Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2002 00:00
Aslında bu kitap sadece Milli Takım'ın ve
Fenerbahçe'nin başarılı kalecisi Rüştü Rençber'in hikáyesi değil. Arka planda Türk futbolunun ve Fenerbahçe'nin serüveni de yer alıyor. O serüvenin bir yanı hayli buruk. Geçirilen bir
trafik kazası sonucunda
BeÅŸiktaÅŸ'tan kopma, Pendik yenilgisi, üstüne bir de taraftardan yenilen dayak benzeri ayrıntılar bir yandan futbol tarihinin hüzünlü köşelerine ışık tutuyor, diÄŸer yandan da Rüştü gibi insanların kolay yetiÅŸmediÄŸini ortaya koyuyor. HaÅŸim Åžahin'in yazdığı ve dayak olayından ötürü Feneriumlar’da satışı yasaklanan ‘‘Tuana'nın Babası Rüştü’’ adlı kitaptan bazı bölümler aktarıyoruz...Kupa maçında Pendikspor'a yenildik ve elendik. DoÄŸal olarak çok üzgünüz. Maçtan çıkıp DereaÄŸzı'na geldik. Zaten hem yol boyunca, hem de DereaÄŸzı'na gelince çuvallar dolusu küfür yedik. Kalabalığın arasından tesisteki odalarımıza geçtik. Bir süre tepkilerin azalmasını, insanların dağılmasını bekledik. Ama gariptir ki, kapıda görevliler olduÄŸu halde tesislerin içine girmiÅŸ, hatta odalarımızın pencerelerine kadar gelmiÅŸ insanlar.Ben Kemalettin ve birkaç arkadaÅŸ daha konuÅŸtuk kendi aramızda. Ve karar verdik biraz daha beklemeye. Biraz korku, biraz tereddütle arabalarımıza yöneldik. Önce bir grup önümü kesip Fener'e ne olduÄŸunu sordu. Ben de ÅŸu anda en az onlar kadar üzgün olduÄŸumu, yarın istedikleri bir saatte kendileriyle karşılıklı konuÅŸabileceÄŸimizi söyledim. Makul karşılar gibi oldular ve ben de arabama bindim. Ä°ÅŸte ne olduysa orada oldu. Önce arabamı tekmelediler, sonra da bana yöneldiler.DereaÄŸzı'ndaki o olay, o saldırı kadar hiçbir ÅŸey yaralamamıştır beni. Çirkin haksız, insafsız ve ahlaksızcaydı.Saldırıdan sonra Ä°brahim abinin evine gittim. Ama ölü gibiyim. Kabullenemiyorum bir türlü olanları.Yorgun ve çaresizdim, birden aklıma Işıl geldi. Telefona yöneldim, aÄŸzımdan çıkan ilk sözcük, ‘‘Işıl valizleri topla gidiyoruz’’ oldu.Eve gittiÄŸimde iki aylık hamile olan Işıl'ın yüzüne bile bakamıyordum. Valizleri topladım ama nereye gideceÄŸimi bilmiyordum. Her zaman yanımda olduÄŸu gibi yine Işıl imdadıma yetiÅŸti. - Sen Fenerbahçe'nin kaptanısın ve çok güçlü bir insansın, kaçmak sana yakışır mı, dedi.Işıl ile sarılıp aÄŸladığımda yüreÄŸimdeki sızı biraz olsun dinmiÅŸti.Bir kaç saat önceki hayatın deÄŸmezliÄŸine, kaçıp gitmenin o tuzaÄŸa düşüren esrarına yavaÅŸ yavaÅŸ da olsa sırtımı dönmeye baÅŸlamıştım.Fenerbahçe kaptanına yapılan bir saldırıyı bütün camiaya maledemezdim. O halde Rüştü'ye yakışanı yapmalıydım, böylece kaçmak fikrini hemen aklımdan çıkardım.Işıl, ‘G.Saray’ı yenin Fenerli olacağım’ dedi Benim gibi Işıl da çocukken G.Saray'lıymış. Biz sözlendiÄŸimizde bile hálá G.Saraylı'ydı.Bu arada Fenerbahçeli yapmak için uÄŸraşıp duruyordum tabii ki. Derken G.Saray maçı geldi çattı. Ãœstelik Ali Sami Yen'de. G.Saray'ın başında da Fatih Terim var. Işıl da korkunç derecede takımına güveniyor. 'Peki G.Saray'ı Ali Sami Yen'de yenersek Fenerbahçeli olacak mısın' dedim.'Siz G.Saray'ı Ali Sami Yen'de yeneceksiniz, güleyim bari. G.Saray'ı Ali Sami Yen'de yenin, söz ben de Fenerbahçeli olacağım' dedi Işıl.Tabii bana da G.Saray'ı yenmek için bildiÄŸim bütün duaları okumak kaldı. Çünkü Işıl'ı da, Fenerbahçe'yi de çok seviyordum.Allah dualarımı kabul etti ve biz G.Saray'ı Ali Sami Yen'de 4-0 yendik.Åžimdi sıra Tuana'da, daha ÅŸimdiden Fenerbahçeli olarak yetiÅŸtiriyoruz.Trafik kazası geçirmeseydi BeÅŸiktaÅŸlı olacaktıYıl 1993, aylardan mayıstı. Sezon bitmiÅŸ, BeÅŸiktaÅŸ'a gitmem için ön görüşmeler olumlu geçmiÅŸti. Hatta karşılıklı söz kesilmiÅŸ ama ben biraz uçarı, mutluluktan sarhoÅŸ, yaz tatili geçiriyordum. Çok mutluyum. Can yoldaşım ve takım arkadaşım Levent ile gezip eÄŸleniyoruz. Sezona alabildiÄŸine dinlenmiÅŸ olarak girmeyi düşünüyoruz. Ä°ÅŸte o akÅŸam, Levent'in kız arkadaşını havalimanından alıp dönüyorduk. Saat 23.00 suları. Arabayı ben kullanıyorum. Levent sağımdaki koltukta, kız arkadaşı da arka koltukta oturuyor. Önce bir kamyon belirdi önümde. Hem de ne günlerdir yaÄŸan yaÄŸmuru, ne arkasından gelen bir otomobilin süratini dikkate almayan türden. Bu da yetmiyor, neredeyse tam yolun ortasından seyrediyor. Bütün bunların üzerine iradem dışı hafif sollayarak önce çukura, sonra tretuarlara çarpıyoruz. Ä°kiye bölünen arabada Levent oracıkta beyin kanamasından ölüyor. Levent'in kız arkadaşı ve ben ağır bir yaralı bir ÅŸekilde hastaneye kaldırılıyoruz. Doktorlar futbol hayatımın bittiÄŸini söylüyor. Bu kazadan sonra BeÅŸiktaÅŸ beni almaktan vazgeçti.Â
button