avrupa Şampiyonası malum başarısız oldu. Neticesinde de ayrıldık. Bildiğim kadar Hamit Altıntop’un ilişkileri, Alman futbolunu, altyapısını, stratejisini benimsediği ve Stefan Kuntz’un başarılı olacağına inandığı için göreve getirildi. Bizim yapmamız gereken sadece destek vermek. Sonuçta hepimizin milli takımı. Ben çok kısa vadede bir şey beklemiyorum zaten yanlış olur. Herkes milli takımımızın Dünya Kupası’na gitmesini istiyor. Fakat şansımız çok zor, imkansız değil. Milli takımımız inanılmaz karakterli bir milli takım. Sadece maça iyi hazırlandığı zaman yenemeyeceği takım yok. Ama oyun planı, şablonu ve stratejisinden çıkmadığı zaman. Çünkü biz bunu böyle başardık, böyle yaşadık Şenol hocamla. Direktifleri veriyorduk antrenmanda, uygulandığı zaman maç esnasında başarıyorduk. Ama biraz formatın dışına, geniş alanda takımın boyu uzadığı zaman sıkıntı yaşadık. Bunu da muhtemelen milli takımın başındakiler, yeni hocası tespit etmişlerdir" diye konuştu.
Avrupa Şampiyonası’nda belli bölgelerde kadronun sınırlı kalmasının teknik ekip olarak kendilerini zorladığını da anlatan Bektaş, yaşanan süreç hakkında şunları söyledi:
"Öncelikle milli takıma, alt yapılardan üretmemiz lazım. Biz bunun sıkıntısını çok yaşadık. Milli takımı izlediğimizde bir A, B, C planı niye yok çünkü oyuncu alternatifi çok kısıtlı, özellikle hücumda. Bir milli takımın 6, 7, 8 tane kanat oyuncusu, forveti olmalı. Türkiye’de forvet yok demiyorum ama milli takım düzeyinde uluslararası arenada büyük müsabakalarda iş bitiren yetenekli forvetlerin olması gerekiyor. Mesela sol bek sıkıntımız da var. Sağ bekte alternatiflerimiz var; Zeki, Mert ama sol bekte Caner Erkin yaşlandı, artık daha ne kadar gidecek. Umut oynuyor fakat orayı zorlayacak çok fazla oyuncu yok. Rıdvan Yılmaz geliyor arkadan sadece. Özellikle hücumda ki biliyorsunuz eleme sürecinde Cengiz Ünder 1 ya da 2 maç oynadı. Biz kanatsız, başka oyunculardan kanat mevkiinde yararlandık. Forvette Cenk Tosun bize inanılmaz katkıda bulundu ama Avrupa Şampiyonası’nda yoktu. Burak Yılmaz’a yük bindi, sadece o bütün yükü çekti. Elinden geldiği kadar maksimumuyla yaşına rağmen özveride bulundu ama hep eksiktik. Dolayısıyla bir milli takım kadrosu, aday kadro, geniş kadro çok alternatifli olmalı. Hollanda, Fransa, İtalya ile oynuyorsun, giren çıkanı aratmıyor. Adam forvet için oturup düşünüyor kimi oynatayım diye. Bizim öyle bir şansımız yok milli takım olarak o yüzden burada bizim Ümit Milli Takım, Genç Milli Takımlar, kulüp alt yapıları, akademiler tamamen mevkiinin özelliğini taşıyan oyunculara yönelmeli. Kanatsa kanat, forvetse forvet, devşirme oyuncuyla çok uzağa gidemiyoruz. Uluslararası alanda yarışamıyorsun. Bizim biraz daha bunlara yönelmemiz lazım ama 20 senedir aynı şeyi konuşuyoruz, çok da bir şey değişmiyor.”