Basın özetleri

Güncelleme Tarihi:

Basın özetleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2002 00:00

KAMUOYUNDAN büyük tepki alan Fogg yandaşlarına bazen destek de geliyor. Kimlerden? Kambersiz düğün olur mu! Elbette dinci gazete yazarı Nazlı'dan! İşte dünkü yazısından bir bölüm: ‘‘Fogg'un ilişkide olduğu gazetecilere baktım. Hepsi basınımızın seçkin simaları. Her biri iyi dil bilir, adab-ı muaşeret bilir, izzet-i ikram bilir, görgü ve bilgi sahibidirler. Zaten bu yüzden sadece Karen Fogg değil, diğer ecnebiler de onlarla ilişki kurar. Zaman tünelinde kaybolanlar (yani bizler!) hálá müdafaayı hukuk ruhunu, antiemperyalist bir yaklaşımla sürdürmeye çalışıyorlar.’’Bak bak bak, ‘‘şu bizim Nazlı’’ ne güzel yazmış!Nasırına basılan Fogg ekibinin feryat ve küfürleri ise devam ediyor. Aynı dinci gazetede Cengiz Çandar yazıyor:‘‘Emin Çölaşan bana, kendisine mekán seçtiği foseptik çukurunda görüşme yapma çağrısı yapıyor. Çağrısına şimdi de, bundan sonra da uymayacağım.’’Kendisine ne ‘‘içinde bulunduğum foseptik çukurundan’’, ne de başka bir yerden görüşme çağrısı yaptım. Geçmişi ve marifetleri ortaya çıkınca, yazdıklarıma yanıt veremeyince, okurlarına yine yalan söylüyor. Kendini kurtarmak için onları kandırıyor. Maocu dönek olarak hem dincilerden maaş al, hem böyle açıktan yalan söyle! Olur mu canım!***Sahtecilik ve TRT'yi dolandırmak suçundan hüküm giyen Mehmet Ali Birand dün bana yazıyor: ‘‘TRT davasını yaz. Yıllarca sana malzeme verdi. Türkiye'deki adalet hakkında herkesin fikri var.’’Oğlum Mehmet Ali, koskoca adam oldun, hüküm yedin, artık başını önüne eğ de sus. Sen TRT'yi sahte belgelerle, düzmece faturalarla dolandırdın. Bu para günümüzün değeri ile yüz milyarlar ediyor. Yakalandın, yargılandın. Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi sana 11 ay 20 gün hapis verdi. Bu karar Yargıtay tarafından onanıp kesinleşti ve ertelendi. Eğer 1 yıl alsaydın içeri girecektin. 10 günle kurtardın.İkinci sahtecilik dosyanda ise Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yargılandın. Mahkeme suçunu yine sabit gördü ama zamanaşımı nedeniyle davan düştü. Dahası var. TRT'den sahte belgelerle, düzmece faturalarla götürdüğün paraları da, başka cezalardan kurtulmak için iade ettin. Haydi konuş, yalan mı? Madem suçsuzdun, paraları korku belasına niçin TRT'ye iade ettin?Senin olayını anlatan kitap bile çıktı. Adı ‘‘Birand Dosyası’’. Okudun mu? (Burak Reis Sat. Kuvayı Medya Yayını).Sen ne konuşuyorsun? Sahtecilikten hüküm giymişsin, karar kesinleşmiş. Yat kalk, adalete dua et. 10 gün daha yeseydin içeri girecektin. Sevgili okuyucularım, bu Mehmet Ali'nin yaptığının binde birini onurlu bir insan yapmış olsaydı, değil program yapmak ve yazı yazmak, herhalde utancından sokağa çıkamazdı.Ama burası Türkiye! Bizden utanmıyor, bari ‘‘sweethart’’ı Karen Fogg'dan utansın.***Ve yine dünkü yazısında bu konulara değinen birine birkaç söz söylemek isterim. Ona bazı sorular soracağım:Maoculuktan nasıl dönüp bu duruma geldiğini!Yöneticisi olduğu kamu bankasında, kendisine banka adına verilen kredi kartı hesabını sevgilisiyle birlikte nasıl şişirip on binlerce dolara ulaştırdığını!Bu konunun devlet raporlarına nasıl geçtiğini!Sonra genel müdürün zorlamasıyla görevinden nasıl istifa etmek zorunda kaldığını!Sonraki dönemlerde hangi davalardan yargılandığını. Borsacı Nasrullah Ayan'a ve başkalarına hangi koşullarla danışmanlık yaptığını!Sen bir zamanlar aynen Cengiz Çandar gibi Maocu ol, sonra dön, bu kez dinci kanallarda program yapmaya başla, ondan sonra da Karen'le yemek yemekten şeref duy! Ne biçim bir şeref kavramıdır bu!***Çevremde emek ve alın teriyle haber üreten yüzlerce gazeteci arkadaşım var. Gazeteci haber toplar, haber üretir. Gazetecinin görevi budur. Gazeteci haber kaynağı değildir. Kendini böyle kullandırmaz. Gazeteci başkalarıyla vıcık vıcık, enseye tokat ilişkilere girmez. Başkaları adına haber kovalamaz, bilgi sızdırmaz, başkalarının çıkarına alet olmaz. Fogg olayında ise roller değişmiş, bazı gazeteciler Karen Hanım'ın haber kaynağı olarak görev yapmış. Yazımı bitirirken, Mehmet Ali Birand'a bir çağrıda bulunuyorum. Lütfen, şu sahtecilik olayını belgelerle tartışalım. Eğer mert adamsa, yüreği yetiyorsa, nerede isterse, örneğin onun programında bir araya gelip gerçekleri ortaya koyalım. Yanımızda Karen Fogg da bulunsun.Ak koyun kara koyun belli olsun, birimizin takkesi düşsün, keli görünsün. Mat olan özür dileyip bu mesleği bıraksın. Haydi aslanım Mehmet Ali, var mısın? Hodri meydan!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!